|
Pazartesi, 19 Mart 2012 |
|
Dün yayınlanan bir anket halkın Adalet ve Kalkınma Partisi'ne güveninin artarak devam ettiğini gösteriyor.
Bu, eğer çok büyük bir aksilik olmazsa 2014'te gerçekleştirilecek yerel seçimlere AKP'nin yine güçlü bir şekilde gireceği anlamına geliyor.
2009 yerel seçimlerinde iki ilçe belediyesi hariç tüm ilçe belediyeleriyle birlikte Büyükşehir Belediyesi'ni de kazanan AKP'nin bu gücü parti içi güç kavgalarını da ateşliyor.
Diğer partiler bir çok yere belediye başkan adayı bulmakta bile zorlanırken AKP'de belediye başkanlığı koltukları için inanılmaz bir yarış var.
Bugünden Büyükşehir Belediye başkanlığına niyetlenenler, Adapazarı Belediye Başkanlığı için yarışa girenler, Erenler, Serdivan ve Arifiye için kavgalar bizim gibi parti dışında olanlar için bile bilinen şeyler olmaya başladı.
Parti tüzüğü gereği dördüncü kez milletvekili seçilme ihtimali olmayan Hasan Ali Çelik ve Ayhan Sefer Üstün'ün kafalarından Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı geçtiği parti çevrelerinde çokça konuşuluyor.
Hatta bugün Zeki Toçoğlu'nun hemen dibinde olan bir çok ismin Ayhan Sefer Üstün için çalıştıkları dillendiriliyor.
Milli Görüş'ün Sakarya'daki efsane belediye başkanı olarak görülen eski Milletvekili Recep Yıldırım'ın Büyükşehir için heveslendiğini bilmeyen yok.
Ali İnci; Büyükşehir adaylığı için bu kez belki kendi ortaya çıkmaz ama "Gel, adayımızsın" denirse "Hayır istemem" demez, diyemez.
Serdivan'da ataklarıyla dikkat çeken Yusuf Alemdar'ın gönlünden de Büyükşehir'in geçmediğini kimse söyleyemez.
Bu dönem Büyükşehir'den vazgeçtiği gözlenen Adapazarı Belediye Başkanı Süleyman Dişli'yi de zorlu bir süreç bekliyor.
İl Başkanı Recep Uncuoğlu Dişli'yi zorlayacak gibi görünüyor.
Erenler'de Hasan Ali Çelik, Cavit Öztürk'ün elini sağlamlaştırmak için ne kadar çabalasa da bu kez Öztürk'ün işi zor gibi görünüyor.
Ömer Faruk Kara, Ali Bektaş, Osman Aydın gibi Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu'na çok yakın isimler Toçoğlu'nun ağzına bakıyorlar.
Arifiye'de Yusuf Çelebi eski koltuğuna oturmanın derdinde ama Ali İhsan Yavuz-Ayhan Sefer Üstün- Recep Uncuoğlu üçlüsünün buraya düşündükleri isim Mutlu Işıksu.
Not: Diğer ilçelerin senaryolarını da ilerleyen günlerde yazarız. S.M
Ofis Sanat Merkezi
Büyükşehir Belediyesi Ofis semtine adını veren Ofis'in silindir silolarını yıktı ama depolarını güzel bir sanat merkezine dönüştürüyor.
Belediye'den yapılan açıklamada sanat merkezinin Nisan ayında ihale edileceği belirtilmiş ve Başkan Zeki Toçoğlu'nun "Belediyemize tahsis edilen yerde modern bir Sanat Merkezi olacak. Bu sayede Sakarya'nın kültür ve sanat yaşamına yeni bir renk getireceğiz" şeklindeki ifadelerine yer verilmiş.
Doğru ve yerinde bir proje.
Umarım bir an önce tamamlanır ve Sakarya'da donuk olan kültür ve sanat yaşamı Başkan'ın dediği gibi renklenir.
Benim Sanat Merkezi'nin adıyla ilgili bir önerim var.
Ofis'in adı yaşaması için merkezin adı Ofis Sanat Merkezi olsun.
Mermer mi döşenmiş?
Turan Çatalbaş Cumartesi günü Orhan Cami Meydanı'nı yazmış.
Meydanı gezdiğini ve çok beğendiğini yazmış.
Meydanı beğenebilir.
Zevkler tartışılmaz.
Ancak yerlerin mermerle kaplandığını yazması bir tuhaf kaçmış.
Turan ya meydanı gezmedi, ya mermerin ne olduğunu bilmiyor.
Meydanda kullanılan mermer değil, andezit taşı.
Hiçbir nokta da mermer yok.
Arnavut kaldırımı tarzı döşenmiş dediği yerlere döşenen taşlara da küptaş denir.
O eski taşlardan farklı olarak çok daha küçük olan taşlar fabrikalarda makinelerle kesilir.
Ayrıca Turan Meydan'ı gezip de o çirkin direkleri ve tepesindeki çirkinlikleri nasıl görmemiş?
Çok merak ettim.
Sokak aydınlatmaları
SEDAŞ bir çok konuda olduğu gibi sokak aydınlatmaları konusunda da kötü idare ediliyor.
Birkaç gündür görüyorsunuz.
Tüm ve sokak ve caddelerde aydınlatma lambaları gündüzleri de yanıyor.
TEDAŞ denetim yapıyormuş.
Denetimin kapsamını bilmiyorum.
Umarım yanmayan lambaların tespitiyle ilgili bir denetimdir.
Eğer böyleyse bence çok geç kalınmış bir denetim.
Ancak "denetim geceleri bu ışıklar yanarken yapılmıyor?" bunu anlamadım.
O denetim elemanları gündüz dinlenip, gece çalışamazlar mı?
Tasarruf, tasarruf diye yırtınırken bunca hoyratlık niye?
Yazık değil mi, gündüz saatlerinde yanan elektriğe?
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1698 | E-posta
|
|
|
