Ýþte Geyve.com'dan ses getirecek röportaj....Sadýk Baðcaz röportajý-2... Geyve'nin duayen baþkaný 'Goca Reis' SADIK BAÐCAZ' röportajý gelen istek üzerine video kaydýyle, siz deðerli Geyve.com ziyaretçilerimizle paylaþýyoruz...
Ýþte 17 yýl Geyve Belediye Baþkanlýðý yapan ve Geyve'de birçok önemli projede imzasý olan SADIK BAÐCAZ ile yaptýðýmýz röportajýn VÝDEO'lu 2. bölümü...
Baþkaným, Demirel ile nasýl tanýþtýnýz?
Demirel ile ilk karþýlaþmamýz, kendisini Güniz Sokak'a Geyve heyetiyle birlikte gittik ziyarete... Belediye baþkaný olarak ben, ilçe baþkanýmýz, yönetim kurulu falan... Saat akþam 7 buçuk, 8, akþam ezaný sýrasý... Zaten ziyaretçileri de o zaman kabul ediyordu. Biz girdik içeriye, Hayri bey diyerekten bir emniyet amiri vardý
kapýda. Ben onu eskiden de tanýrdým. Beni görünce " Oooo hoþgeldin falan"... Dedim 'Beyfendi nerede?"
-"Ýçeride, kalabalýk bir grupla oturuyor" dedi.
"Kimler var?" dedim.
-"Ýhsan Sabri Çaðlayangil var, Necmettin Cevheri var, Erzurum milletvekili... var"
dedi. Kalabalýk bir grup... Bizi, içeriye haber verdi...
-"Ooo buyursun, buyursun, gelsin... Girdik içeriye... Ýþte ben falancayým, arkadaþlarý söyledik. Arkadaþlarýn çoðu ayakta kaldý... Onlar ayakta olunca ben de ayaða kalktým.
-"Yok yok otur, otur" dedi. Oturdu, Hayri beyi çaðýrdý...
-"Salondan sandalyeleri getir bakayým, çaylarý da hazýrla" dedi. O arada soruyor Geyve heyetine...
-"Sen kimsin, sen kimsin?".. Rahmetli Alifuatpaþa Belidiye Baþkaný Ýdris Gür aðbi de vardý... Sýra bana geldi...
-"Sen kimsin, ne iþ yaparsýn sen?" dedi. Kalktým ayaða..
-"Otur, otur" dedi... Oturduk.
"Beyfendi, zat-ý alinize Isparta'da 'Çoban Sülü' derler. Bu tescillenmiþ bir isim. Bana da Adapazarý Geyve'de 'Çoban Sadýk' derler" dedim. Koltuða þöyle bir yaslandý, baþladý dönmeye... Necmettin Cevheriye doðru seslendi...
-"Necmi, Necmi"... Ona Necmi diye hitap ederdi. "Sadýk bak ne yapýyormuþ, ne yapýyormuþ" dedi...
Ondan sonra bizim yakýnlýðýmýz... Ondan sonra O 'Çoban Sülü', ben 'Çoban Sadýk'... Velhasýl kaynaþmamýz devam etti.
Zincirbozan'a gittim ziyaretine... Dönüþünde Tuzla'daki yazlýðýna... Buradan bir heyetle beraber, kendisine geçmiþ olsuna Tuzla'ya kalktýk gittik. Tabi biz çobanýz ya... Burada kasap arkadaþýmýn birinden bir kuzu butu hazýrlattým 4-5 kiloluk. Ondan sonra bir arkadaþa da, Pamukova'dan hiç unutmuyorum rahmetli oldu... Dedim böyle böyle.. "Bana keçi peyniri lazým"...
-"Hay hay" dedi...
"Sen de geleceksin, ziyarete gideceðiz"... O da 5-6 kilo paket keçi peyniri yaptýrmýþ... Biz kalktýk gittik Tuzla'ya.. Ordan, burdan bahsettik, hediyelerimizi verdik" kalktýk geldik. Sizin bir milletvekili adaylýðý süreciniz var. Anlatýr mýsýnýz?
