|
Yüz Okul Bir Hapishane Kapatmıyor |
|
Cuma, 10 Şubat 2012 |
Adliyeye düşüyor mu hiç yolunuz?
Düşmüyorsa düşenlere sorun;
Vatandaşın, 'Allah kimseyi düşürmesin' dediği kadar var, ki iğne atsan yere düşmez.
Mahkeme kapılarındaki günlük dava listelerine baktım. Her bir mahkemeye düşen dava sayısı otuz...
Müştekisi aynı, sanığı ayrı, yüzlerce de şahit dinlenecek de dosya bir karara bağlanacak, mümkün değil.
Geciken adalet, adalet değildir demişler.
Gecikmesi bir yana hakim başına düşen günlük dosya ile adaletin tecelli olacağını ummak bir yana...
Suç oranı artıyor ama adli personel artışı yerinde sayıyor.
Haliyle cezaevlerimiz de tıka basa dolu.
Ya resmi veriler;
Adalet Bakanı açıklıyor;
Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 100 bini geçmiş.
Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 2000 yılında çıkarılan Rahşan affı yasası sonrasında 49 bine kadar düşmüştü.
Özellikle şu geçtiğimiz yedi aylık artış ilgili ilgisiz herkesi ürkütecek boyutlarda.
Cezaevi nüfusu her ay yaklaşık 1600 kişi artıyor.
Meraklıları bilsin ki, 12 Eylül askeri darbesinin hemen sonrası dönemde dahi cezaevlerindeki nüfus 79 bindi.
Resmi verilere göre cezaevlerindekilerin suç türlerine göre dağılımı da ilginç;
Çok az bir kısmı terör suçlusu...
3 bin- 3 bin beşyüz arası terör, çete vesaire…
Gerisi adli suçlardan hapiste...
bu hükümet döneminde 41 yeni cezaevi yapılmış...
Yeni cezaevi yapımında büyük kentlere öncelik verilmiş.
Peki diğer ülkelerle karşılaştırma yapılırsa?
Nüfusu itibarıyla Türkiye büyüklüğündeki İngiltere'de 139, Fransa'da 182, Almanya'da 248 ceza infaz kurumuna karşılık Türkiye'de bu sayı 392. Ve İtalya'da 1986'da 700 olan cezaevi sayısı bugün 230'a indirildi.
Uluslararası Cezaevi Çalışmaları'nın verilerine göre cezaevlerinde en çok insan bulunan ülke ABD...
100 bin kişiye karşı cezaevinde bulunan insan oranında liste birincisi olan Rusya, 2001'de çıkarılan afla 250 bin mahkumu serbest bırakarak bu alandaki birinciliği de ABD'ye bıraktı.
Biz gelelim ülkemize;
Görünen o ki, toplumsal hastalıklar alabildiğine artıyor, çığ gibi büyüyor.
Artık, her okul kapanan bir hapishanedir ölçüsünü de yitirdik biz.
Bu hükümet dönemindeki okullaşma oranına bakıldığında bundan böyle açılan 100 okulun bile tek bir hapishane kapatamadığı gerçeğiyle yüz yüzeyiz.
Sebep?
Bu hükümet döneminde müfredatta yapılan değişikliklere bir bakın ve milli eğitimde yaşanan kadrolaşmayı inceleyin, anlayacaksınız...
KÜÇÜK DOKUNUŞLAR
Başbakan Erdoğan'ın 'dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz' açıklamasına Taraf yazarı Mehmet Baransu şok imalar içeren bir yazıyla karşılık verdi;
"Önce Partinizi Dindarlaştırın.
Başbakan 'dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz' diye bir açıklama yapınca aklıma geldi. Sayın Başbakan, siz dindar gençlik yetiştirmeyi boş verin; bazı partililerinizin (ki içinde bakan, milletvekili gibi üst düzey isimler var), dinle hiç ilgisi olmayan yaşantılarına odaklanın. Hatta o konuşmayı size hazırlayan ekibe bakın. Yani partinizi önce dindarlaştırın.
Bu isimlerden bazılarının devirdikleri çamların sizin de kulağınıza kadar geldiğini biliyorum. Emine Hanım'a bazı eşlerin yaptığı şikâyetler gibi.
Sekreter, kadın, para ilişkisine odaklanın. Günah kişiseldir ama siz dindar gençlik diye açıklama yapınca aklıma bunlar geldi. Siz partinizi dindarlaştırın, bizi bize bırakın."
Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1600 | E-posta
|
|
|
