AKP Genel Başkan yardımcısı ve Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik'in Türklük ile ilgili çözemediğim bir sıkıntısı mı var yoksa demokrat kompleksimidir nedir ha bire hassas noktalarımıza kurşun yağdırıyor.
Yine, Bakanken üstesinden gelemediği Andımız ve Gençliğe Hitabe'ye takmış.
Diyor ki; "Türkiye'de yaşayan yabancılar vardır. Bana mektuplar yazdılar, bakanlığımın ilk aylarında. "Biz Türk değiliz, biz Türkiye'de yaşıyoruz ve çocuklarımız Türk okullarına gidiyor. Her sabah çocuklarınızı sıraya geçiriyorsunuz ve onlara and içiriyorsunuz" dediler. İnsani mi bu peki, doğru bir şey mi?"
Ve en önemli bölümü; "Ayet mi bunlar?"
Ayet olsaydı ne yapacaktınız Çelik efendi?
Hadi canım oradan, siz istediniz diye Allah'ın ayetini mi değiştireceğiz diye kafa mı tutacaktınız?
Soru bile abes ki yaptığınız ortada;
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Kretschmer'in bizzat, Eski ABD Büyükelçisi Edelman'ın ise mektup yazarak rahatsızlığını dile getirdiği "Allah Katında Yegane Din İslam'dır" ayetini, bu ülkede farklı dinlerden insanlar yaşıyor, onlar üzülmesin, dostlarınız rencide olmasın diye Cuma hutbesinden çıkarttınız.
Yani demem o ki; bir şeyin ayet olup olmadığından ziyade kimlerin istediği önemli sizin için?
AB ve ABD'nin talep etsin, siz mukaddes dinimizin hükümlerini bile değiştirmeye kalkarsınız.
Şekil a'da ki gibi?
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Uğruna onca taviz verdiğimiz ve üye olmayı kurtuluşumuz sandığımız AB'de işler iyi gitmiyor.
Yoksulluk adı başını gidiyor;
Yaklaşık 500 milyon nüfusu olan AB'de her altı kişiden birisi (yüzde 17) yoksul.
Başka bir değişle 80 milyon insan sefil bir şekilde yaşamını sürdürüyor.
En büyük ve zengin ülke Almanya'da yoksulluk oranı yüzde 13.
Tek başına çocuklarını yetiştirenler arasında bu oran yüzde 36, göçmenler arasında yüzde 26.
AB çapında çocuklar arasında yoksulluk oranı yüzde 20.
En yüksek yoksulluk yüzde 33 ile Romanya'da, yüzde 26 ile Bulgaristan?da, yüzde 25 ile İtalya ve Letonya'da bulunuyor.
Almanya'da 2.4 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor.
Yine AB çapında yaşlılar arasında yoksulluk oranı yüzde 19. Yani yaklaşık olarak her beş yaşlıdan birisi yoksulluk içinde yaşamını sürdürüyor.
Letonya'da iki yaşlıdan birisi yoksul.
AB'de halkın yüzde 37'si geliri yetersiz olduğu için yılda bir hafta dahi tatile gidemiyor.
Yüzde 10'u oturduğu evi yeterli düzeyde ısıtamıyor.
Yüzde 9'u her iki günde bir et ya da balık satın alıp yiyemiyor.
Yüzde 9'u otomobil alacak durumda değil.
UYANDIRMA SERVİSİ
Borç yiğidin kamçısı diyen bir Başbakanımız var.
Bakalım kamçı mı?
Yunanistan'ın tıpkı bizim gibi devlet borçları ve cari açıkları vardı.
Önce borçlandıran Uluslar arası tekellerin bankaları, sonunda Yunanistan?da darbe yaptılar, yönetime el koydular.
Yani artık Yunanistan'ı tekelci bankaların yöneticilerinden (CEO?lardan) müteşekkil bir hükümet yönetecek.
Adı da teknokratlar hükümeti olacak.
Daha düz söylersek, bankaların ve bankerlerin doğrudan yönetime el koyduğu bir hükümet?
Peki, halk direnirse?
Onun da çaresini düşünmüşler.
Daha Papanderu hükümeti düşmeden, Papanderu'ya 16 generali emekli ettirdiler.
Eğer sert bir halk direnişi olursa, yeni generaller gerekeni yapacaklar.
Yunan halkı ne olacak derseniz, onlarda Avrupa'ya girelim sevdalarının cezasını çekecek, Avrupalı bankerlerden kredi almanın bilinçsizliğinin bedelini ödeyecekler.
Peki buradan bizim alacağımız ders var mı?
Uluslar arası tekeller, yatırımlarını güvence altına almak, sömürüyü sürdürülebilir kılmak üzere, kurduğu kurumların, yeniden millileştirilmesine karşı, her türlü tedbiri almaya çalışır. Ancak, buna rağmen, milli bir iktidar gelirde, ordu ile bütünleşip millileştirmelere girişmesi ihtimaline karşı da, ordu içinde, kendilerine yakın general ve komutanlar oluşturmaya çalışırlar.
Bu sebepten, emperyalistler işi garantiye almak için mevcut işbirlikçi iktidar iktidardayken, ordu içindeki milli unsurları temizlettirirler.
Gladyo bu işler için vardır.
Hasdal ve Silivri size hiçbir şey hatırlatmıyorsa eğer Yunanistan'ın başına gelenleri hiç anlamamışınız demektir.
Ve anlayacağınız günler pek uzakta değildir?
(Bu uyandırma yazısı Açık İstihbarat'tan derlenmiştir) Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1515 | E-posta
|