Sayýn Demirel'i, buradaki arkadaþlarla beraber, Alifuatpaþa Belediyesi reisi rahmetli Ýdris Gür, ilçe baþkanýmýz Ramis Akkaya ve yönetimde birkaç arkadaþýmýzla beraber Güniz Sokak'a Süleyman beye ziyarete gittik. Süleyman bey tam o sýrada evden çýktý, kapýda karþýlaþtýk.
-"Ne o Sadýk hayýrola bir þey mi var" dedi.
"Sayýn Genel Baþkaným emir buyurursanýz ben belediye baþkanlýðýndan istifa edeceðim, parlamentoya aday olmak istiyorum" dedim. Elimi omuzuma attý...
-"Sadýk, bir dahaki devreye hazýr ol" dedi. "Þimdi eðer þayet sen, Geyve'deki o makamý boþaltýrsan, bir baþka partiden birisi aday olur, bizim Geyve'deki etraflý olduðumuz noksanlaþýr" dedi. "Sadýk, bunu ben sana söylerken, örnek vererek söyleyeceðim" dedi. "Kýrýkkale belediye baþkaný aday oldu ve parlamentoyu
kazanamadý, belediyeyi de bir baþka partiye kaptýrdýk. O bakýmdan sen bu devre bekleyeceksin" dedi.
-"Emredersiniz" dedik, ayrýldýk.
Ýkinci devre, parlamentoya tekrar kalktým gittim. 'Aday olacaðým' diyerekten izin istedim kendisinden.
-"Sadýk, senin için ne yapýlmasý gerekirse yapýlýr. Arkadaþlar, partinin genel idare üyeleri, listeler üzerinde çalýþýyorlar. Oradan alýnan neticeye göre hareket ederiz" dedi.
Biz tabi ayrýldýk. Müracaat tarihi yaklaþtý, bir gün günlerden Cuma günü, meclis camiinde Cuma Namazýný kýldýk, parti genel merkezine geldik. Bankaya giriþ aidatlarýmýzý yatýrdýk, istenilen evrak-ý müspiteleri tamamladýk. Ve dosyamýz hazýr diyerekten, Pazartesi gününü bekledik. Bir de baktýk ki... Daha evvel aday
arkadaþlarla görüþtük... 1. sýrada Mehmet Gölhan, 2. sýrada Ahmet Neidim, 3, sýrada da bendim... Nevzat Ercan da kontenjan adayýmýz idi.
Biz tabi siyasi faaliyetlerimize geldik döndük, devam ediyoruz. Birde baktýk ki, beni 5, sýraya koymuþlar. Mehmet Gölhan'a dedim ki;
"Mehmet Bey, neden böyle yaptýnýz?"
-"Sadýk Bey, bizim genel idare kurulumuz THY yönetim kurulu baþkaný, kendisi çerkezdir. Sakarya'dan muhakkak çerkez bir adayýn konmasý lazým dendi"...
Benim yerime Güngör Hun'u koydular, beni daha aþagýya attýlar. Ve tabi ben onu görünce, haberini alýnca, adaylýktan ayrýldým. Dilekçemi yazdým, 'Ben adaylýktan ayrýlýyorum, yatýrmýþ olduðum aidatý da partiye hibe olmasýný istiyorum' dedim ve ayrýldým.
Seçim neticesini bekledik. Seçim neticesinde 3, sýradaki kardeþimiz Güngör Hun seçilemedi. 3.'yü de çýkaramadýk. Yalnýz, kontenjandan Nevzat Ercan kazandý. 1. sýrada Mehmet Gölhan, 2, sýrada Ahmet Neidim ve kontenjandan Nevzat Ercan... Onlar parlamentoya gittiler, ben Geyve'de nöbet tutmaya devam ettim.
"Kim arýyor" dedim. Mehmet Gölhan Bey arýyor dediler.
"Ben, bir þey mi var acaba" dedim.
