|
Bu hafta, yetmezse iki, yetmezse bütün bir ay, o da olmazsa her gün Dernekkırı ile yatıp kalkacağım, ta ki bir yetkili kalkıp adam gibi bir açıklama yapıp gereğini yerine getirinceye kadar demiştik;
Biz sözümüzdeyiz?
Meydana gelen kesintilerin sebebi de il dışı seyahatlerimiz evet ama daha önemlisi yazımızın muhataplarından gelecek tepkiyi beklemekten ibarettir.
Beni, hala bir yetkili aramadı?
Dernekkırı'na giden, uğrayan, ilgili okul müdürü ve personeli arayan soran da olmadı.
En son şunu demiştik;
Sordum, mevcut valimiz hiç uğramamış?
Kaymakam, hani gittiği okullarda nutuk atacam diye saatlerce öğretmeni ve öğrenciyi esir eden kaymakam; yarım saat duramamış?
Milli Eğitim Müdürü gitmiş ama nasıl kaçtığını 'gelin bana sorun' diyor?
Peki?
Sizin hiç gitmediğiniz, gittiyseniz de 10 dakika tahammül edemediğiniz bir okula benim öğretmenim gitmek zorunda mı?
Siz bu okulu kapatmadığınız müddetçe evet?
Kapatmıyorsunuz?
Biraz bulaşmak istemiyorsunuz belli, biraz da hükümetin açılım saçılım projeleri sizi etkilemiş ki oralı olmuyorsunuz.
O zaman, öğretmenlerin ve sair personelin güvenliğini sağlayın?
Siz devlet değil misiniz?
Siz isteseniz öğretmen başına 10 jandarma dikemez misiniz?
Ama sizin önce anlamanız, anlamak için de yaşamanız gerek galiba?
O halde gelin nöbete bindirelim, herkes yarım gün mesai harcasın Dernekkırı'nda, bırakın yarım günü bir saat takılsın.
Orada yapın işinizi, orada karşılayın misafirlerinizi, orada atın nutuklarınızı?
Ama şöyle bir 10 dakikalığına sınıflara da girin gelmişken, bakalım zapt edebilecek misiniz?
Bakalım dayanabilecek misiniz?
Yapamazsınız değil mi?
Peki, yapmak zorunda olanlar?
Onların da sabır taşı çatlamak üzere, haberiniz olsun.
Bugün yarın kalkıp; "Kusura bakmayın da biz sizin enayiniz değiliz. Artık yeter.
Burada, hiçbir zaman kendi öğretmen karınızı, kendi öğretmen çocuğunuzu, kendi öğretmen yakınınızı göndermeyeceğiniz gibi kendinizin de sorumluluk alanınızda olduğu halde gelmek ve görmek istemediği bir okul var ve ben böyle bir okulda çalışmak zorunda değilim. Ya gelin düzeltin ya da alın bizi buradan"derlerse şaşırmayın?
Bu sözün üzerine henüz bir söz de söylenmedi?
Bekleyeceksiniz?
Sayın Vali, yaşadığınız ilin kim bilir hangi çok önemli meselesini çözmekten fırsat bulup sizi ve sorununuzu gündemine alıncaya kadar bekleyeceksiniz?
Sizin işiniz beklemek, bizim işimiz yazmak; devam edeceğiz?
Dernekkırı Vali'nin umurunda mı değil mi hep birlikte göreceğiz.
KESİNTİLİ EĞİTİME GEÇTİK!
4+4+4 sistemi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Hoca'nın, samanlıkta kaybettiğini başka yerde araması misali, farklı yerlerde ve değişik mecralarda tartışılıp, özellikle kaygan zeminde masaya yatırıldıysa Türk Eğitim-Sen olarak ilgili herkesi uyarmak görevimizi yaptık.
İktidarı, eğitim sistemine ideolojik saplantıların bulaşmaması, bunun bir rövanş olarak görülüp kavga sebebi yapılmaması, meselenin asıl taraflarıyla tartışılması, ben iktidarım ne dersem o olur tavrından vazgeçmeleri konularında iktidarı?
4+4+4 sisteminin tüm öğretmen dengesini bozacağı, 90 yıllık bilgi birikimimizin çöpe atılacağı, müfredatların alt üst olacağı, okullarımızın fiziki yapısının alabora olacağı, okula başlama yaşının 60 aya düşürülmesinin akılcı ve pedagojik olmadığı konularında muhataplarımızı?
"Gerici eğitime hayır" gibi sloganları ile iktidarın değirmenine su taşımaktan bir türlü vazgeçmeyen sendika ve partileri?
Türk Milli Eğitimine hiç bir katkısı olmayacağı gibi eğitim çalışanlarının da ekmeğine mal olacağı konusunda, Hükümetten gelen her teklifi aklama mekanizması olduğunu her fırsatta ispat eden arka bahçe sendikasını uyardık?
Tebliğ vazifesini yerine getirdik, sizler de şahitsiz?
Gerisi hükümetin ve yardakçılarının bileceği iş
Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1359 | E-posta
|
