Hafta sonu İLKSAN seçimleri vardı…
Siyasette ve sendikada sayaç tutmadığımı, oy ve üye sirkülasyonundan ziyade insanlığa dair iniş ve çıkışlara üzülüp sevindiğimi, iyi veya kötü, bana veya başkasına her türlü tercihte tercih bana bile yapılsa insan iradesini dışındaki tercihlere saygı duymadığımı herkes bilir.
Dolayısıyla bu seçimleri ve sonuçları da ancak bu anlamda değerlendirebilirim.
Kimin ne kazandığından ziyade insanlık ne kazandı veya ne kaybetti? Önemli olan budur…
İLKSAN temsilci seçimleri Sakarya genelinde Türk Eğitim-Sen 8, EBS 8, Eğitim-Sen 1 şeklinde sonuçlandı.
Akyazı, Arifiye, Karapürçek, Karasu, Kocaali, Ferizli, Erenler ve Adapazarı'nın iki temsilciliğinden birini Türk Eğitim-Sen'in desteklediği adaylar kazanırken, EBS adlı sendika Geyve, Pamukova, Taraklı, Hendek, Kaynarca, Söğütlü, Serdivan ve Adapazarı'nın diğer temsilciliğini, Eğitim-Sen ise Sapanca temsilciliğini kazandı.
Kaynarca'da Türk Eğitim-Sen'den iki aday çıktığı için oyların bölünmesi EBS'ye yararken, Taraklı TES üyesi son anda adaylıktan vazgeçip meydanı EBS'ye bıraktı.
Bir önceki seçimlerde yaşanan iğrençlikler sebebiyle olsa gerek Pamukova TES temsilciliği aday çıkarmadı.
Sendikal mücadelede, siyasi ve bürokratik iktidarın gücünü kullanmaktan zerre kadar utanmayanların şube müdürü adayları yine bağımsız aday ayaklarına yattılar. Yani sendikalarının ismini bile ağızlarına alamadılar üç kuruşluk oy uğruna…
Neyse…
Bunlar küçük ayrıntılar ki sonuca bakıp zafer narası atanları gördüğünüzde aslında ne de küçük ve basit şeylerle mutlu olduklarını anlayabilesiniz…
Asla gelirsek;
Bunu kesinlikle yapın, sorun falana oy veren arkadaşlarınıza, eğer bir tane seçim mantığına uygun, bir tane insan iradesine dayalı, bir tane seçme-seçilme, emaneti ehline verme veya ehlinde tutma sorumluluğuna endeksli bir cevap alırsanız, bırakın başkanlığı üyelikten bile istifa etmeyen Erol Afşar'ın suratına tükürün.
Dün Eğitim-Sen yöneticilerine söyledim; toplu iğne ucu kadar bir yolsuzluk, bir hırsızlık, bir yanlışlık getirin koyun önüme, gazetelere ‘ben yanlış tercih yapmışım, özür dilerim' ilanı vermeyen Erol Afşar şerefsizdir.
Bulamazlar, ancak yalan ve iftira ile çıkarlar karşımıza…
Peki, bu doğruluk, bu şeffaflık ve bu diklik seçim sonuçlarına neden yansımadı?
Cevabı, sevgili sandık üyelerimizin seçme-seçilme olayından ne anladıklarında gizlidir.
Tamamen bir sürü psikolojisi…
Benim partim/sendikam odunu bile koysa oy veririm mantığı…
Benim partim/sendikam bir şey diyorsa o mutlak doğrudur, aksi bile olsa onların bir bildiği vardır anlayışı…
Körü körüne bir bidat mantığı…
Ya koskoca şube müdürü aday olmuş, pek sevmem ama kaybederse hırsını bizden alır babından aşağılık yaklaşımlar…
İnsanın zoruna giden de buya; Seçim kazanmak veya kaybetmenin, insanlığın kaybettiği irtifaının yanında lafı mı olur?
İlginçtir; İLKSAN'ı bulunduğu çukurdan alıp kâra geçirenlerle İLKSAN kapatılmalı, varlığı üyeler arasında paylaştırılmalı diyenler arasındaki seçim Sakarya itibariyle berabere sonuçlandı.
Ama çok şükür ki İLKSAN'ı Türkiye geneli mücadelesini Türk Eğitim-Sen'in desteklediği delegeler, ezici bir çoğunluk ile kazandılar.
Yine, Ankara heveslileri avuçlarını yalayacaklar…
Ve yine ben, dairenize gelip size Ankara'yı harita üzerinden göstereceğim.
EBS'DEN BİR GARİP TEŞEKKÜR
Eğitim Bir Sen Giresun Şubesi, kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni sistemin kanunlaştırılmasından dolayı, devasa pankartlar hazırlayarak, başta Sayın Başbakan olmak üzere Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ve emeği geçenlere teşekkür etmiş!
Öncelikli görevi, temsil ettiği eğitim çalışanlarının hak ve kazanımlarını korumak olan bir sendikanın, hangi saiklerle bu methiye dolu serenatı sergilediğini doğrusu çalışanlar çok merak ediyor.
Acaba;
Özellikle 50.000'in üzerinde sınıf öğretmeninin norm fazlası durumuna düşecek olması mı,
Zorunlu eğitim kapsamından çıkarılmasından dolayı, okul öncesi eğitiminin ve öğretmenlerinin akıbetinin meçhule sürüklenmesi mi,
İkinci kademenin üç yıldan dört yıla çıkarılması üzerine, zaten yaşanan eksiklere ilaveten, %30 oranında branş öğretmeni ihtiyacının oluşacak olması mı,
Açık öğretim imkanıverilmesiyle, %69 olan liselerdeki okullaşma oranının daha da düşecek olması ve çocuklarımızın yüz yüze eğitimden mahrum bırakılmasıyla çocuk işçiliğinin ve çocuk yaşta evliliklerin daha da yaygınlaşacak olması mı,
Eğitim sistemindeki çok radikal bir değişikliğin hazırlık aşamasına; sosyal tarafların, eğitimcilerin, MEB bürokrasisinin ve hatta Milli Eğitim Bakanının dahi dahil edilmeden gerçekleştirilmiş olması mı,
Milyonlarca öğrenci ve yüzbinlerce öğretmenin, her gün yapılan çelişkili açıklamalar yüzünden, önümüzdeki öğretim yılında ne yapacağını bilemez şekilde tedirginlik içerisinde yaşaması mı,
Yoksa,
Türk eğitim sisteminin, bir partinin bir grup yetkilisinin fantezilerine kurban edilmesi mi,
Bu minnet dolu teşekkür mesajının nedeni olmuştur? Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1585 | E-posta
