Müthiş bir AKP fanatiği ki çok kızmış bana... AKP demeyecekmişiz...
AK Parti imiş aslı. Ve Ak Parti demeyi öğretecekmiş bana...
Öyle sanıyorum ki bu arkadaşla ortak noktamız, milli ve manevi değerlerin perçinlediği hassasiyetlerimizdir.
Kesinlikle düne kadar, Avrupa Birliği, Kıbrıs, Ermenistan hakkında aynı şeyleri düşünmüşüzdür.
Biz diyorduk ki; Avrupa bizi bu üniter yapımız ve bu kimliğimizle almaz. İnşallah bu ülkeyi yönetenler de Avrupa Birliği'ne gireceğiz diye üniter yapımızdan ve kimliğimizden taviz vermezler.
Onlar diyorlardı ki; Avrupa Birliği zaten bir Hıristiyan Kulübü, bizim gibi Müslüman bir toplumu bünyesine katmaz.
Her ikimiz içinde Avrupa Birliği maceramız, bu ülkeyi yönetenlerin bize enjekte ettikleri bir 'aşağılık kompleksinin' ürünüydü.
Nitekim Abdullah Gül TBMM kürsüsünden; "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giremeyeceği kesindir. Bunu Avrupalılar söylemektedir. Avrupa Parlamento başkanları, Avrupa Komisyon başkanları söylemektedir.
Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliğidir. Bunu biz söylemiyoruz. Herkes söylüyor.
Avrupa Parlamentosu'na giden arkadaşlar bilirler, Türklerin, Türkiye'nin nasıl görüldüğü, nasıl küçümsendiği nasıl aşağılandığı ortadadır.
Bir profesörün dediği gibi, Avrupa'nın zenginler kulübünün bahçesinde barakaya, bir kulübeye, bir kümese girdik diye seviniyorlar"
derken avuçlarını patlatırcasına alkışlıyordu bu arkadaşımız ve onun gibileri...
Ermenistan konusunda da öyle...
Yine Abdullah Gül TBMM'de; "Hükümet bu politikayla geleceğimizi gerçekten ipotek altına almıştır ki, Ermenistan Cumhurbaşkanı, Özal'ın cenaze törenine katılma cesareti göstermiştir.
Sizin nasıl bir uzlaşmacı olduğunuzu, Türkiye'nin menfaatleri söz konusu olduğunda, sizin şahin gibi davranmadığınızı bildikleri için, yüzünüzün ne kadar yumuşak olduğunu bildikleri için bu cesareti bulup Türkiye'ye gelmiştir".
"Siz bana bir ülke gösterin ki, kardeşleriniz savaş halinde olacak, kardeşleriniz katledilirken, (bunun müsebbibi Türkiye'dir) diye demeçler verecek, o kardeşlerimiz katledilirken, Avrupa'nın haritaları bellidir, yerine oturmuştur. Fakat Ortadoğu'nun, Asya'nın haritaları nihai şeklini almamıştır diye açıklamalar yapacak, Kars'ın Ermenistan toprağı olduğunu iddia edecek, bütün bunlardan sonra, o adam Türkiye'ye gelecek ve siz de o adamın elini sıkacaksınız" derken de yüreğinizin yağları eriyordu.
Ama, bugün Abdullah Gül milli maç bahanesi ile Ermenistan'ı ziyaret ederken gıkınız çıkmıyor.
Niye? Ermenistan Türk kanı akıtmaktan vazgeçti ve Karabağ'dan çekildi de bizim mi haberimiz yok?
Bakın, önde gidenlerinizin dün söyledikleri ile bugün yaptıkları aynı mı? Değil.
O halde ne bekliyorsunuz?
Hadi sesiniz çıkmıyor, çıkaramıyorsunuz da, biz konuştuğumuz zaman niye zıplıyorsunuz?
AKP'nin AK'ı o bildiğimiz renk değil, aldatmanın ve kandırmanın ta kendisi...
Bugün iktidarın bir ucundan tutuyor olmak ve iktidar nimetlerinden ziftlenmekse sizi yanlışı yermekten meneden, o sizin sorununuz...
Bırakın da herkes işini yapsın...
KÜÇÜK DOKUNUŞLAR
Yılmaz Özdil'den ilham alınarak düzenlediğim küçücük bir dokunuş;
KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu 5 MİT mensubunu ifadeye çağıran soruşturma savcı Sarıkaya görevinden alındı.
Savcı Sarıkaya görevden alınınca kıyamet koptu;
Adalet Bakanı Sadullah Ergin isyan etti, Sarıkaya'nın görevden alınmasının hukuk dışı bir uygulama diye nitelendirdi.
Hatta bu ülkenin Adalet Bakanı olduğunu unutup; karanlık güçlerin davayı yönlendirmeye çalıştığını öne sürdü.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kıyamadı savcı Sarıkaya'ya iş teklif etti.
Aydın yazar-çizer takımı Savcı Sarıkaya'yı savunan canhıraş makaleler döşendi.
Sanal alem devreye girdi, Savcı Sarıkaya derhal görevine iade edilsin başlıklarıyla feysbuk sayfaları açıldı.
E ne var bunda?
Şu var;
Cümle AKP'lilerin ve yandaşlarının arkasından salya sümük ağladıkları savcı Sarıkaya "Bunlar terör örgütü" diyerek generalleri tutuklayan Savcı Ferhat Sarıkaya...
"Bunlar PKK yardakçısı" diyerek MİT'çileri ifadeye çağıran Savcı Sadrettin Sarıkaya değil...
Yani;
İşine geliyorsa... Savcı Sarıkaya cici.
İşine gelmiyorsa... Savcı Sarıkaya çirkin... Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1511 | E-posta
|