Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Milli Mücadele'de GEYVE (12)
Cumartesi, 26 Mayıs 2012

ADAPAZARI-HENDEK-DÜZCE AYAKLANMASI MİLLİ KUVVETLERCE BASTIRILIYOR - GAVUR ALİ  İDAM EDİLİYOR

    23 Mayıs 1920 günü Ali Fuat Paşa’nın yayınladığı kolordu emri uygulamaya konulur. Çerkez Ethem kuvvetleri Sapanca ve Adapazarı istikametinde taarruza geçer. Fazla bir direnişle karşılaşmayan bu kuvvetler Sapanca ve Adapazarı’nı işgal eder. Bu harekat sırasında bölgede bulunan Kuva-yı İnzibatiye ve diğer muhalif kuvvetler dağılır. İbrahim Bey kuvvetleri Sapanca’da Geyve Boğazı’nın kuzeyini korumak amacı ile ihtiyatta bırakılır. Harekâtın ikinci günü 24 Mayıs Çerkez Ethem birlikleri Adapazarı’nda dinlendirilir. Burada asilerin ele başları Divan-ı Harb’e verilerek idam edilirler. Bu arada Adapazarı ve Sapanca’nın milli kuvvetlerin eline geçmesi, Düzce ile İzmit’in irtibatının kesilmesine neden olduğundan Düzce’deki asi liderleri telaşa düştüklerinden Adapazarı’ndaki Ethem Bey’e şu telgrafı çekerler. "Biz Ankara ile muhabereye giriştik. Anlaşmak üzereyiz. Bakın biz size haber vermeden daha ileriye kuvvet göndermeyiniz. Zira kuvvetlerinizin büyük tehlikeye girmesine sebebiyet vermiş olursunuz. Şu teklifimizin dışında bir yol tutmayacağınıza dair kat’i cevap ve teminatınızı makine başında bekliyoruz". Ali Fuat Paşa 24 Mayıs günü Adapazarı’na gelir. Çerkez Ethem ile görüşüp harekâtın devam edilmesi emrini verir.

 

    Adapazarı’ndaki kuvvetler 25/26 Mayıs gecesi Hendek istikametinde harekete geçerler. 26 Mayıs 1920 sabahı kısa süren mukavemeti kırarak Hendek’e girilir. Bunun üzerine Düzce’deki asi liderleri telgrafla harekâtın Hendek’ten öteye geçmemesini isteyerek bazı şartlar koşulu ile teslim olacaklarını bildirdiler. Bu tekliflerin zaman kazanma uğraşı olduğu kanaatiyle harekâta devam edilir. Aynı gün Düzce istikametine yürüyüp, aynı günün akşamı Düzce işgal edilir.

    Bu harekâtı Adapazarı’ndan idare eden Ali Fuat Paşa 1 Haziran günü Sapanca’ya giderek burasını İzmit’e karşı takviye eder. Ertesi günü tekrar Adapazarı’na döner. 2 Haziran günü Sapanca’nın batısında ihtiyat kuvveti olarak bekletilen Dayı Mesut Müfrezesi İzmit’in on kilometre kuzey doğusuna gönderilerek Kandıra ile irtibat sağlanır. Böylece bölgede başlayan milli mücadele karşıtı isyanlar sonlandırılmış oldu.

   Kuva-yı İnzibatiye 14 Haziran 1920 de milli kuvvetlere karşı İzmit’ten taarruza karar verir. Bu karardan Ali Fuat Paşa haberdar olur. Bunun üzerine Ali Fuat Paşa birliklerini taarruz düzenine getirerek 14 Haziran sabahı erken saatlerde her yönden baskın tarzında Kuva-yı İnzibatiye üzerine taarruz başlatır. Bu taarruz karşısında Kuva-yı İnzibatiye birlikleri önemli bir direnme göstermeden geri çekilmeye başlarlar. Bazı Kuva-yı İnzibatiyeciler Kuva-yı Milliye saflarına geçerler. Bu taarruz esnasında milli kuvvetlere ateş açan İngiliz birlikleri de İzmit’e kadar sürülür. İngiliz tayyareleri milli kuvvetlerin üzerinde keşif uçuşu yapar, birkaç bomba atarlar. Bu durumda Kuva-yı Milliye birlikleri 14/15 Haziran geçesi baskın şeklinde İzmit üzerine harekâta geçerler. İzmit’in kuzeyinde Ermeni çetelerinin İngilizlerce takviyesi nedeniyle ilerleme kaydedilemez. Milli kuvvetlerin İzmit girişine kadar ilerlemesi karşısında İngilizler 16 ve 17 Haziran günleri karadan ve denizdeki donanmadan şiddetli topçu ateşi açarlar. Ali Fuat Paşa harekâtı durdurup birlikleri eski mevzilerine çeker. Ali Fuat Paşa 18 Haziran 1920 günü Geyve’ye gelir. 19 Haziran günü de Geyve’den ayrılarak Osmaneli’ne gider.

    Bölgede bulunan Milli Kuvvetlerin bir kısmı Yozgat ayaklanmasını bastırmak, bir kısmı da 22 Haziran'da başlayan Yunan saldırısını karşılamak üzere cepheye gitmek üzere bölgeden ayrılırlar. 8 Ağustos 1920 günü Düzce-Hendek’te ikinci bir isyan başlar. Milli Kuvvetler bu isyanı da bastırır.

