Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
28 Şubat'ınız Kutlu Olsun!
Çarşamba, 29 Şubat 2012

"Kahrolsun 28 Şubat, yaşasın demokrasi" diyenlere son bir telkin olması bakımından iki alıntı yaptım.
Şifa niyetine okusunlar;
Açık İstihbarat'tan "Padişahımız, Efendimiz Affettiler!" başlıklı yazı;
AKP Genel Başkan yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın seçim kampanyaları döneminde muhalefet partilerinin liderleri aleyhine açtığı manevi tazminat davalarını geri çektiğini açıkladı.
Bu açıklamalar, iktidara yakın yayın yapan Tv'lerde Başbakan Erdoğan'ın tevazusu ve yüce gönüllülüğüne vurgu yapılarak haberleştirildi, engin hoşgörüsünden ve helalleşme kültüründen bahsedildi...
Liderin affediciliğini öne çıkaran bu karar tabii ki Erdoğan'ın çoğu kararı gibi hukuku hiçe saydı. Kendisini hakimin yerine koydu ve sanki açtığı davaları kazanması kesinmiş gibi hükmü baştan tesis ederek, davayı kazanması muhtemel muhataplarını suç işlemiş ancak affedilmiş insanlar mertebesine koydu.
Oysa mahkeme davalılar lehine karar verebilir, sarfedilen sözlerde hakaret unsuru bulmayabilir veya yapılan benzetmelerin "Erdoğan'ın kişiliğine uygun" olduğuna, dolayısıyla gerçeği yansıttığına ve hakaret içermediğine karar verebilirdi...
Ancak, halkına balkondan seslenmeyi alışkanlık haline getiren Başbakan, burada da büyüklüğü elden bırakmadı ve kendisini görülmemiş davanın galibi, hatta affedici ilan etti.
Yakında Bilal Erdoğan'ın doğum gününde yaşlı mahkûmların salıverilmesi, Emine Erdoğan'ın babasının vefat yıldönümünde de bir kısım vergi borcunun silinmesi bekleniyor...
Padişahım çok yaşa!

* * *
Yurt Gazetesinden Atilla Akar'ın yazısı;

Her darbenin kendi "Gizli gündemi" vardır. O kadar ki kurgucuların dışında üç beş generalin bunu bilmesi, anlaması dahi gerekmez.
Onlar topluma "Seni kurtarabilir miyim yavrum" repliğini söylemekle yükümlü "Sosyal Gazozcu" ve apoletli Nuri Alço'lardır sadece!
Aynı kural 28 Şubat Post-Modern Darbe'si için de geçerlidir. 12 Eylül nasıl toplumsal İslamizasyon?un önünü açtıysa 28 Şubat ta Siyasal İslam"a iktidar yolunu açmıştır.
Ya da 12 Eylül nasıl Özal-ANAP'ın yoluna kırmızı halı serdiyse, 28 Şubat ta Tayyip Erdoğan/AKP iktidarına zemin yaratmıştır.
Diğer bir deyişle AKP varlığını 28 Şubat'a borçludur. 28 Şubat olmasaydı AKP diye bir olgu olmayacaktı. 28 Şubat, AKP?nin "Buzkıran"ı olmuştur!
28 Şubat Siyasal İslam'ı engellemek için yapılmış görünse de gerçekte Siyasal İslam?ın kadrolarını ayrıştırmış, bir bölümüne kırmızı ışık yakarken, diğer bölümüne ise yeşil ışık yakmıştır.
Sonuçta geriletilen, görece daha "Milli" duruşa sahip "Gelenekçi" (Erbakancı) kadrolar olurken, yükselen Uluslararası referanslara sahip Revizyonist İslamcı kadrolar (Erdoğan/Gül) olmuştur.
O halde Siyasal İslam gerçekten tasfiye edilmek istenmişse aynı kadronun geriye kalan bölümüne niçin yol verilmiştir?
Böylelikle "Siyasal İslam"ın bir kanadını "Mutasyon"a uğratırken beraberinde siyasal yapıyı da dönüştürmenin seçeneğini yaratmışlardır.
Bunun, uluslararası belli merkezler ve think-tank kuruluşlarında planlandığından hiç kuşkunuz olmasın.
28 Şubat "Siyasal İslam?ı tasfiye hareketi değil, "Ayar atma" ve "İçten dönüştürme" hareketiydi.
Bundan istenen Amerika?ya yan bakmayan, serbest rekabetçi, özelleştirmeci, faizci, mali oligarşi ile takışmayan "İslami tonlamalı" ama sivri uçları törpülenmiş, uyumlu bir seçenekti. Bu yanıyla AKP bir "Tasarım"dır. "Post-Modern darbe" sayesinde postu sermişlerdir!
Bu anlamda varlıklarını 28 Şubat'a borçludurlar. Mantıken hesaplaşma 28 Şubat'la başlamalıydı. Fakat öyle olmadı. O halde 28 Şubat'la esasta bir problemleri yok demektir. Nasıl olsun ki? Bu, yumurta çatlamasaydı AKP tipi bir oluşum iktidar olabilir miydi? 28 Şubatçı komutanlar "Aslında şeriatçıydılar" diyemeyeceğimize göre gerçekte ne dönmüştür?
O bakımdan bugünkü kadroların RP içinde (Sonra da FP) "Normal doğum"la doğmadıklarını görmek lazımdır.
Adeta zoraki sağlanan ayrışma "28 Şubat Sezaryeni" sonrası oluşmuş bir doğumdur.
AKP, 28 Şubat'ın üstüne gidecekmiş!.. Hadi canım sende!.. 28 Şubat'ı bayram ilan etseler yeridir!..


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1390 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.