Yine kesti, biçti, ölçtü ve yıllık enflasyonu tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 6,47, üretici fiyatlarında (ÜFE) ise yüzde 11,09 olarak hesapladı.
Önemli mi? Çalışanlar için önemli çünkü hükümet verdiği zam oranının, enflasyon oranının altında kalması durumunda o farkı ödemesi gerekiyor.
Nitekim hükümetin belirlediği zan oranı yüzde 4 idi, Temmuz-Aralık dönemi enflasyonu da yüzde 6,78 olarak gerçekleştiği için devlet memurları, sözleşmeliler ve memur emeklileri, yüzde 2,67 oranında enflasyon farkı alacaklar.
Peki, bu TÜİK’in hesabı size, cüzdanınıza, evinize yani çarşıya uyuyor mu?
Görünen o ki uymuyor…
Uyması da mümkün değil çünkü TÜİK enflasyon oranını sizin temel ihtiyaç malzemelerinizdeki artışa göre yapmıyor.
TÜİK, bazı ihtiyaç ve gıda malzemelerindeki değişimi baz alarak enflasyon şu kadar diyor.
Ahtapot (kalamar), karides, balık yumurtası (havyar) gibi temel(!) gıda maddeleri…
Yani hayatta işim olmaz dediğiniz ne kadar malzeme varsa hesaba katılıyor ama sizin hayatta kalabilmek için olmazsa olmazlarınızın hiç birisi liste de yok.
Ne yok mesela;
Peynir, zeytin, çay, şeker, yumurta, çiçek yağı, zeytinyağı, makarna, helva, bal, reçel, kahve, ekmek, margarin, salça, sucuk, et, süt, pirinç, mercimek, nohut, kuru fasulye, un, bebe bisküvi, meyve suyu, sigara, ekmek, sebze, meyve temel gıda maddeleri yok…
Deterjan, çocuk bezi, piknik tüpü, doğal gaz, elektrik, su, telefon gibi temel ihtiyaç maddeleri de yok…
Sevseniz de sevmeseniz de vatandaşın üçte birinin içtiği rakı, şarap, bira, votka, konyak zaten yok!
Neden yok?
Ben fiyat değişiklik oranlarını vereyim, görün, işte enflasyon oranı diye uydurulan oranla ve o uydurulmuş orana göre uydurulan(!) enflasyon farkı oranıyla kıyaslayın, nedenini anlayacaksınız.
Lütfen hala anlamamakta ısrar edenlere de anlatınız…
2005-2011 yılları arasında bazı ürünlerin artış oranları şöyle;
Peynir yüzde 265, salça yüzde 243, koyun eti yüzde 233, yumurta yüzde 93, tüpgaz yüzde 88…
İşte böyle…
Ama enflasyon hep düştü…
Ha bu arada, aynı tarihlerde devletin dış borcu yüzde 207 arttı.
Kişi başı kamu borcu yüzde 185 arttı.
Cari açık yüzde 462 arttı.
Tüketici borcu olan aile sayısı yüzde 838 arttı.
İcra dosya sayısı 10 milyondan 17 milyona çıktı.
İşte enflasyon bunun için düşüyor ve hal böyle iken birileri size “yatın kalkın ve bu hükümete dua edin ki enflasyon bir türlü artmadı” dedirtiyor.
Maalesef enflasyon artsaydı, döviz yükselseydi ve borsa düşseydi ne olurdu haliniz ey hükümet düşmanları diyenler bile var bu ülkede ve sayıları da hayli kabarık…
* * *
Nazım Paşa’yı Takdimimizdir
1890′larda Mersin valiliği yapmış, Osmanlı Devlet geleneğinin tersine biraz dik başlı, Mevlevi yani Mevlana müridi ama aynı zamanda da milliyetçi.
Mersin valiliği sırasında bir İngiliz pazardan aldığı zerzevatı taşıyan 10-12 yaşlarındaki küfeci çocukla para konusunda tartışmaya girer. Tartışma uzar… Sonunda lord efendi bastonunu kaldırır çocuğun kafasına vurur. Çocuk düşer ölür.
O yıllarda böylesi bir olayın ne önemi olabilir ki… Bu nedenle de çocuğu öldüren lord nasıl olsa herhangi bir ceza almayacak, hatta belki de lord’a hakaret ettiği gibi bir gerekçe ile ölen çocuk suçlu bulunacaktır.
Evdeki hesap çarşıya uymaz. Hesaba katılmayan bir faktör vardır Mersin’de.
Nazım Paşa…
Olay olur olmaz lordu tutuklar. Dış müdahalelere zaman bırakmazsızın alelacele bir mahkeme heyeti kurar. Lordun savunması için bir avukat bile tayin eder. Haksız bir yargılama olmaması için gereken her şey yapılır. Hakça adil bir yargılama olur ve lord idama mahkum edilir. Yine alel acele idamı onaylar, cellat ayarlanır ve lord aynı günün gecesi sabaha karşı asılır.
Olay üzerine burnundan soluyan İngiliz Büyükelçisi limanda demirlemiş olan İngiliz Donanmasının Mersin’i topa tutmasını bile talep eder.
Ancak Nazım Paşa kentte yaşayan İngiliz vatandaşlarının kenti terk etmesini yasaklayınca kenti topa tutma tehdidi boşa gider.
Yavrunun intikamı alınır…
Nazım Paşa gibi valilere ihtiyaç var.
Özellikle Hatay, Diyarbakır, Şırnak kırsallarında… Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1814 | E-posta
Yorumlar (1)
1. 13-12-2012 16:31
aklın ermez senin
anlamadığın konularda yazacağına bence uzmanı olduğun dallarda yazı yaz.mesela (edit) kitabını yazabilirsin