Ailece bayramlaşıyoruz. Büyüklerin elleri öpülüyor. Küçüklere harçlıklar, şekerler, çikolatalar… Gülen yüzler…
Çok güzel halk türkülerimiz söyleniyor televizyonumuzda. Haberleri izlemeden geçmek olmaz. Şimdi haberler: “sevgili seyirciler, bugün ülkemizde hiçbir askerimiz şehit olmamıştır. Trafikte hiçbir kaza meydana gelmemiş, hiçbir kadın tecavüze uğramamış, bıçaklanmamış ve öldürülmemiştir. Hep birlikte “yaşasın!!!” diye sevinç çığlıkları atıyoruz. Gördüğüm bu rüya hiç bitmese, ah keşke gerçek olsa…
Bayramın birinci günü öğle üzeri yaptığım şekerlemeden, gerçek çığlık sesleriyle uyanıyorum. Çığlık ve figan… Yaşlı annemin ve eşimin çığlığı: “Allah kahretsin!!! Allah belalarını versin!!!” Gerçeklerle yüz yüze kalıyorum. Televizyonda yine şehit haberleri…
Kulağımda acılı bir halk türkümüzün nağmeleri çınlıyor bu sefer de: “Bayram gelmiş neyime, anam anam garibem. Kan damlar yüreğime anam anam garibem”. Hıçkırıklar… Hıçkırıklar…
Bayramlar, ah o bayramlar… Hepimiz özlemle anmışızdır çocukluğumuzdaki o güzelim bayramları. Belki çocuklarımızda ileride anacaklar bugünkü bayramlarını, lakin hüzünle, acıyla…
İçimiz kan ağlıyor, kan!!! Yeter artık, dur deyin bu gidişe. Lokmalarımızı yutamaz, şehitlerimizi sayamaz olduk. Kınamakla olmuyor. Ateş düştüğü yeri yakmıyor sadece. Çünkü rüzgar kuvvetli esiyor ve tüm ülkeyi kasıp kavuruyor, hepimiz yanacağız bu ateşle…
Irak, Libya, Mısır, Suriye. Sırada İran ve Türkiye. Sıranın bize geldiğini göremez olduk. Hala dış ülkelerdeki sorunlar önceliğimiz. Ülkenin her karış toprağına hakim olmak, şehit cenazelerinde boy göstermek değildir.
Kangren olan uzuvların tedavisi, kangrenli uzvu kesip atmaktır. Sıtma hastalığının müsebbibi bataklıktır. Bataklığı kurutmadan önleyemezsiniz hastalığı. Bataklık Amerika, İsrail , PKK, BDP ve uzantısı Kandil…
Açılım istemiyoruz. Kınama istemiyoruz. İleri demokrasi de istemiyoruz. Bunlarla nerelere geldiğimizi hala göremiyor muyuz? Kalksın artık gözlerdeki sır perdesi…
Benzin fiyatları almış başını gidiyormuş. Dünyanın en pahalı benzinini kullanıyormuşuz. Eğitimdeki belirsizlik ve kargaşa devam ediyormuş. “Varsın olsun” diyemeyiz. Ama önce yanan şu ateş sönsün.
Bir kuru ekmeğe razıyız, yeter ki canlar gitmesin, cananlar gitmesin. Ezanlar dinmesin, Ay Yıldızlı, Al Bayrağımız inmesin!!! Cemalettin Dincer hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1814 | E-posta
|