Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Can Boğazdan Nasıl Çıkar?
Cuma, 23 Mart 2012

CAN BOĞAZDAN NASIL ÇIKAR?
2012 yılında da sizlerle beraber olmamızı sağlayan; Önce güzel Rahmet dolu kışın ardından bizleri bahara ulaştıran Rabbimize hamd. Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz diyen ve önümüzdeki günlerde doğum kutlamaları yapılacak Peygamberimiz (sav)’e sonsuz salât ve siz gönül dostlarına sonsuz selam olsun.
Değerli dostlar günler su gibi akmaktadır. Ömrümüzün sonuna hızla yaklaşırken yılların ay, ayların hafta, haftaların gün, günlerin saat gibi geçmektedir. Pişmanlık durağına doğru insanlık gitmektedir. Neden pişmanlık? Çünkü “iyiler cennette daha iyi makamları görünce biz neden az çalıştık diye pişman olurken kötüler cehenneme gittiğinde: “Yazıklar olsun! Herkes gibi bize de bir ömür verildi. Herkes cennette zevk- sefa içinde biz ise azap ve işkence içindeyiz” diyeceklerdir.
Sonumuzun iyi olması, son nefesimizin iyi olması, canımızın tereyağından kıl çeker gibi çıkması, girişte peygamberimizin Hadisi Şerifinde de belirttiği gibi günlük söz, fiil ve davranışlarımızla birebir alakalıdır. Ömründe bir güzel kelam etmemiş her lafında Sinli Kaflı kelimeler kullanmış kimsenin son nefesi de öyle olur.(Allah korusun)

YAŞANMIŞ BİR HİKAYE
Ömrünün son günüydü Yusuf Abinin
Hastalandı.
Hasta Yakını Çok sevgili (30 yıllık) mesai arkadaşım Yusuf abimizin eniştesi A.Metin abimiz  “Doktora götürelim kayınço”(kayınbirader) der.
Yusuf Abi : Ben yola girdim. Beni rahatsız etmeyin.”
A. Metin: Ben hasta olsam sen beni hastaneye götürmeyecek misin?
Yusuf abi : Peki o zaman.

Hastane de son 3 saat
Gece 03.00

Hasta kılıklı biri odaya girer.” geçmiş olsun neyin olur bu hasta”,
A. Metin :” Kayınbiraderim” der.
Misafir : “Adı ne bunun”.
A. Metin: “Yusuf” der
Misafir: Ne iş yapar Yusuf.
A. Metin: Fidancılık yapardı Yusuf abi.
Misafir: Desene helal kazanırdı.
A. Metin: Öyle sayılır. Senin adın ne amca
Misafir: Ne yapacaksın adımı.
A. Metin: Tanışmak sünnettir. Seni ben ne diye çağırayım.
Misafir : “Ahmet” dersin.
A. Metin: “Ahmet amca sen nerelisin.”
Ahmet Amca : “Yeni tanıştığın birine hemen sen nerelisin diye sorma.” der
A. Metin: “Peki Ahmet amca. Telefonun var mı? Numaran yani?”
Ahmet amca: “Telefon dünya insanının oyuncağıdır”.
A. Metin: “Gelen Hızır Galiba” der içinden
Ahmet amca: “Ben Hızır falan değilim” der.
A. Metin: “Sen bir yere falan bağlımısın. Ahmet amca?”
Ahmet amca: “O işler gizli işler” devam eder. “Bu hasta(Yusuf) bir yere bağlımıydı.”
A. Metin: “Evet. İstanbul İsmail Ağa-Nakşibendi-Mahmut Usta Osman Oğluna bağlı. Tanırmısın Mahmut efendiyi?”
Ahmet amca: “Ben dünyadaki bütün Allah dostlarını tanırım. Hangisini sorarsan sor.”
A. Metin:” Mahmut Efendiyi nasıl bilirsin.”
Ahmet amca:” Mahmut efendi büyük adam”
Yusuf abi konuşmak ister gibi A.metin abiyi yanına çağırır ve tavanı göstererek “Beni oraya götür” der.
A.metin: Ne var orada ben bir şey göremiyorum.
Yusuf abi : Kafasını sallar senden bir hayır yok der. Bu kez tavana doğru başını diker elinle oradan yardım bekler. Gelin gelin der gibi..