Parti binasýnýn önünde, baktým Mercedes marka arabayla beraber duruyor.
Gittim, "Hayrola Mehmet Bey?"
-"Taraklý'ya gidelim" dedi.
"Ne o, hayrola bir yaramazlýk mý var?"
-"Teþekküre gideceðiz" dedi.
Ben gitmek istemedim. Ve bu konuþmalarýmýz, devam ederken "Geleceksin" dedi.
Bindik arabaya... Akseki rampasýný çýkarken...
"Mehmet Bey, niçin 3, sýradaydým ben... Neden 4'üncü, 5'inci sýraya attýnýz? Bunu öðrenmek istiyorum, benim suçum nedir?" dedim. Ve aldýðým cevap, çok enteresan bir cevap... Ama gerçek, ama latife, bunu benim yüzüme karþý söylüyor. Bana dedi ki...
-"Sadýk bey, seni listeye alýp seçilseydin, bize mecliste ters düþtüðün zaman seninle mücadele edemezdik"...
Bu lafý bana samimi mi söyledi, gayri resmi mi söyledi bilemiyorum. Günahý , sevabý onun. Taraklý'ya giderken Mehmet beyle konuþmam böyle.
Biz tabi 'Kol kýrýlýr, yen içinde kalýr' diyerekten hiç olayý kimseye belli etmeden, ziyaretleri yaptýk, teþekkürü etti ve geldik.
Alifuatpaþa'nýn ilçe olmasýný nasýl buluyorsunuz?
Bize bir zararý yok, bi þeysi yok... Eskiden beri Alifuatpaþa-Geyve sürtüþmesi vardý. Hep tenkit ederlerdi bizi. Biz bu hisleri ortadan kaldýralým diyerekten hep yaklaþtýk. Ýdris Gür belediye baþkaný... O da ayný, bizimle diyalog içinde, Geyve'yle yaklaþalým diye, o da... Ondan önce Geyve hep ters düþmüþ birbirine ve hala devam ediyor... Velhasýl Alifuatpaþa'nýn ilçe olmasý bize bir zararý olmaz, bir þey olmaz ne olacak... Taraklý ilçe oldu. Kalktýk ordaki ilçe olmasý için Taraklý halký meydana toplandý, orda ben bir konuþma yaptým. O parkýn olduðu yerler doluydu, hatta bir cümleyi de þöyle sarf ettim. "Ýstanbul'un nasýl Kadýköy'ü var, Fatih'i var, Kartal'ý var, Pendik'i varsa Geyve'nin de Taraklý'sý var" dedim. Büyük bir alkýþ koptu. Velhasýl Taraklý ilçe oldu.
Birleþme olursa daha büyük bir Geyve olur mu?
Olabilir tabii ki... Olur tabi.. Geyve ile baðlantý olur... Nitekim son seçimlerde Alifuatpaþa'nýn belediyesi iptal olmuþtu, sonradan ilave oldu. O konularda çok mücadele verdim, herþeyden tiksindim de býraktým bu iþleri...
Unutamadýðýnýz bir anýnýz var mý?
Geyve daha evvelinden ihmal edilmiþti, mahalli idare yönünden, benden evvelki ziraatçý arkadaþýmýz, afedersiniz medeni cesareti olmayan bir arkadaþýmýz idi, Geyve'nin de yabancýsý... Biz Geyve'yi o zaman nasýl geniþletiriz diyerekten bir soru yönelttik meclise. Meclisteki arkadaþlar desteklediler, bir heyet oluþturduk. Bütün köy köy dolaþtýk, "Gelin birer tane ev yapýn þu Geyve'ye.. Sizden plan almayacaðým, ruhsat almayacaðým, gelin buranýn nüfusunu çoðaltalým" diyerekten teþvik ettim. Yörükler Mahallesi öyle doðdu. Tepecikler öyle doðdu. Umurbey yolu bizim bu teþvikimizle doðdu. Biz adam geliþi güzel yaptý, biz de sen niye böyle yapýyorsun demedik. Yeterki yapsýn, buranýn nüfusunu çoðaltalým.