    Kan dökücü hareketleriyle bölgede halkın tepkisini çeken milli kuvvetlerden gözüken Gavur Ali ve arkadaşları Ağustos 1920 tarihinde bertaraf edilirler. Gavur Ali, Adapazarı’nda idam edilir. Bu durum bölge halkı üzerinde adaletli hareket edildiğini ortaya koyması açısından olumlu etki yapmıştır. Gavur Ali’nin idam edilmesi ile ilgili Gazi Ali torunu Ahmet Çark’a olayı şöyle anlatmıştır.

"Ben Geyve’de Kuva-yı Milliyenin ilk neferlerinden biriydim. Seferberlikte Galiçya’da savaştım. Geyve’de Milli Mücadele başlayınca gönüllü olarak köyümden Geyve’ye gelerek görev alma talebinde bulundum. Beni jandarma olarak görevlendirdiler. Bu Gavur Ali ve çetesi Geyve hapishanesinde mahpustular. Geyve’ye askerleri ile gelen büyük rütbeli kumandan hapishanede bulunan mahkumları milli mücadeleye katılmak şartı ile serbest bıraktırdı. Gavur Ali de arkadaşları ile serbest kalarak milli çete oldu. Fakat Gavur Ali milli kuvvetlere yakışmayacak şekilde hareket ediyordu. Bir yaz günü komutanım beni yanına çağırdı.
Sana Gavur Ali’yi Adapazarı’na götürmek için görev veriyorum. Onu orada yargılayacaklar. Fakat bu onu bilmiyor. Atlı olarak gideceksiniz. Silahın da mermi sürülü olsun, silahını devamlı ona doğru tut. Eğer bir durum olursa tereddüt etmeden vur.
Daha sonra Gavur Ali’yi yanına çağırttı. Ona:
Adapazarı’na seni çağırıyorlar. Sana rütbe verilecekmiş. Bu nefer Ali’de sana yolda refakat edecek. Hemen yola çıkınız.
Ben o gün atlı olarak Gavur Ali ile birlikte Adapazarı’na yola çıktım. Yolda sohbet ederek gittik. Gavur Ali subay rütbesi alacağı sevinciyle yolda mola vermek istemedi. Adapazarı’nda askeri kışlaya atlarımızla girdik. Girer girmez orada bulunan askerler Gavur Ali’nin atının yularını tutarak onu attan indirdiler. Kışlanın avlusunda idam sehpası hazırlanmıştı. Üstündeki silahları alarak kendisine; sivil halka acımasızca davrandığı için idam hükmü verildiğini söylediler. Bekletmeden idam sehpasına götürdüler. Gavur Ali, idam edilirken bana dönerek;
Yaktın beni adaş. Dedi.’’

Arif Öztürk


Arif Öztürk hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 6010 | E-posta

Yorumlar (5)
RSS Yorumlar
1. 30-05-2012 11:13
arif abi emeğine sağlık.yazılarınızı büyükbir keyifle okuyorum.
Yazar sinan yıldız (Misafir)
2. 30-05-2012 14:48
yazık olmuş çerkes ethem e
Milli ordu kuruluncaya kadar Anadoluya ilerleyen yunan ordusuna karşı gerilla savaşı yaparak onların ilerlemesini geciktirdiği gibi içerideki eşkiyalarla da uğraşmış.Geyve ye geldiğini bilmiyordum.Böyle bir adam neden daha sonra milli mücadeleye karşı olup isyan eder anlamak mümkün değil.Resmi tarihimizde bu olaydan fazla bahsedilmez.Ama değişik kaynaklarda İsmet İnönü nün yüzünden küstürüldüğü yunan tarafına geçme gibi bir durum olmadığını yazarlar.
Yazar ömer (Misafir)
3. 31-05-2012 00:14
Kurtuluş savaşı kahramanlarına selam ols
Adımı kullanarak naklettiğin olay aşağı yukarı öyle, Gavur Ali, bir dönem yararlı faaliyetlerde bulunmuş, ancak düzenli orduya geçiş aşamasında emirlere uymaması ve kafasına buyruk hareketleri sonucunda yazında da belirttiğin biçimde idam edilmiş. o dönem kimse savaşa çağırmadığı halde, silahını kapıp kurtuluş savaşına katılan Dedem Ali Çark, arkadaşı Hüseyin Yıldırım ve tüm kurtuluş savaşı kahramanlarını (Dedem deli Türkler derdi) Saygı ve minnetle selamlıyorum.
Yazar Ahmet Çark (Misafir)
4. 15-11-2012 21:59
KAMÇILI KAMA VE KÖRÜKLÜ ÇİZME
Gavur aliyi yakalayıp derdest eden dedem hüseyin çavuş (hüseyin bölükbaşı)idi idam sehbasına giderken beni sen yakaladın kırbacım ve çizmelerimi sana veriyorum demiş.
Yazar Murat BÖLÜKBAŞI (Misafir)
5. 08-01-2018 04:34
xxxx
internette rastgelmeden önce açıkçası bizim büyük dedemizle ilgili bildiğimiz bilgiler şunlardı:bir dönem hapiste kalmış,hendek civarında kuvvayı milliye liderliğinde bulunmuş,lakabı gavur ali ki gavur lakabı şurdan gelir:düşmana,onların bize yapığı kadar acımasız mualeme etmesinden.idama mahkum olduğunuda biliyoruz ancak burada uyuşmayan birşey var.yazıdaki bilgilerle büyükdedemin babaneme anlattıkları uyuşuyor.büyükdedemiz romanyaya kaçmıştır ve yıllar sonra vatana dönüp normal bir hayat yaşamıştır.hatta ilk döndüğünde birinin evinde hiç çıkmadan bir sene kalmış.tahmin ediyorum aynı bölgede aynı lakaplı 2 kuvva lideri olamaz.
Yazar xxxx (Misafir)

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.