Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Cuma Hutbesi; Adil Yönetici
Cuma, 20 Nisan 2012

Adil yönetici; Adalet sahibidir. Adaletle hükmeder.
Yönetimindekileri adalet sınırları içinde sevk ve idare eder.
Adil yönetici; Kuran ve hadislerde ifade edildiği gibi, kanun karşısında bütün vatandaşların eşit muamele görmesini sağlar. Vatandaşlara farklı muamele etmez.
Yüce Allah, Hz. Davut'a şöyle hitap eder:
"Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında hak ve adaletle hükmet. Heva ve hevesine uyma, yoksa bu seni, Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu, Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır."
Yüce Allah'ın Resulü Muhammet'e hitabı da şöyledir;
"Emr olunduğun gibi dosdoğru ol; onların heveslerine uyma ve şöyle de; Allah'ın indirdiği Kitaba inandım ve aranızda adaletle hükmetmekle emr olundum."
Adil yönetici tarafsızdır. O, tarafsız bir şekilde, adalet müessesesini emrindeki insanlara uygulamakla yükümlüdür. O'nun nazarında bütün insanlar eşittir. Haklı olan, ne olursa olsun haklıdır. Haksız olan da, kim olursa olsun mutlaka haksızdır. O'nun dininde, hak ve adalet hususunda kimsenin imtiyazı olamaz. O'ndan olsa da olmasa?
Çünkü Rabbimiz biz inananlara;
"Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahitler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz, sizi adaletsizliğe sürüklemesin, adil olun; bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'tan sakının, doğrusu Allah, işlediklerinizden haberdardır" buyurur.
Âdil yönetici nazarında, bütün vatandaşlar; renk, soy-sop, dil, memleket ve ülke farkı olmaksızın, hukuk bakımından birbirine eşittir.
Herhangi bir ferdin, bir zümrenin, bir sınıfın; herhangi bir soyun veya hanedanın, her ne suretle olursa olsun, hiçbir şekilde imtiyazı, farklı durumu yoktur.
Kişisel özellikleri ve nitelikleri bakımından da bir kimse, hukuk karşısında, başkasından alt veya üst durumunda olamaz.
Allah; "Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kabilelere ve oymaklara ayırdık. Şüphesiz ki sizin Allah'a göre en makbul olanınız, Allah'tan en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır" buyurur.
Adil bir yönetici olarak Efendimiz (s.a.s.) de hayatı boyunca bu prensipten taviz vermemiştir. Hırsızlık eden kadına ceza verilmemesi için araya girenlere "Allah'ın hadlerinden (ceza) birisinin terk edilmesine aracı mı oluyorsunuz. Sizden öncekilerin helâk olmalarının sebebi, aralarından soylu, kuvvetli kimseler çaldıklarında, onlara ceza uygulamamaları, zayıf biri çaldığında ise ona hemen haddi uygulamalarıydı. Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kızı Fâtıma çalmış olsaydı elini keserdim" buyurmuştur.
Yine hayatının sonlarına doğru bir toplantıda adaletli idareci dersi vermiştir;
"Ey insanlar! Sizlerin benim üzerimde haklarınız olabilir. Eğer ben bir kimsenin sırtına kırbaçla vurdumsa, o da gelsin benim sırtımda kısas yapsın. Eğer ben bir kimsenin itibarını kıracak bir harekette bulundumsa işte benim itibarım, intikamını alsın. Eğer ben bir kimsenin malını aldımsa, işte benim malım, gelsin alsın ve onun üzerinde sıkı pazarlık etmekten korkmasın. Çünkü pazarlık âdetim değildir. Belki benim için en aziz olan, bende hakkı olup da hakkını alan yahut beni affeden kimsedir. Bu suretle ben Rabbimin huzuruna müsterih olarak çıkarım."
Adil yönetici; Allah'a inanır, yaptıklarından veya yapmakla mükellef olduklarından, öncelikle Allah'a karşı sorumlu olduğunun bilincindedir. Rabbi ile karşılaşacağına ve dünyada iken yaptıklarından sorguya çekileceğine iman eder, kötü akıbetten sakınır.
Efendimizin; "Her biriniz birer çobansınız ve yönetiminizde bulunanlardan sorumlusunuz. İmam (devlet reisi) çobandır ve yönettiği kimselerden sorumludur. Erkek evinin çobanıdır ve eli altındakilerden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanı (muhafızı)dır ve ondan sorumludur. Hizmetçi, efendisine ait malın çobanıdır ve ondan sorumludur" sözünü aklından çıkarmaz.
Adil yöneticinin Allah katında üstün bir derecesi, kullar arasında da saygıdeğer bir makamı vardır ki Efendimiz bunu işaret ediyor;
"Kıyamet günü, insanların Allah'a en sevgilisi ve meclis bakımından en yakını adil devlet reisi, Allah'ın en sevmediği ve meclis bakımından en uzağı zalim idarecidir."
Adil devlet reisi, iftar edinceye kadar oruçlu ve mazlumun duasıdır."
Dinimizde yöneticiye itaat esastır, evet ancak bir Müslüman, her şeyden önce Allah'ın kuludur, diğer bütün özellikleri bu niteliğinden sonra gelir. Bu nedenle bir fert veya toplum olarak bütün Müslümanlar, öncelikle Allah'a bağlıdırlar, diğer tüm bağlar, bu bağa boyun eğmek zorundadır. Çünkü tüm insanlar Allah'a verdikleri söze sadık kalmak zorundadırlar.
Son olarak Hasan Basri hazretlerinin adil yöneticiye tavsiyelerini alalım;
"Ey müminlerin emiri! Bil ki Allah, adil imamı; haktan her sapanı düzeltici, her zalimi doğrultucu, her bozuğu ıslah edici, her zayıfa güç, her mazluma hakkını veren ve her şaşkına sığınak kılmıştır.
Adil imam; yetimlerin vâsisidir, miskinlerin koruyucusudur. Küçükleri terbiye eder, büyüklerinin geçimini sağlar.
Adil imam; organlar içinde kalp gibidir. Onun sağlıklı olmasıyla diğer organlar sıhhat bulur, bozulmasıyla da bozulur.
Adil imam; kullarla Allah arasında köprüdür. Allah kelâmını işitir ve onlara dinletir, Allah'ın emirlerini gözetler ve onlara gösterir, Allah'a boyun eğer onlara da boyun eğdirir.
Ey müminlerin emiri! Allah'ın sana emanet ettiği mülkte; efendisi kendisine güvenip muhafaza etsin diye emanet ettiği malını heba eden, ev halkını dağıtıp perişan eden, onları fakirleştiren köle gibi olma!
Bil ki, Allah, yasakları; insanları ahlâksızlıklardan, kötülüklerden sakındırmak için indirmiştir. Onları, uygulamakla görevli olan çiğnerse durum nasıl olur?
Ey müminlerin emiri! Ölümü ve ölümden sonraki hayatı, ölüm anında taraftarlarının ve ona karşı yardımcılarının azlığını düşün. Onun için ve ondan sonraki büyük korku günü için azık edin.
Şu anda bulunduğun meskeninden başka bir meskenin var, orada ikametin çok uzun sürecektir. Sevdiklerin senden ayrılacaklar ve seni onun dibinde yapayalnız bırakacaklar. O halde, kişinin; kardeşinden, ana-babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı o gün için sana yarayacak azık edin."


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1455 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.