|
Prof. Dr. Dilek ve Aydıntepe! |
|
Cuma, 07 Aralık 2012 |
Yeni Sakarya'nın "Sağlıkta Enkaz" manşetinin ardından " O enkaz kimin eseri?" diye sormuş ve cevabını vermiştim.
4 yıl süreyle Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevinde bulunan Prof. Dr. Osman Nuri Dilek ve ekibinin bu enkazın sorumlusu olduğunu belirtmiştim.
Yeni Sakarya'nın Genel Yayın Müdürü Zeki Aydıntepe bu yazımı okuyunca küplere binmiş.
Yıllardır biz Dilek ve ekibini eleştirdikçe avukatlıklarını üstlenen Aydıntepe yine görevini yapmış.
Öfkeyle bilgisayar başına oturmuş ve "Dilek kadar başınıza taş düşsün" diyerek bir kaktüs göndermiş.
Öfkesini nasibini alan sadece ben değilim.
Aydıntepe, kendi gazetesinin muhabirlerinin arayarak "sağlıktaki enkaz" hakkında görüş sorduğu CHP ve MHP İl Başkanları'nı bir dövmediği kalmış.
AKP'nin sağlıkta nasıl bir devrim yaptığını ballandıra ballandıra anlatan Aydıntepe iki il başkanını körü körüne muhalefet etmekle suçlamış.
Sanırım Aydıntepe kendi gazetesinin söz geçiremediği editör ve muhabirlerinin hıncını bizden almaya çalışıyor.
Oysa Prof. Dr. Dilek'in 4 yıl yönetip çok kısa bir süre önce başından ayrıldığı Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi için enkaz benzetmesi yapan kendi gazetesi.
İki gün üst üste konuyu manşetlerine taşıyan ve gündemde tutan kendi elamanları.
Kaktüs alan ise biziz.
Aydıntepe'yi anlamak zor.
Galiba artık yaşlanıyor.
….
Emniyet kemeri cezası!
Üniversitede öğretim üyesi bir arkadaşım var.
Trafik kurallarına uyulması konusunda çok hassas olan bu arkadaşıma geçtiğimiz günlerde bir trafik cezası tutanağa gelmiş.
Tutanak emniyet kemeri takmadığı gerekçesiyle, bir fahri trafik müfettişi tarafından tutulmuş.
Oysa arkadaşım hiçbir zaman kemer takmadın trafiğe çıkmaz.
Aracında da kemer takmayınca öten sese bir dakika bile tahammül etmek mümkün değil.
Dolayısıyla cezaya neden olan suçu işlemediğini düşünüyor.
Ancak cezaya itiraz etmek için mahkemeye başvurması gerekiyor.
Mahkeme sürecini göze alamadığı için de cezasını ödemiş.
İşlemediği bir kabahat için ceza ödemeyi ise içine sindirememiş.
Fahri trafik müfettişlerinin ceza tutanağı hazırlarken daha dikkatli ve insaflı olmalarını öneriyor.
…..
Küçükyılmaz ve Sakarya!
Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne atanan Dr. Ünal Küçükyılmaz sanırım bugünlerde kendi kendine en çok "ben nereye geldim?" sorusunu soruyordur.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın öğrencisi olduğu belirtilen Dr. Küçükyılmaz gerçekten sağlıkta bir enkaz devraldı.
Sakarya'da sorun sadece Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde değil.
Tüm hastanelerin yığınla sorunları var.
Yenikent'in semt polikliniği için seçilen yer başlı başına bir hata.
Tozlu Cami Vakfı para kazansın diye tercih edilmiş ama vatandaş burada sağlıklı bir sağlık hizmeti alamıyor.
Hastane'nin modern merkez binasına rağmen yönetimsel yanlışlıklar hastaneyi giderek bir sağlık ocağına dönüştürüyor.
Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi için 3 buçuk yıldır bir yer bulunamadı. Daracık bir alana Doğumevi'nde kış aylarında çocuk servisinde yer bulmak büyük şans.
Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi şehir merkezine uzak.
Toyotosa Hastanesi'nin fiziki altyapısı artık kullanılamaz hale gelmiş.
İlçe hastanelerine hastane demek için bin şahit lazım.
Evet hastanelerde sorunlar çok ama Küçükyılmaz'ın en büyük sorunu beraber çalışacağı ekibin yaşanan tüm bu sorunların müsebbipleri olması.
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1381 | E-posta
|
|
|
