Pazartesi, 04 Haziran 2012 |
Değerli okur kardeşim Her ifadenin bir işi var. Misal biz Geyveliler ve köylüleri genelde ziraatla uğraşırız.
Ziraatçının bir işi vardır. Ziraat deyince akla tarım gelir. Meyve ve sebzeler gelir.
Spor deyince akla antrenman, müsabaka gelir.
Eğitim deyince ilim gelir öğrenci-öğretmen gelir.
Yemek deyince aşçı ve lezzetler akla gelir
Doktor deyince hastalıklar ve tedavi yolları akla gelir
Peygamber deyince de aklımıza onun çalışmaları akla gelmektedir/gelmelidir. Neydi peygamberlerin çalışması? Davet. Nereye davet? Allah’a davet. Allah yoluna davet. Kuran-ı kerimi yaşamaya ve yaşatmağa davet. Yani tebliğ işi. İyilikleri emir kötülüklerden alıkoyma işi. Peki, kim yapacak bu işi? Kim LAİLAHE İLLELLAH derse o yapacak. Nasıl mı? Biraz açalım;
Bir baba düşünün bir dükkânı var oğlunu dükkâna yardıma çağırır o çocuk maça gider sinemaya gider nasıl olsa babam yapıyor der. Ama ne zaman baba ölür 4 kolluya biner çocuk derki haa iş başa düştü bundan sonra burası benden sorulur. Ve her gün erkenden dükkânı açmağa gider.
Son peygamberden başka peygamber gelmeyeceğine göre onun varisleri olan bizler bildiklerimizin hocasıyız.
Bizler bu emri aldıktan sonra inşallah her birimiz dinimizi yaşama ve yaşatma emir ve yasakları uygulama noktasında var gücümüzle çalışmamız lazım. Nasıl mı?
Peygamberimize Allah (cc)nın “kalk ve insanları Dinime davet et” emriyle ayağa kalktı ve ölümüne kadar hiç durmadan davet işini yapmıştır.
Bizde son nefese kadar bu peygamber mesleği davet işini kendimize zimmet bilmeliyiz. Biz; bu işin bize zimmet olduğunu unutmuşuz. İşin garip tarafı unuttuğumuzu da unutmuşuz.
Yarın (gözümüzü kapar kapamaz) bu çalışmalar bize sorulacak sorulardan birisi peygamberin kim? Burada Peygamberin emirlerini ve yaptıklarının yapmışsak ne ala yapmamışsak Allah yardımcımız olsun. Peygamberin ismini söyleyemeyiz. Onun yüzüne de bakamayız. Onun için her yerde evde mahallede işte önce kendi hayatımızda sonra çoluk çocuğumuzda dini yaşama ve yaşatmada hassas olmamız gerekmektedir.
İstanbul da misafirimiz Eyüp Sultan Hazretleri bu çalışmaları yapmak için buralara kadar gelmiş, Onlar buralara gelmeseydiler bizler bu dini nasıl öğrenecektik.125bin sahabe’ nin 110 bin’i tüm Dünyaya dağılmışlar 10–15 bini Mekke ve medinede kalmış. Ve dostlar.. İş önemli ve de büyük.
Dünya fesat içinde kime neyi nasıl anlatacağız demeyelim şikâyet yok. Nasıl mı?
Bir doktor düşünün havalar soğuk gitti herkes hasta; bilhassa özel hastaneler dâhil her yer tıklım tıklım hasta dolu. Ama doktorlar şikâyetçi değil.
Sanayide tamircileri ele alalım; kışın kazalar çok oluyor işleri yetiştiremiyoruz demiyorlar fazla mesai yapıyor Pazar günleri de çalışıyor para kazanma uğruna zevkten sefadan 8-saat günlük mesaiye bir 8 saat daha koyuyor hiç şikâyet etmiyorlar.
Bizde önce peygamberimizin hayatını okuyup en yakınımızdan başlayarak peygamber metodu ile sevdirerek müjdeleyerek tabiî ki önce bu işi öğrenerek kendimiz yaşayarak çevremize örnek olmamız lazım.
Büyük bir Pazar var ortada ve büyük düşünenler büyük işler yapıyor.
Onlar 7 milyar insandan 1 kâfir kalmasın cehenneme gidecek. Hepsi cennet ehli olsun diye mücadele veriyor. Bunun için gece kalkıp teheccüd namazı kılanlar, tenhalarda gözyaşı dökenler her ay 3 gün senede 40 gün ve 4 ay yollarda olanların gayesi acaba nedir? Sorduk mu? Bunların parasını kim veriyor Değirmenin suyu nerden geliyor? Bu işten, hangi partiden, dernekten cemaatten ne kadar yüzde alıyorlar?
Davet işi büyük bir iş biz sadece mevlit kandili hürmetine küçük bir ufuk açtık. Bir başka yazımda inşallah konu ile ilgili birkaç kelam daha ederiz.
Yazımı bir kıssa bitirmek istiyorum.
Vaktiyle Yahudi Hıristiyan ve Müslüman 3 arkadaş bir helva yapmışlar helva herkese yetmez kuramı çekelim rüyaya mı yatalım demişler.
Birisi rüyaya yatalım kim güzel rüya görürse o yesin helvayı derken rüyaya yatarlar.
Hıristiyan derki ben rüyamda Hz. İsa as.’ı gördüm 7 kat göklerde onla beraberdim.
Yahudi olan arkadaş Ben Hz. Musa as’ı gördüm Turu Sina dağında beraberdik deyip helvanın onların olmasını bekleyip ellerini ovuştururken sıra Müslüman kardeşimize gelir.
Sen ne gördün dediklerinde;
Bende Hz. Muhammedi (sav)’i gördüm rüyamda bana dedi ki “kalk kardeşim ne uyuyorsun Hıristiyan olan 7 kat göğe İsa as’ın yanına gitti. Yahudi olan Turu Sina dağına Musa as’ın yanına gitti kalk sen helvayı ye” dedi bende kalktım siz uyurken helvayı bitirdim.
Geçmiş ümmetler çok çalıştılar peygamberler çok mücadele ettiler ama en hayırlı ümmet Hz Muhammed’in ümmeti olan bizleriz.
Peygamberimiz “benim ümmetimin âlimleri Benî-İsrâill’in peygamberleri gibidir” buyurmuştur.
Evet, bize helvayı yemek düştü ama biraz çalışmak lazım. Çalışmadan yorulmadan terlemeden bu iş olmaz.
Rabbim o yüce sultanı ve sünnetlerini bu dünyada sevmeyi dünya gözü ile helal para ile ziyaret etmeyi, ahirette beraber olmayı nasip etsin.
Sadi KARAKAYA
( 13 Recep 1433 / 4 Haziran 2012 Pazartesi) Sadi Karakaya hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1928 | E-posta
|
|
|