Uyuyan minibüsçümüz ve sorumlular |
Cumartesi, 08 Aralık 2012 |
Sakarya ilginç üçüncü sayfa haberleriyle ulusal basına konu olmaya devam ediyor.
En son direksiyon başında uyuyan bir minibüs şoförünün 7 ayda 1 ölümlü 2 yaralamalı 3 kazaya karıştığı haberini izledik, okuduk.
Adam resmen direksiyonda uyuyor.
Aslında uyuyan o minibüsçü değil.
O adamın, o direksiyona oturmasına izin verenler uyuyor.
Minibüsçüler Odası Başkanı Ali Bektaş dün bu konuda bir basın toplantı düzenlemiş.
Bektaş şöyle diyor;
"Mevzu olan çocuk 18-19 yaşında kanı kaynayan biri. Öyle sabahtan gece yarısına direksiyonda hiçbir minibüs şoförü çalışmıyor. Artık bu genç nasıl bir hayat yaşıyor, ne yapıyor da böyle yolda uyuyor bilmiyoruz. Ama biz ilk kazasında duraktan gönderilmesin istedik ancak aracılar sokarak 'İhtiyacım var, bir daha hata yapmayacağım, dikkatli olacağım' diyince yine durağa alınmış ve yine kaza yapmış. Geldiği gün ikinci kazası oluyor."
Allah aşkına bakar mısınız Minibüsçüler Odası Başkanı'nın sözlerine;
Direksiyon başında uyuyan şoför 18-19 yaşlarında bir çocukmuş.
Bizim uyuyan şoför anlaşılan ehliyetini aldığı gün minibüsün tepesine çıkmış.
İlk kazasından sonra araya aracılar girmiş.
Çalışmasına izin verilmiş.
İhtiyacı var diye insanların canları ona emanet edilmiş.
O uslanmamış, uyumaya devam etmiş.
Erenler Uluyol'da çarptığı İsmail Cengiz isimli vatandaş ölmüş.
Hiçbir yaptırımla karşılaşmadığı için tekrar minibüsün direksiyonuna oturmuş.
Sonra bir kaza daha...
Allahtan minibüsü kamera takılmış da adamın uykulu hali televizyonlara yansıdı.
O görüntüler olmasa Oda Başkanı Bektaş'ın deyimiyle 18/19 yaşındaki çocuk, direksiyon başında kaza yapmaya devam edecek.
Tüm Türkiye'nin hayretle ve ibretle izlediği görüntüler sonrası insanın ister istemez aklına bazı sorular takılıyor;
Bu kadar kısa sürede bu kadar çok kaza yapan bir 'çocuk' nasıl toplu taşıma aracı kullanabilir?
O çekilen görüntüler sonrası bu "çocuk" la ilgili hiçbir işlem yapılmamış mı?
Toplu taşıma aracı kullanan sürücülerle ilgili direksiyon tecrübesi ve gerekli testler aranmıyor mu?
Her ehliyeti olan, her isteyen minibüs direksiyonuna oturabiliyor mu?
Gönül'e helal olsun
Yüksek Hızlı Tren inşaatı için Yanık ve Maşukiye'de kurulması planlanan taş ocakları Sakarya'da pek fazla yankı bulmadı.
Sakarya'nın içme suyu kaynağı Sapanca Gölü havzasındaki taş ocakları ne yazık ki bizim siyasetçilerimizin ve yerel basınımızın pek gündeminde değil.
Oysa Kocaeli neredeyse bu taşocaklarından başka bir şey konuşmuyor.
İktidar da, muhalefet de Yanık ve Maşukiye'deki ocakları tartışıyor.
Gazeteler sürekli taş ocaklarının yaratacağı doğa tahribatını yazıyor.
AKP'nin Kocaeli Milletvekilleri Sibel Gönül hariç her biri ocaklara sahip çıkarken Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu kendisine hiç de yakışmayan bir üslupla tartışmalara katıldı.
AKP'li Kadın Milletvekili Sibel Gönül, erkek meslektaşlarına inat, yürekli bir şekilde taş ocaklarına karşı çıkıyor ve doğaya en az zarar verilecek yerde açılmalarını tavsiye ediyor.
Keşke Sakarya'dan iktidar partisine mensup bir siyasetçi de çıkıp Yanık ve Maşukiye'deki taş ocaklarına karşı çıkabilse. Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1473 | E-posta
|
|
|