Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Yanık'ı taş ocağıyla yakacaklar!
Perşembe, 20 Aralık 2012
Yüksek Hızlı Tren Projesi için Yanık ve Maşukiye'de iki taş ocağı kurulacak.
Oysa Yanık'ta faaliyette bulunan bir taş ocağı SASKİ'nin yaptığı suç duyurusu sonrasında aylar önce çalışmasına son vermek zorunda kalmıştı.
Gerçekten yeşillikler içindeki bu taş ocağından derelere akan mıcır kırıntıları Sapanca Gölü'ne kadar taşınıyor ve göl için büyük tehdit oluşturuyordu.
Yanık Sapanca'nın muhteşem yeşillikleri içinde doğasına ve kültürel özelliklerine de sahip çıkabilen ender köylerimizden biri.
Her yönüyle muhteşem güzelliğe sahip bu köyün insanları bugünlerde huzursuz.
Adeta diken üstündeler.
Köyün Kadın Muhtarı Sibel Baykal inanılmaz bir mücadeleyle önceki taş ocağını kapattırdı.
Haftalardır da yeni kurulmak istenen taş ocağına karşı direniyor.
Baykal ve Yanıklılar, bir grup çevrecinin verdiği destekle seslerini Sakarya dışında her yere duyurdular.
Ancak Yanık'tan yükselen "Bizi yakmayın" seslerini Sakarya'daki yöneticiler duymadılar, duyamadılar.
Ben kendi adıma Yanık'taki taş ocağına karşı verilen mücadeleye gerekli desteği vermediğimi düşünüyorum.
Bu kentin muhalefetinin de yürekli çıkışlarıyla dikkat çeken muhtar Sibel Baykal'ın yanında olmadığını görüyor ve üzülüyorum.
Bu kentin tek içme suyu kaynağı Sapanca Gölü için büyük tehdit oluşturan iki taş ocağı açılacak.
Sakarya'dan ses yok!
Kocaeli bizden çok mücadele ediyor.
Adamlar doğasına sahip çıkıyorlar.
Biz ne suyumuza ne doğamıza sahip çıkabiliyoruz.
Bu gidişle güzel Yanık'ımızı, Sapanca Gölümüzü, Sakarya'mızı yeni bir taş ocağıyla yakacaklar.
Biz de sonrasında oturup uygun yerlerimize kına yakarız.

Yağcılık ve yöneticilik

Sultan Abdülaziz'in iktidarında Keçecizade Fuat Paşa'nın ayrılmasından sonra 1863'te kısa bir süre sadrazamlık yapan Yusuf Kamil Paşa, Saray ve çevresindeki dalkavuk ve riyakarları teşhiri iş edinmişti.
Bir keresinde mükellef yemekler iştahla yenildikten sonra sıra meyve sunumuna gelmiş. Hizmetliler, uşaklar masaya üzerine buz parçaları yerleştirilmiş çilekler getirmişler.
Tabağa uzanan Yusuf Kamil Paşa, çatalına taktığı iri bir çileği ağzına götürürken kazayla masadaki tuz kasesinin içine düşürmüş, ama meyve ziyan olmasın diye çileği iyice tuza bulayıp yemiş. Ağzındaki iğrenç tada rağmen renk vermemiş çevresindekilere, hatta "Tuzlu çilek çok güzelmiş, isteyen deneyebilir, tavsiye ederim, ağzınızda farklı bir tat bulacaksınız'" türünden laflar etmiş.
Sofradakilerden birkaçı denemişler ve riyakarca bir üslupla:
"Paşam, hakk-ı aliniz var, gerçekten çok nefis oluyor, sayenizde yeni bir damak tadı keşfettik" bile diyenler olmuş.
Malum, yağcılıkta endaze (ölçü) olmaz!
Dalkavuklarla riyakarlar başlamışlar yağcılık yarışına.
Birkaçı hemen hükmünü vermiş:
"Bundan sonra çileği sadece tuza banarak yiyeceğim. Çok güzel oluyormuş. Çevreme de tavsiye edeceğim" gibi.
Yahut;
"Tüh, tüh... Tuzlu çileğin tadını nasıl olmuş da bugüne kadar keşfetmemişiz!" gibi.
Kamil Paşa, davetliler arasında bulunan ve dobra dobra konuşmalarıyla tanınan sözünü esirgememesiyle bilinen Minas Efendiye dönüp, "Arkadaşların görüşleri için sen ne dersin" diye fikrini sormuş...
Minas Efendi'nin bu soruya verdiği yanıt, tüm zamanlar için özel bir anlam içermekte;
"Paşam, bu adamlar, bu düşüncelerini özel hayatlarında söyleseler gam yemem! Fakat bu riyakarca, ikiyüzlü tavırlarıyla, bu lafları devlet hayatı içinde sarfettiklerini işitince memlekette işlerin neden kötüye gittiğini çok iyi anladım."
Not: Bu yazı Özgür Kocaeli Gazetesi'nde Faruk Dinçer'in köşesinden alınmıştır.


Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1469 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.