Hiç unutmuyorum, 1944 yýlýnda nüfus sayýmý.. O zaman nüfusumuz 2 bin 474 idi... Ondan sonra bu nüfusa ulaþtýk.
Boyumuzun ulaþamayacaðý hayaller kurardýk. Nasýl yaparýz, nasýl ederiz diyerekten gece uykusu yoktu bizde. Tabi ki o zamanýn imkansýzlýklarý var. Siyasi iktidar, sýrf buradaki ilçe yönetiminin baskýsýyla o zamanlar bu heyet bizim bir çivi çakmamýzý istemiyordu. Çok cahilane insanlardý. Þu Sümerbank'ý yaptým da.. nasýl yaptým Allah ile ben biliyordum. Hep gizli gizli... Nuri Bayar bakana bir emir veriyordu hop bizim iþ geri kalýyordu. Velhasýl o Sümerbank'ý öyle gerçekleþtirdim.
Ve yapacak pekçok iþlerimiz vardý ama iktidar yanýmýzda olmadýðý için baþlýyorduk frenleniyordu, baþlýyorduk frenleniyordu. Mesela, dedik ki buraya bir askeri birlik getirelim. Bütün içimdeki ukde buydu. Burada dava vekili... Hacý Metin (Erbil), Cevat Sarý, parti yönetiminden dava vekili Þefik Özer'in kýzý Gülen Özer, berber Ýrfan (Özgen) Ankaraya gittik. Kara Kuvvetleri Komutaný Refik Yýlmaz paþa... Haber verdik geleceðiz diye. O da þu saatte gelin demiþti. O saati denk getirdik, Kara Kuvvetleri Komutanlýðý'na çýktýk. Refik Paþa'ya aþaðýdan (postasý) bildirdiler 'Geyve heyeti geldi'... Bize postasýný gönderdi, bizi Refik Yýlmaz paþanýn odasýna getirdi, içeri girdik. Oturuyoruz, Refik Paþa çaylarý söyledi. Çaylarý içerken soruyor, evvela Hacý Metin'den baþladý. "Sen kimin nesisin?" Hacý Metin "Ben, Hacý Durmuþ'un oðluyum" dedi.
-"Hacý Durmuþ aðbiyi iyi tanýrýz" dedi.
-Otur.
Ýrfan'a sordu...
"Ben berberim, esnafým" dedi. Sýra Gülen Özer'e geldi. "Ben dava vekili Þefik Özer'in kýzýyým" dedi.
Refik Paþa: "Babaný iyi tanýrým" dedi.
Sýra bana geldi. "Sen kimlerdensin?" dedi.
Kalktým "Sadýk Mehmet'in oðluyum" dedim.
"Yürü bakayým. Senin baban dik adamdý" dedi. Kapýya kadar gittim ve geri geldim, bir yürüdüm, "Hah onun gibi dik yürüyorsun" dedi.
Dedik "Paþam böyle böyle... Geyve bir askeri birlik... Þöyle bir durdu. "Çocuklar, oraya bir istihkam taburu gönderelim" dedi. O'nun da Sakarya boyunda Beylik Hendeði'nde 40 dönüm arazisi varmýþ. Oraya bir istihkam taburu gönderelim. O Sakarya'nýn saðýný solunu restore etsinler, taþkýnlarý önlesinler, benim de istifadem olmuþ olur, benim arazim de kurtulur." dedi. Eskiden kýþýn sular yükseldiðinde mahsul yapamazdýk, ancak yazýn mahsul yapýlýrdý. Sen dedi, "Belediye olarak bir dilekçe yazacaksýn. Ben burda gündeme alýrsam Genel Kurmay'da laf olur" dedi.
