Hafta sonu Sakarya Demokrasi ve Gelişim Platformu'nun davetlisi olarak Şanlıurfa ve Diyarbakır gezisine katıldık.
Platform Başkanı Recmi Çinemre ve basın sorumlusu Salih Taş ile birlikte gazeteci arkadaşlarım Nejdet Başoğlu, Hasan Coşkun, Müjdat Çetin, Salih Yalçıntaş ve Duran Savaş Güneydoğu'dan güzel izlenimlerle döndük.
İlk gün Şanlıurfa'daydık.
Şanlıurfa Emniyet Müdür Yardımcısı Alparslan Hersanlıoğlu ve Çağlayan İlköğretim Okulu Müdürü Yaşar Yılmaz'ın rehberliğinde Peygamberler Şehri diye anılan bu güzel kenti gezdik.
Urfa'nın nüfusu 1 milyon 800 bin.
Yani Sakarya'nın iki katı.
Bizim 1 günde Urfa'nın tümünü gezmemiz mümkün değil.
Ciğerli bir Urfa kahvaltısının ardından yollara düştük.
İlk durağımız birkaç gün önce top saldırısıyla 5 kişinin hayatını kaybettiği sınır kenti Akçakale'ydi.
Kurulan dev taziye çadırında acılı ailenin acısını paylaştık, rahmet diledik.
Televizyonlardan izlediğimiz Akçakale söylendiği gibi terk edilmiş durumda değil.
İlçe girişinde çok büyük bir mülteci kampı bulunuyor.
Sokaklarda çok sayıda polis devriye geziyor.
Sınırda ise askerlerin aldığı sıkı tedbirleri görüyorsunuz.
Hemen sınırda tanklar bekliyor.
5 kişinin hayatını kaybettiği saldırı sonrası halk infialle hükümet konağına yürümüş ama sonrasında yatışmış.
Top mermisinin düştüğü ölümlerin yaşandığı evdeki hasar, savaşın ne kadar ürkütücü olduğunu göstermesi açısından çok ilginçti.
Bugün Suriye'yle savaş çığırtkanlığı yapanların o evdeki hasarı ve o taziye çadırındaki acıyı görmeleri gerekir diye düşünüyorum.
Akçakale'den sonraki durağımız Harran'dı.
Akçakale ve Harran Şanlıurfa'da Arap nüfusun yoğun olduğu, aralarında 15 kilometre kadar olan iki güzel ilçe.
Atatürk Barajı'yla birlikte sulanma imkânı bulan Harran Ovası'nda kurulu Harran ilçesi gün geçtikte refah düzeyini arttıran bir yerleşim merkezi.
Burada Hayat-El Harrani'nin türbesinin ardından 5 bin yıllık Harran Üniversitesi'nin kalıntılarını gezdik.
Hazreti Eyüb'ün çile çektiği söylenen mağara ve kendisine şifa olduğu belirtilen kuyunun olduğu alanda çok güzel bir cami inşa edilmiş.
İnsanlar akın akın buraya gelip ziyaret ediyorlar.
Urfa'daki ev sahiplerimiz öğle yemeğinde bizleri kentin mimari dokusunun en güzel örneklerinden biri olan Cevahir Konuk Evi'nde ağırladı.
Burası çok büyük bir taş konak.
Yaklaşık 100 yıllık bir geçmişi var.
Özel İdare tarafından restore edilmiş ve Urfa'nın önde gelen bir bayan işkadını olan Cevahir Asuman Yazmacı tarafından işletiliyor.
Burada GAP Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kemal Kapaklı'nın ve Belediye Basın Müdürü Mehmet Kapaklı'nın da katıldığı güzel bir öğlen yemeğinde Urfa'yı, Urfa basınını, Türkiye-Suriye ilişkilerini, terör sorununu konuştuk.
Yemek sonrası Şanlıurfa'nın en önemli simgesi Balıklı Göl'ü ziyaret ettik.
Hazreti İbrahim'in ateşe atıldığı ve ateşin göl, odunların da balık olduğuna inanılan gölün çevresi de muhteşem düzenlenmiş.
Şanlıurfa'da doğduğuna inanılan Hazreti İbrahim'in doğduğu mağaranın çevresi de bir ziyaret alanı olarak düzenlenmiş ve cami inşa edilmiş.
İnsanlar huşu içinde Hazreti İbrahim'in Makamı denilen o mağarayı ziyaret ediyor ve dua ediyorlar.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen insanlar Balıklı Göl ve çevresindeki ziyaret yerlerini gezerken burada büyük bir turizm geliri de oluşuyor.
Hemen yakındaki otantik çarşıdaki hareketlilik ildeki kültür turizminin önemli bir gelir kaynağına dönüştüğünü gösteriyor.
Şanlıurfa'daki tüm ziyaret yerleri son derece temiz ve düzenli bir şekilde ziyarete açık tutuluyor.
Zaten kent de Türkiye'nin en temiz kenti unvanına sahip.
Sokaklar, caddeler pırıl pırıl.
Hiçbir noktada trafik sıkışıklığı yaşamadan şehri geziyorsunuz.
Yoğun göç alan Şanlıurfa'da son durağımız bir Şanlıurfa evi.
Evin bahçesinde sulanan Harran ovası içinde adeta bir gizli cennet oluşturulmuş.
Fındıktan nara, kayısından hurmaya olmayan hiçbir meyve yok.
Remzi Çinemre'nin dünürü Cumali Bey'in o unutulmaz ev sahipliğinin ardından Urfa'daki ev sahiplerimizden ayrılıp Diyarbakır yoluna düştük.
Yarın Diyarbakır izlenimlerimi sizlerle paylaşıp, gezinin genel bir değerlendirmesini yapacağım. Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1504 | E-posta