Sevgili Okurlarım, malumunuz 30 Ocak 2012’de yazmış olduğum “Türk Kimliğine Vurulan Darbe” başlıklı yazımdaki başlığın “Türk Kimliğine Vurulan Darbeler” şeklinde olması daha doğru olacaktı. Bu düzeltmeyi ancak “Türk Kimliğine Vurulan Darbe (2,3,4…..)” şeklinde devam ettireceğiz anlaşılan.
O yazımda, milli bayramlarımıza yapılan saldırılar ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın millilikle uzaktan yakından ilgisinin olmadığından bahsetmiştim. Gençliğe Hitabe’nin ve İstiklal Marşımızın önemi üzerinde durmuştum.Çoğu olumlu olmak üzere, olumsuz yorumlar da aldık. Hatta “Gençliğe Hitabe’nin; hukuk devletine aykırı, donuk kafalar ve 5x10 kalaslar üreten bir zihniyetin ürünü” olduğu dahi söylendi. Şunu temin ediyorum ki; Türk’üm ve Müslüman’ım diyen herkes, İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe’nin içerisindeki her sözün altına imzasını atar ve o düsturlara riayet eder.Çünkü; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün,silah arkadaşlarının,şehit ve gazilerimizin bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sayesinde bunları yazabiliyorum. Türklük ve Müslümanlıktan söz edebiliyorum. Atatürk, bu Cumhuriyeti bizlere bırakmamış olsaydı. Dinimiz Hıristiyan, ırkımız da Yunan, İngiliz, Fransız….. olurdu. Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un:
“Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.”
Dizeleri yazılamazdı…Kilise çanlarını dinler, Pazar ayinlerine katılırdık.
Peki şimdi Türk Kimliğine hangi saldırı oluyor da bunları yazıyorsun? Diyeceksiniz.Hangisini sayayım kiiii??? Say say bitmez…
Ama sayabildiklerimi gücüm yettiğince yazmaya çalışacağım.
1- “Türklük yoktur.Türkiyelilik vardır.” Türklük bin yıldır vardır.Türklerin İslamiyet’le şereflenmeleri de Yüce Allah’ın bir lütfu olsa gerek.Türkler İslâmiyet'i kılıç zoruyla değil, kendi rızalarıyla kabul etmişlerdir. Şüphesiz bu dini seçmelerinin en önemli sebebi, eski Türk inancı ve anlayışı ile İslâmiyet arasında birçok benzerlik bulunmasıdır.En önemli nedenlerden birisi de; İslâmiyet'in telkin ettiği ahlakî kurallar, Türk anlayışına da uygun düşmektedir.Zamanla öyle hale gelmiş ki Türklük ile İslamiyet özdeşleşmiştir.Türk dediğinde İslam,İslam dendiğinde de Türk akla gelmektedir.
Türkiye’nin 36 etnik gruptan oluşan bir mozaik olduğu söylemi,safsatadan öte bir şey değildir.Mozaik,heterojen yapıdan oluşmaktadır.Halbuki biz Türkler tamamen homojen bir yapıya sahip bağlarla birbirimize bağlanmışız.Tıpkı bir elin parmakları gibi…Kederde,tasa da ve sevinçte aynı duyguları paylaşmıyor muyuz?Kız alıp vermelerle kan bağıyla bağlanmadık mı? Spor müsabakalarındaki galibiyetimiz bizleri sokaklara dökmüyor mu?
2- “Ortaokullarda Kürtçe seçmeli ders olacaktır.” Yarın, Lazca, Çerkezce, Gürcüce, Abhazca, Boşnakça, Arnavutça…. Vb… Böl,parçala,yönet…Kendi ülkemiz insanlarına Türkçeyi öğretememişken,devletin boş bırakıp dolduramadığı yerleri yurt dışında dolduranlar bir de Türkçe Olimpiyatları düzenliyorlar.Bir de yetkililer buna alkış tutuyorlar.İngilizce eğitim verdikleri halde.
3- “Arap Baharı, Büyük Ortadoğu Projesi, Eş Başkanlık” Hangi bahar,hangi proje ve eş başkanlığı? Zulümlerle,ölümlerle,kıyımlarla mı??? 36 etnik grup,eyaletler ve başkanlık sistemiyle ülkemize de Türkiyelilik Baharı mı gelecek?
4- “Kürt sorunu” Benim Kürt kardeşlerimle ve diğer kardeşlerimle sorunum yok ki!!!... Sorun, Kürt kardeşlerimde değil,sorun sizlerde.
Şehit aileleriyle diyalog kurup müzakere edilmezken,terörist başıyla mücadele edileceğine, müzakere edilmesine ne demeli?İmralı Canisi’ni neden asmadınız,niçin idamı kaldırmadınız diye sorgulayanlar,menfaatleri doğrultusunda bir gecede yasa çıkarmıyorlar mı?Haydi,idam yasasını çıkarın da sizleri ellerimiz patlayıncaya kadar alkışlayalım.
5- “İşsizlik sorunu” İşsizlik diz boyu,orta tabaka yok olmuş,ya çok zengin veya yoksulluk sınırı altında yaşayan insanlar.Köylünün ürünü yok pahasına…küçük esnaf zaten kan ağlıyor,iş desen ona keza,memura da dört dörtlük zam (!).
6- “Eğitim Sorunu” Pardon eğitimsizlik sorunu,az çalışıp,çok kazanan öğretmenlerimiz(!),olmayan öğretmen yetiştirme sistemi,on binlerce açık olduğu halde görev alamayan öğretmenlerimiz…
7- “Sağlık Sorunu” Devlet hastaneleri para kesen makineler haline getirilmiş veya insanlarımız özel hastanelerin insafına terk edilmiş durumda değil midir?Doktorlarımızın çaresizliği de cabası…
8- “Kadınlarımızın sorunu” Tacizler,öldürmeler…Zina serbest,kürtaj yasak. “Bu ne perhiz. Bu ne lahana turşusu.” Zinayı serbest bırakarak, Yasa çıkaranlar,kürtaj hakkında hala nasıl ahkam kesiyorlar.Kürtajı savunduğum da yok. Doğru olup olmadığına da yerine göre ilgili birimler karar verir.
9- “Ezandan Peygamberimizin adının çıkarılması” Bu rezillikten de öte değil midir?Bunu yapanlar, buna zemin hazırlayanlar, “Dinler Arası Diyalog” safsatasını ortaya atanlar değil midir?
Yukarıda, saya saya, yaza yaza hala bitiremediğim oyunlar, Türk Milleti üzerindeki oynanmaya devam edecektir.Çünkü güçlü bir Türkiye –Dosta güven, düşmana korku- demektir.
Ancak; Yüce Türk Milleti,oynanan bu oyunları, çok öncelerden olduğu gibi yine bozacak, Bilge Kağan’ın; “Ey TÜRK Milleti işit! Üstte mavi gök çökmedikçe Altta yağız yer delinmedikçe Senin ilini ve töreni kim bozabilir.” Sözünün doğruluğu önceden de olduğu gibi yine ispatlanacaktır.
Cemalettin DİNÇER
Eğitimci Yazar
Cemalettin Dincer hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2759 | E-posta
|