İki gün Sakaryaspor'un içinde bulunduğu duruma nasıl sürüklendiğini yazdım.
Cumartesi bu diziye devam edecektim.
Benim teknik beceriksizliğimle yazı silindi.
Yeniden yazmak zorunda kaldım.
Ancak Cumartesiye yetişmedi.
Bugüne yazabildim.
Sakaryaspor'un BELPAŞ'tan alınarak kulübe devri nedeniyle birileri tarafından taraftara hedef gösterilmemiz bana bunu yazıları yazdırıyor.
Durduk yerde bu konuya girmiş değilim.
Bugün 2 aylık devir sürecinde yapılan bazı harcamalar ve yapılan yüksek bedelli transferlerden söz etmek istiyorum.
Sonrasında ise bu sürecin ardından göreve gelen yönetimlerin yanlışlarını değerlendireceğim.
Dün de bahsettim
Avukat Recep Hacıeyüpoğlu dernekleşme sürecinde ısrarla başkan kalmak istedi.
Kendisine verilen yetki, aslında gemiyi limana sağ salim yanaştırma yetkisiydi.
Ama O dümeni limana doğru kırmak yerine dalgalı denizlere açmayı yeğledi.
O süreçte yapılan ödemeler ve yapılan transferlerle kamuoyuna 2 buçuk milyon lira olarak açıklanan borç takımın devri sırasında bir hayli katlanmıştı.
Peki nerelere ödemeler yapıldı?
22 aydır hiçbir ödeme yapılmayan İstanbul Barosu'na kayıtlı 3 avukata 100 bin liralık çek verildi.
Sonrasında 88 bin lira daha talep eden avukatlar bunun 22 aylık hukuk danışmanlığı ücreti olduğunu bildirdiler.
Ancak bu avukatlarla hiçbir sözleşme yapılmamış, ne şirketin, ne de derneğin karar defterinde bu yönde alınmış bir karar vardı.
Aynı dönemde Sakaryaspor'un hukuki danışmanlığı ve avukatlığını yapan Osman İbrahim Baş'a ise 30 bin liralık çek verilmişti.
İstanbullu avukatlar istedikleri 88 bin lirayı alamayınca Sakaryaspor'u mahkemeye veren futbolcuların neredeyse tümünün avukatlığını üstlendiler.
Şu an bile Sakaryaspor üzerinde bu avukatlar marifetiyle konulmuş bir çok icra tedbiri var. Yeminli mali müşavir Mustafa Ak'a (AKP'nin şu anki Adapazarı İlçe Başkanı) da daha önce ciddi bir ödeme yapılmazken bu geçiş sürecinde 30 bin liralık çek verilmişti.
Yıllardır Sakaryaspor'dan alacaklarını tahsil etmeyen SAKVA da tahsilat yapma ihtiyacı duymuş(!) SAKVA'ya tam 450 bin liralık çek kesilmişti.
Bir hayır kurumu olan SAKVA'nın yönetimi, Sakaryaspor'dan alacak tahsilini nedense son anda hatırlamıştı!..
Benzer şekilde bir çok kurum ve kişiye çek kesilirken transferler de yine şirket çekleriyle gerçekleştiriliyordu.
Örneğin gereksiz yere iki kaleci 1 yıllığına 1 milyon 200 bin liraya mal edilmişti.
Teknik Direktör Hüseyin Kalpar'la 250 bin liraya anlaşılmıştı.
Kalpar'ın elinde 100'er bin liralık iki çek vardı.
Gökhan Gök 460 bin liraya, Hasan Uğur 360 bin liraya transfer edilmişti.
Taner Demirbaş 660 bin liraya alınmıştı.
Bunun gibi şişirilmiş bir kadroyla 8 milyonluk bir transfer gerçekleştiren Avukat Recep Hacıeyüpoğlu, kulübü ancak sezonun ilk maçına 1 gün kala kongreye götürdü.
Yeni yönetim üçüncü haftadan itibaren ödenemeyen çekler yüzünden boykotlarla karşılaşmaya başladı.
Hacıeyüpoğlu'nun transferleri Kalpar'dan başlanarak bir bir gönderildi.
Eskinin sıkıntıları Yılmaz yönetimini zora sokarken daralan yönetim de yeni hatalar yapıyordu.
Birbiri ardına gelen yönetimsel hatalarla takım daha ilk yılda ligden düştü.
Sonrasında İsmail Gürses başkanlığında bir yönetim oluştu.
Gürses de takımı düze çıkaramadı.
Gürses ve Rauf Batıboylu dönemlerinde ikinci ligde oynayan Sakaryaspor maddi açıdan refaha ulaşamadı.
Halit Evin başkanlığında oluşan kulüp yönetimi, Şaban Yıldırım'ın teknik direktörlüğünde Sakaryaspor'u geçen yıl tekrar birinci lige taşıdı.
Ancak Evin iyi giden takımı, Şaban Yıldırım'ı görevden alarak yaraladı.
Sonrasında Halit Evin de koltuğu bırakmak zorunda kaldı.
Erdal Taşkın yönetimi ise önce görev verdiği Şaban Yıldırım'ın elini kolunu bağlayıp neredeyse başarısız olması için çabaladı.
Getirdiği Yılmaz Vural 11'inci kez başında bulunduğu takımı ligden düşürmüş oldu.
Sakaryaspor önümüzdeki yıl 2.ligde oynayacak.
Dernekleşme sürecinde göreve gelen yönetimler Sakarya kamuoyunun beklediği güven ortamını oluşturamadı.
Biri moloz enkazları için ruhsat almanın derdine düştü, bir diğeri çimento fabrikası için aracılık yapmaya kalktı.
Biri içi boş faturalarla kulübü zarara soktu, bir diğeri olmadık rüyalar aleminde gezindi.
Tüm bunlara rağmen ben daha ilk gün bulunduğum noktadayım.
Sakaryaspor kesinlikle Büyükşehir Belediyesi'nin değil, Sakarya'nın, Sakaryalı'nın, olmalıdır.
Eğer Sakarya, Sakaryalı takımına sahip çıkmıyorsa, Sakaryaspor birileri için rant aracı olarak görülmemelidir.

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum