Sokaktaki insanın umurunda değil Anayasa?
Onun öyle bir derdi yok?
Onun adına ahkam kesenlerin hazırladığı alternatif anayasa taslaklarının hiç
birisi onun derdine derman olamıyor, karnını da doyurmuyor çünkü?
Peki kime bu anayasa ve niye?
Bakın Anayasa değişikliği söylemi ile yatıp kalkanlara, hayatta birbirlerine
selam vermeleri bile mümkün değildir ama bir noktada birleşiyorlar?
O nokta; milli devlet anlayışını ve kurumsal yapıyı yıpratmak,
Türk toplumunu milletleşme sürecinden geriye döndürmek,
Sosyolojik anlamda onu bir kalabalık (yığın) gibi değerlendirmek,
Türkiye Cumhuriyetinin millete dayalı devlet modeli yerine, milletler sistemi
ikame etmek,
Anayasanın birleştiricilik ruhunu bertaraf edip ayrılıklara vurgu yapmak?
Kim ne derse desin, bence Türkiye Cumhuriyeti Devleti, savaşmadan, uğraşmadan,
tek mermi yakmadan nasıl tasfiye edilebilir sorusuna cevap veren taslaklar ve
talepler bunlar.
Ama etnik köken hakları cart curt?
Biz zaten bu ülkeyi kafatası üzerine inşa etmedik.
Bizim kurucu felsefemize göre Milletleşme, biyolojik bir tasnif değil; Milli
seviyede ortak bir yaşama tarzına kavuşulması, milli mutabakatların
geliştirilmesi, milli seviyede ortak kabul ve retlerin, müşterek paydaların ortaya çıkmasıydı.
Kaldı ki demokrasi; sosyolojik anlamda basit kalabalıkların değil neden ve
niçin bir arada bulunduklarını fark eden milletleşmiş toplumların rejimidir.
Biz diyoruz ki;
Milli birliğini kuramamış, mutabakatları gelişmemiş, milli devlet olma
özelliğini kazanamamış toplumlar demokrasiyi sadece tartışırlar; ama
yaşatamazlar.
Milletleşme; her türlü etnik, mezhep, aşiret, boy ve bölge taassubunun
aşılarak milli seviyede ?biz? duygusunun hissedilmesidir.
Milletleşme ile demokrasi arasında doğru bir ilişki vardır. Demokrasi
milletleşme üzerinde yükselir.
Demokrasi ile etnik ırkçılık ve taassup uzlaşmaz.
Etnik ırkçılığa teslim olacak bir anayasa hazırlık çalışmasının demokratik
olduğu kabul edilemez.
Farklılıklar, bütünü zedelemediği ölçüde demokrasi yürüyebilir.
Sosyal bütünleşmenin olmadığı yerde demokrasi çok teorik kalır.
Milli devlete, milli kimliğe ve milliyete karşı alternatif kimlik ve mahalli
egemenlik alanları açmak, demokratikleşme değil; milli devlet anlayışı ile
bağdaşmayan, egemenliğe ortak aramak, yeni ve farklı egemenlik alanları ihdas
etmek olur.
Farklılıklar bütünü tamamladığı oranda anlam kazanır.
Bir ülkede hâkim kültür ve milli kimlik reddedilerek farklılıkların, bütünü
zenginleştireceğinden bahsedemezsiniz.
Milli kimlik bir ülkede mevcut alt kültür gruplarını da kapsar.
Alt kültür gruplarının varlığı ile milliyet çelişmez ve bunlar birbirinin
rakibi de değillerdir.
Farklılıkları kutsallaştırarak, vatandaşlığı ve devletin varlığını reddederek
etnik ırkçılığa varan sapmaları teşvik ederek, silah bırakmamış terör örgütü
ile müzakereye girişerek, insanları birbirine ötekileştirerek, demokratik bir
anayasa yapılamaz.
Böyle bir yol sosyal bütünleşme ile de çelişir.
Hiçbir ciddi devlette çözülme ve etnik ufalanma, demokratikleşme ve
özgürleştirme olarak kabul edilemez.
Bunun hiçbir ciddi devlette yaşanmış bir örneği yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri her şeyden evvel, devletin temel kuruluş
felsefesi ve varoluş gerekçeleri ile uzlaşmak, onlara sadakatle bağlı kalmak
zorundadırlar.
Kendi kendini ötekileştirme sorunları çözemez.
Bölücü ve ırkçı terörü hak elde etmede doğal bir yöntem olarak kabul eden
terör örgütünün tehdidi altında, onun taleplerini karşılayacak ve şiddeti
yatıştırmak için anayasa yapmak çözüm değildir.
Ülkemizdeki asıl sorun; maalesef, siyasi iradenin, terör ve teröristin
haklarını teslim etmek üzerinden sözde bir çözüme yönelmiş olmasıdır.
Milletleşme sürecinde kimlik arayan, mensup olduğu devleti, milleti ve
vatandaşlığı reddeden bir grubu tanıma adına, anayasada yer vermek ve milli
kimliği bunun için etniklik seviyesine indirmek toplumsal bir intihardır.
Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde görülmemiş bir şekilde demokratikleşme ve
özgürleşme adı altında, parçalanma süreci ile karşı karşıyadır.
Buna izin vermeyeceğiz, vermemeliyiz. Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1478 | E-posta
|