Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Ne İş Olsa Yaparım Abi Eğitimi
Salı, 08 Mayıs 2012

Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelerek okul açmaya karar verdiler.
Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluşturdu.
Tavşan, şart koştu; müfredatta koşma dersi olacak?
Kuş, uçmayı dâhil etti, balık yüzmeyi, haliyle sincap ağaca tırmanmayı?
Ve öyle seçmeli falan da değil, bütün bunlar zorunlu ders olacaktı.
Müfredat programı yapıldı, bütün hayvanların bu dersleri görmeye başladı.
Tavşan, koşu dersinde 10 alıyor olmasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu.
Sürekli kafa üstü düşüyordu.
Bir süre sonra beyni hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı.
Artık koşuda 10 yerine 5 almaya başladı.
Ve tabii, ağaç tırmanma notu 1'de kaldı.
Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu.
Bir süre sonra, toprak kazma notu 1, uçma notu 7' ye düşmüştü.
O da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu.
Sonuçta, sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekâlı yılan balığı oldu.
Ancak eğitimciler çok mutluydu çünkü herkes bütün dersleri görüyordu.
Ve buna "geniş tabanlı eğitim sistemi" dediler.
(Osho'nun Hayvan Okulu adlı hikâyesinden)...
Bu eğitim sistemini inatla uygulayan ender ülkelerden birisiyiz.
Komünist artığı da değiliz ama sırf komünist düzene insan yetiştirmesi amacıyla icat edilen bu sistemi inat ve ısrarla uyguladık.
Hem de zorunlu ve kesintisiz 8 yıl olarak?
Bunun içindir ki ortalık ne iş olsa yaparım abi diyen ama hiç bir işi tam olarak yapamayan diplomalı cahil ve diplomalı işsizler ordusu ile doludur.
Bir de bunu marifetmiş gibi söyleriz?
Oysa ne iş yaparsın sorusuna ne iş olsa yaparım cevabını verenler, genellikle yeterli ve kişiye yönelik ve de beceri ve yatkınlıklarına uygun eğitimi almamış, alamamış sıradan insan yani ortalama insan verir.
Dünyanın hiç gelişmiş ülkesinde ne iş olsa yaparım abi diyen, aferin bak çocuğun on parmağında on marifet var, denilerek gaza getirilmez.
Sözün Özü;
28 Şubat dayatması kesintisiz ve zorunlu eğitime kafa tutmak, istememek, beğenmemek ve değiştirmek doğru bir davranış olarak değerlendirilebilir ancak alternatife bakmak gerekir.
Yani yıkmak her şey değildir, yerine ne konulacak kısmı en az yıkmak kadar önemlidir.
Yıktılar?
Ama yerine, mucidinin bile savunamadığı, her kafadan bir sesin çıktığı, Bakan'ın, bilmediği için olsa gerek aynı soruya üç farklı televizyon kanalında üç farklı cevap verdiği, komisyon başkanının siyah dediğine az sonra bizzat Başbakan'ın hayır beyaz dediği bir ucubeyi getirdiler.
Süre ve rakamlarla oynadılar boş yere, çok büyük bir reform havasına sokmak için beklide?
Oysa okullarımız, okullaşma oranımız, dersliklerimiz, kitaplarımız, öğretmen dağılımımız eski sisteme yani 5 artı 3 toplam 8 yıl eğitime uygundu?
Biz anlayamadık amaçlarını ama aynı dili konuşan Eğitim Bir Sen anlamış ve iman etmiş ki 4+4+4 sistemin kanunlaştırılmasından dolayı, devasa pankartlarla teşekkür ediyorlar.
Merak etme de dur; görevi, temsil ettiği eğitim çalışanlarının hak ve kazanımlarını korumak olan bir sendikanın, hangi saiklerle bu methiye dolu serenadı sergiliyor.
Anlatsalar da öğrensek?
***
SÜTLERİ BOZUK ÇIKTI
Hep söyledik ama halkın yarısından fazlasına anlatamadık?
Sütü bozuk bunların, sütü?
Bakın öğrenciler zehirleniyor?
Ambulanslar gün boyu öğrenci taşıyor hastanelere?
Şimdi böyle dedik diye ?ne yani çocukların süt içmesine karşı mısınız' derler biliyorum.
Hayır efendim, çocukların süt içmesine karşı değiliz, çocuklara süt içirme adına yaptığınız organizasyon rezaletine karşıyız?
Camia büyük, mevcut kalabalık, kurumlar dağınık ve dağıttığınız süt ise işiniz zordur. Fındık değil bu, gazoz değil, su değil?
Süt bu süt?
Başka bir çözüm bulun?
Hem yandaşlarınıza değil sadece Türk çiftçisine para kazandıracak bir çözüm hem de dayanıksız olduğu için çabuk bozulan süt nedeniyle çocuklarımızı helak ettirmeyecek bir çözüm?
Beyefendiler gidiyorlar okula, alın size 5 günlük süt, bırakıp gidiyorlar?
E, ben nerede saklayacağım bu sütü diyorsun, biz karışmayız cevabı alıyorsun.
Ha, uzak köylere 20 günlük süt bırakmışlar üstelik, dağıtımından tasarruf etmek için belli ki?
Bir de en çok canımı yakan kısmı;
Yahu bırakın da işimizi yapalım Allah aşkına?
Bırakın da müdür müdürlüğünü, öğretmen öğretmenliği yapsın yahu?
Yıldık artık; tahsildarlıktan temizliğe kadar işimiz dışında her işi yapmaktan çocuklarımıza vakit ayıramaz olduk?
Bırakın da sadece ve sadece öğretmenlik yapalım, ne olursunuz?
Korkuyorum artık?
Şimdi okula başlama yaşı da düştü iyice ya, sakın bugün süt içir, yarın altlarını bağla durumuna düşürmesinler bizi

 


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1454 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.