Biz tabi sevinerek kalktýk geldik buraya. Etraflýca bir dilekçe yazdým, yolladým. 1 hafta sürmedi baktým 4 kiþilik askeri bir heyet geldi. Rütbelerinin ne olduðunu bilemeyeceðim, sivil geldiler. Dolaþtýrdýk... Nereyi beðendiler biliyor musunuz? Taraklý yolu, buzhaneler var þimdi orada sýrayla, sað tarafta. Oradan Hýrka'ya doðru, o zamanlar makilikti oralarý... O arazi için 'Burasý olur' dediler. Þimdi oralarý tavuk çiftlikleri bilmemne oldu.. Burasý uygun dediler, imar durumunu hazýrladýlar. Birisi harita mühendisi idi sanýrým. O krokisini çizdi... Ve onlara bi yemek yedirdik burada, yolcu ettik gittiler. Orasýnýn makul olabileceðini Kara Kuvvetleri Komutanlýðý'na bildiririz biz dediler. Aaa 1 ay veya 2 ay sonra, baþbakanlýðýn baþkanlýðýnda toplanan Yüksek Askeri Þüra (YAÞ) toplantýsýnda bizim Refik Yýlmaz paþayý emekli yapmazlar mý...
Yerine kim geldi bilmiyorum. Biz tabi Refik Yýlmaz, Ýstanbul Bostancý'da tren istasyonunun arka tarafýnda bir yer almýþ, bina almýþ orada oturuyor. Hacý Metin ile beraber bir gün kalktýk gittik evine. Oturduk, aþçýlarý maþçýlarý var, kapýda korumalarý var adamýn. Karýsý kendi eliyle hazýrladý sofrayý, öðle yemeðini orada yedik. Karýsý da oturdu bizimle beraber, eski anýlarýný Yýlmaz Can'ýn kan kardeþiz, süt kardeþiz, Kadriye nasýldýr, þöyle böyle... Kadriye halamýzýn kocasý daha evvel belediye reisi idi burada Hasan Can... Ve Doðançay'da çýnar aðacý vardý, o çýnar aðacýnýn orada han vardý. Hasan Can'ýn idi, kardeþi vardý öðretmen. Oraya götürdü halamýzý Yýlmaz falan... O zamanlar diyaloðumuzu Kadriye ile kaybettik bir daha da, tabi memuriyet görüþemedik vs...
Velhasýl askeri birlik meselesi YAÞ'ta emekli yapýlýnca yattý. En büyük emelim o idi...
Çarþý içinden geçen dere sizin zamanýnýzda üstü örtüldü anlatýr mýsýnýz?
Çarþýnýn içinden geçen dereyi Konyalý Ali Bey yaptýrmýþ. Muallim Ýsmail Efendinin kapýsýnýn önünden geçen dereyi yangýn olur diyerekten, Rýfat Çakýrlarýn evinin oradan, doðru Atapaþa Camii'nin oraya, oradan çarþý içinden Ecz. Ali Kaya'nýn eczanesinin (Denizbank'ýn olduðu yer) ordan, parkýn içersinden öyle devam ederdi. Hepsini biliyorum. Park'ta o derenin geçtiði yerin hemen yanýbaþýnda Halkevi vardý. Orayý ben yýktým. O zamanýn Halk Parti ilçe baþkaný dava vekili Süleyman Bey vardý. Beni mahkemeye verdi. Mahkemede duruþmaya girdik biz.. Beraat ettik tabii..
Sayýn baþkaným vermiþ olduðunuz bilgiler ve röportaj için size teþekkür eder, saðlýk, mutluk ve huzur dolu bir ömür dileriz.
- Yýllar sonra da olsa beni hatýrlayýp, bana bu fýrsatý verdiðiniz için, ben teþekkür ederim.
Sadýk Baðcaz döneminde Almanya'dan getirilen Mercedes otobüsler
Sadýk Baðcaz ý vekil yapmamalarýnýn sebebi mecliste ters düþerlerse Sadýk beyin üstesinden gelemiyceklerini bildiði içinmiþ.Sadýk bey sanýrým kendiside inanmamýþ buna.
2. 17-09-2012 09:21
ilginç
Yüreðine saðlik Abi.......Allah uzun ömürler versin.......