Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Meydan Böyle Düzülür! Tebrikler
Salı, 14 Şubat 2012

Malumunuzdur;
Hoca'nın canı et yemeği istemiş bir gün.
Kasaptan iki kilo et alıp evine göndermiş, akşama hanımı pişirsin de bir güzel yenilsin diye...
Gel gör ki eve hanın misafirler doluşunca, kadıncağız duramamış eti pişirip onlara ikram etmiş.
Akşam da bir tarhana çorbası çıkarmış, Hoca'nın önüne.
Et nerde deyince Hoca, doğruyu söyleyememiş, o an aklına gelen yalanı atmış; Sorma bey, kedi yedi…
Hoca'dan kaçar mı? Getir şu kediyi bakalım, demiş teraziyi çıkartıp kediyi tartmış.
Bakmış ki tam iki kilo, sormuş; Peki hanım, kedi bu ise bizim et nerede? Et buysa kedi nereye gitti?
Niye mi anlattık? Şundan;
Orhan Cami meydan düzenlemesi tamam, ihtiyaçtı zaten, elinize kolunuza sağlık.
Lakin, yapılan ortada… eh aşağı yukarı neyi kaça yaptığınızı da bu millet biliyor ve ağzı torba değil ki büzüle, soruyor;
Kedi bu ise bizim et nerede?
Et buysa kedi nereye gitti?
Peki iyi düzebildiniz mi?
Yeni Haber'den Uğur Kaya kardeşimiz yazmıştı, haklı olarak;
Siz buna bir bütünlük diyebilirsiniz ama kimi neyle bütünleştirdiğiniz sorulur mutlaka ve denilir; Siz çarşı ile camiyi mi bütünleştirdiniz?
Olmaz...
O zaman cami camilikten çıkar, Uğur'un da belirttiği gibi mescit hüviyetine bürünür.
Ve daha önemlisi; Yol geçen hanı olur ki geçen de rahatsızlık hisseder, cami müdavimleri de…
Bence bir daha düşünün...
Bir polemik de şu çiçek-böcek ekilsin diye oluşturduğunuz alanla ilgili yapılıyor;
O ne öyle Allah aşkına Sultan Ahmet mezarlığı gibi dizmişsiniz?
Şekil-şemal yok, estetik yok, bildiğin sıra sıra, aile kabristanlığı gibi...
Oldu olacak çevirin mezarlığa da boşa gitmesin…
Sizin gibi ekabiri de mezar yeri çıkmış olsun bu vesile ile...
Ama mezar taşlarınıza 'bu meydanı düzenleyenlerden meftun' ibaresini mutlaka koydurun ki gelip geçenler kime dua edip kime söveceğini karıştırmasın!!!

NELER OLUYOR?
Arslan Bulut'a sorduk;
"İktidarı din istismarı ile ele geçiren bir parti, ABD ve Brüksel'in şefaatine sığınarak, Ankara'yı çökertmeye çalışıyor!
Bunu yapabilmek için de kendi devletinin kurumlarını bir bir ele geçiriyor, saldırılarını artırarak devam ettiriyor.
Bu arada, ittifak yaptığı yine yabancı destekli, başlangıçta Amerikalıların şimdi ise İngilizlerin güdümüne girmiş güç odaklarından biri, kazan çömlek patlatıyor ve yargı ile polisi, iktidara karşı kullanmaya kalkışıyor.
Derhal onun da faturası kesiliyor.
Ama savaş bitmiyor. Bu daha başlangıç…
Fakat ortada garip bir durum var. MİT üzerinden soruşturulmak istenen iktidar, gerçekten de terör örgütü ile özerklik pazarlığı yapmış ve anlaşmıştı. Hatta, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı sıfatı ile Hakan Fidan ve MİT Müsteşar Yardımcısı sıfatı ile Afet Güneş'i, Başbakan adına PKK terör örgütü ile masaya oturtan koordinatör ülke temsilcisi, "Sizi buraya biz getirdik, Abdullah Öcalan'ın talepleri TBMM'de görüşülecektir" dayatmasında bulunmuştu. İşte Anayasa uzlaşma komisyonu bunun için kuruldu!
Bütün bunlar, öyle "istihbarat görevi" denilerek geçiştirilecek konular değildir. Söz konusu görevliler, ABD'nin organize ettiği bu toplantıda, Türkiye'nin üniter yapısının değiştirilmesi pazarlığında bulunduğu gibi, terör örgütü temsilcisine yönelik olarak "Metropolleri patlayıcılarla doldurdunuz" diyor!
Şimdi bu durumun normal akılla, mantıkla izahı yapılamaz elbette. Büyük bir milletin bugün yaşamakta olan halk yığınları, kendi varlığını sona erdirecek bu süreci, kredi kartı veya konut-taşıt kredisi borçlusu olduğu için seyrediyor. Meseleyi bütün açıklığıyla anlatanları dinlemek bile istemiyor. Çünkü bu mesele ile yüzleşirse verdiği oyla ülkeyi bu utanç verici duruma düşürenin bizzat kendisi olduğunu biliyor."

TANIDINIZ MI BU DEMOKRATI?!!!
"1978'de bin kişi ölmüş, mezhep ve ırk çatışmaları Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü tehdit eder boyutlara erişmiştir.
Ecevit çapında bir Başbakanın gemiyi selamete çıkaramayacağı ise iyice anlaşılmıştır.
Buna rağmen İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesindeki ‘Cumhuriyeti korumak ve kollamak' hükmü işletilmemektedir."
O günlerin darbesever ama bugünün sözde darbesavar bu yazarını tanıdınız mı?
Biraz ipucu verelim;
AKP iktidarının yılmaz savunucularından, haliyle müthiş darbe karşıtı ve bir o kadar demokrasi aşığı bir yazarımız…


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1537 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.