"Ha o mahkeme, ha bu mahkeme. Sanki Anayasa Mahkemesi'ne gidince farklý bir karar mý alacak? Hayýr?
Artýk Anayasa Mahkemesi de demokrasiyi, özgürlükleri koruyan bir anlayýþa sahip. Þimdi hiç kimse iddia edemez ki bir Genelkurmay Baþkaný veya bir askerin darbe yapmasýnýn görev sahasýnda olduðunu. Þimdi nasýl oluyor da Yüce Divan görüþü sarf ediliyor anlamýyorum. Daha bu kanunun mürekkebi kurumadý."
Bu sözlerin sahibi kim mi?
O, AKP milletvekili evet, ama O Meclis Ýnsan Haklarýný Ýnceleme Komisyonu Baþkaný?
O, Ak Parti Sakarya milletvekili tamam ama O bir hukukçu?
Bu sözleri sarf ederken ki haline þöyle bir baktým da o sadece ve sadece AKP milletvekili?
Yarýn bu unvaný da elinden gittiðinde hukukçu kimliðine bürünme þansý var mý yok mu, onun bileceði iþ, býrakýn kendisi düþünsün?
Ne fark eder ki?
Baþbuð'u titri ve titrinden kaynaklanan heybeti ile bir tarafa, Baþbuð?u içeri týkan yüce yargý mensuplarýný da yaþlarý ve tecrübeleri ile bir tarafa koyun.
Þimdi deyin bakalým fark eder mi etmez mi?
Bir Baþbuð'u içeri týkan mahkemenin yapýsýna ve görev tanýmýna, bir de Anayasa Mahkemesine bakýn ve Allah adýna söyleyin;
Fark eder mi, etmez mi?
Aslýnda 'ne fark eder' diyen arkadaþýn bilinç altýnda çözülmüþ mesele?
Fark etmiyor derken ki kastý þu; Biz orayý da hallettik! Artýk Anaya mahkemesi de demokrasiyi(!), özgürlükleri(!) koruyan bir yapýya sahip!!!
Oraya da gitse, buraya da gelse sonuç deðiþmeyecek, yüce adalet tecelli(!) edecek diyor.
Ve ekliyor; görev tanýmý ne yahu? Görev tanýmýný bu kadar geniþ yorumlarsanýz o zaman adliye mahkemelerinde kimseyi yargýlayamayýz...
Görev tanýmý iki yönden tartýþýlýyor; biri Anaya Mahkemesi?nin yetkisi diðeri Baþbuð?un görev yaptýðý kurumun ve þahsýnýn tanýmý?
Konu darbe vesaire ama birinci elden Anayasa Mahkemesini ilgilendirmeyecek bu iddiaya göre?
Adam anayasal düzeni yýkmaya teþebbüs edecek ama onu AKP?in özel yetkili mahkemeleri yargýlayacak!!!
Ýlginç?
Bir de neyi deðiþtirmiþler de ne deðiþmiþ anlayamadým?
12 Eylül 2010 tarihinde referandumda kabul edilen anayasa deðiþikliði paketi, Anayasa Mahkemesi'nin görevlerini tanýmlayan 148'inci maddeye iki cümlelik þu eklemeyi yapmýþ;
"Genelkurmay Baþkaný, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarý ile Jandarma Genel Komutaný da görevleriyle ilgili suçlardan dolayý Yüce Divanda (Anayasa Mahkemesi) yargýlanýrlar.
Yüce Divanda, savcýlýk görevini Cumhuriyet Baþsavcýsý veya Cumhuriyet Baþsavcývekili yapar."
Bu hüküm, referandumdan sonra TBMM'den geçen ve 3 Nisan 2011 tarihinde yürürlüðe giren 6216 sayýlý Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluþu ve Yargýlama Usulleri Hakkýndaki Kanun?da aynen tekrarlanmýþ?
Bu durumda geriye bir tek þey kalýyor;
Baþbuð bu çeteyi hane halký ve akrabalarý ile birlikte, katlý pazardan domates çalmak için kurmuþ!
Bir de Taha Akyol'un deyimi ile; "Yolsuzluk yapmak bir bakanýn görevi midir ki Yüce Divan?da yargýlanýyor?"
Neyse?
Bizim hukukçu hemþerimiz salt AKP milletvekili kimliði ile hüküm vermeye devam etsin.
Biz hukukçulara bakalým, ne diyorlar;
Malumunuz Beþiktaþ Adliyesi'nde baþlayan sürece en kuvvetli itiraz Türkiye Barolar Birliði'nden geldi.
Ýddialarý þu; "Hem soruþturmayý yürüten savcý hem de tutuklama kararý veren hâkim yetkili deðiller. Anayasaénýn 148'inci maddesi çerçevesinde soruþturma yetkisi Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý, tutuklama kararý verme görev ve yetkisi ise Anayasa Mahkemesiénde?"
Hasýlý kelam;
Hüküm vermek için illa da hukukçu olmak gerekmiyor; adam olmak yeterli Erol Afþar hakkýndaki diðer yazýlar Gösterim: 1552 | E-posta
|