Saat 06.00
Ahmet amca: “Hasta Yusuf’un başına geçer. Kelime-i Tevhidi yavaş yavaş söyler Yusuf da tekrar eder.”
Ahmet amca: “Sen sabah namazını kıldın mı?”
A. Metin: “Hayır der.”
Ahmet amca: “Sen kalk kıl birazdan. Kılamayacaksın.”
A. Metin: “Tamam” der. Abdest alır. Sabah sünnetini kılar, aklı hastadadır. Selam verir hastaya bakar.
Ahmet amca: “Bitti mi namazın?”
A. Metin: “Sadece sünneti kıldım.”
Ahmet amca: “Sen namazınla meşgul ol. İşine bak.”
A. Metin: “Tamam”der( aklı son nefesini veren kayınbiraderindedir)
Ahmet amca: Yusuf’un işi tamam der. Hadi bana müsaade.

Saat 06.30
 Ahmet Amca kapıdan dışarı çıkmak ister.
 Hizmetli : “Amca yeni paspas yaptım 5 dakika çıkma iz olur.” der.
Ahmet amca:” İz olmaz evladım çekil önümden”.
Hizmetli : Olur amca ben bu hastanede 10 yıldır görev yapıyorum. Olmaz diyorlar ama hep iz oluyor!
Ahmet amca: “Çekil oğlum sen mi biliyorsun Allah ( CC ) mı biliyor.” der ve kapıdan hızla çıkar.
A.Metin: Hastanın gerçekten vefat edip etmediğine bakar ki ruhu bedeninden ayrılmıştır. Hemen Ahmet amcayı görmek için kapıya koşar. Ahmet amca!  Ahmet amca! Ahmet amca sanki yer yarıldı da yerin içine girdi. Hiç iz bırakmadan geldiği yere dönmüş.

Yusuf abi kelimei şehadet ve kelime-i tevhidi söyleyerek güzel bir şekilde ruhunu teslim etmiştir.

Yusuf abinin defin işi:
Çok kalabalık bir toplulukla defnedilmiş.
İstanbul’dan hocalar talebeler gelmiş.

Cenazesini İstanbul’dan meşhur hocalardan biri kıldırmış.
Hoca efendi; 2 kimsenin cenazesi kalabalık olur biri zenginin, diğeri ise Âlimin. Tanıdığım kadarıyla Yusuf abi zengin değildi Kendisi Alim diyecek kadarda bilgisi de yoktu. Bu kalabalık nasıl oldu diye taaccub eder.
Evet, Yusuf abi bu kısacık dünya hayatında gariplerin babası,
Yusuf abi kimsesizlerin kimsesi,
Yusuf abi fakir talebelerin amcası dayısı olmuş. Onların yetişmesi için malını mülkünü seferber etmiş, herkesin gönlüne girmiş. Yalanla dolanla hiç işi olmamış. Hiçbir katakulli işe bulaşmamış Kazancının az da olsa helâlından kazanmış. Kazandıklarını verenin yolunda harcamasını bilmiş. Kısaca adam gibi yaşamış ve adam gibi hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah CC hepimize hayırlı ömürler ve hayırlı ölümler versin (Amin) Tüm geçmişlerimiz ve imanlı göçenlerin ve özellikle Yusuf Abimizin Ruhu şad olsun. Hepsinin Ruhu için olsun 3 ihlas 1 Fatiha okuyalım.

YAŞANMIŞ 2. HİKAYE:
Olay Trabzon ilimizde geçer.
Çok Saliha ve ilmi ile amel eden bir yaşlı nine ölümünden 2 dakika önce söyledikleri Konu başlığımızla doğrudan ilişkili olduğu için yazmakta uygun buldum.
Yaşlı nine : “Ölüm nasıl bir şey biliyor musunuz”?
Yakınları : “Yok nine nerden bilelim”
Yaşlı nine : “Trabzon’un çarşı içinde büyük çınar ağacı var ya”
Yakınları : Hee nine..
Yaşlı nine : İşte o ağacı her nefes alırken dalları ve budakları ile birlikte yutuyorum. Sonra; Sonra nefes verirken onu tekrar içimden çıkarıyorum..

Yarabbi bizim dünya ve ahretimizi iyi eyle Emanetini alacağın zaman en iyi şekilde al geri kalan ömrümüzü senin razı olduğun şekilde geçirmeğe bizleri muvaffak kıl.
Sen tüm kalplerden geçeni bilen Af eden affı sevensin bizleri de af eyle.
Cumanız mübarek olsun.  Selam ve dua ile

Sadi KARAKAYA (23 MART 2012 CUMA)


Sadi Karakaya hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 4304 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.