Okurum belli ki burnundan soluyor;
Þu geliþmelere bakar mýsýnýz hocam? Yarýn APO serbest kalsa kimsenin umurunda olmayacak. Allah’ým nereye gidiyoruz? Allah’ým bu Millet neden bu kadar tepkisiz ve bu memleketi yönetenler nasýl bu kadar cüretkâr olabiliyorlar?
Sevgili okur;
Sorduðun ‘bu memleketi yönetenler nasýl bu kadar cüretkâr olabiliyorlar’ sorusunun cevabý, ‘Allah’ým bu Millet neden bu kadar tepkisiz’ sorusunda gizli…
Ne gizlisi? Aþikar, apaçýk sýrýtýyor zaten…
Dolayýsýyla asýl soru ‘Allah’ým bu Millet neden bu kadar tepkisiz’ olmalýydý.
Soru ‘Allah’ým bu Millet neden bu kadar tepkisiz’ olup cevabýna ulaþýnca da ‘bu memleketi yönetenler nasýl bu kadar cüretkâr olabiliyorlar’ sorusu abes kaçacak zaten…
Neyse, soruyu aldým kabul ettim, izninle üstat Yýlmaz Özdil’in eski bir döþemesiyle -buna yazý denmez, iyi döþemiþ gerçekten- cevaplýyorum;
“Ah Be Hüsnü”
Bunlar daha 3’erli 5’erli gruplar halindeyken, neden gözlerine gaz sýktýrtmadýn be mübarek.
Neden yerlerde tekmeletmedin, hatta neden “Faþist, darbeci, þerefsiz, alçak, ýrkçý, eþkýya, bi avuç elit, provokatör bunlar” diyerek, daha pijamayla otururken evlerini bastýrtmadýn.
Bak, hukukçu muhalifin El Baradey hâlâ sokakta geziyor.
Neden yol yakýnken içeri týkmadýn, neden bilgisayarýnda porno film, döþemesinin altýnda “Piramitlere F-16 çarptýralým, Ramses’e suikast yaptýralým” planý buldurtmadýn…
Yýlanýn baþýný küçükken niye ezmedin be mübarek.
Madem milli servet telefon þirketlerini el âleme satmadýn; o halde kullansaydýn ya, niye el âlemin telefonlarýný dinletmedin…
Niye avizelerin yanýna ahize koydurtmadýn be mübarek.
Hava 55 derece. Kömür yaramaz, anlarým.
Açýz diye baðýrana avanta hurma daðýtsana be mübarek.
Ýsrail’le bizzat savaþtýn, bu sayede mareþal oldun, gene de Araplara yaranamadýn, Ýstanbul’da bile kuklaný yakýyorlar…
Hâlbuki topraklarýnýn yüzde 95’i boþ, kapýnýn önünde posta koyuyormuþ gibi yapýp, kapýnýn arkasýnda Ýsrail’e satsana be mübarek.
Toprak dedim, aklýma geldi.
Mýsýr Çarþýsý bizim ülkede, “Dimyat” þehri senin ülkede… Bizim ülkenin yüzde 85’i ekilebilir arazi olmasýna raðmen, bizim Mýsýr Çarþýsý’nda, bizim Toprak Mahsulleri Ofisi tarafýndan, senin Dimyat’tan ithal edilen pirinçler satýlýyor…
Senin ülkende kaktüs bile zor yetiþirken, hâlâ çiftçilikle uðraþýyorsun, köylünü desteklemeye çalýþýyorsun…
E köylüne de yaranamýyorsun haliyle, biz Dimyat’a ithalata giderken, sen evdeki bulgurdan oluyorsun…
Biraz global olsana be mübarek.
Artist Ömer Þerif çýktý, endiþeliyim dedi.
Der tabii… Neden vakit varken sarayýnda aðýrlayýp, endiþesini gidermedin sanatçýlarýnýn… Neden bizim klarnetçi adaþýn Hüsnü’yü çaðýrýp, bi Roman açýlýmý patlatmýyorsun mesela, en azýndan Kýptileri kafalarsýn be mübarek.
Ramazanýmýz mübarek. Bayramýmýz mübarek. Daha ne bekliyorsun…
Dini alet etsene be mübarek…
Ah be Hüsnü…
Kafayý çalýþtýran alt tarafý 8 senede padiþah oluyor, sen bu kafayla 30 senedir anca cumhurbaþkaný kaldýðýnýn farkýnda deðil misin be mübarek.
* * *
KAHRAMAN VALÝMÝZE!!!
Eðitime verilen öneme dair bir anekdot istenilse aklýma ilk gelen Atatürk’ün yani henüz Atatürk olmayan Mustafa Kemal’in, iþgal yýllarýnda, halen düþman yurttan atýlmamýþ, yurt kurtarýlmamýþken kalkýp Maarif Kongresi toplamasý derdim.
Bugün, il valimiz ve sair yetkililerin ‘eðitime bir gün dahi ara verilmesin’ babýndan inat ve çabalarýný, okullar bir gün dahi kapanmasýn diye olumsuz hava koþullarýna karþý yaptýklarý kahramanca ve destansý mücadeleyi görünce, bu anekdotun pabucu dama atýldý.
Artýk ben ve tarih hep sizden söz edecek sevgili valim…
Hatta en kýsa zamanda heykeliniz dikilecek…
Lakin sýrf siz okullarý kapatmadýnýz diye, biraz da -ayaðýmýn altýnda dolaþmasýn da- düþüncesiyle hareket eden ana/babasýnýn ittirmesiyle bu cehaletle yapýlan savaþa istemeden dahil olup, ayaklarý ýslandýðý için en az 5 gün ateþler içinde yorgan döþek yatacak olan sevgili gazi yavrularýmýzýn reçete masraflarý ile siz bir gün vermediðiniz için zorunlu ara verdikleri eðitim açýklarýnýn kapatýlmasý noktasýnda bir tedbir alýrsanýz, vallahi bu vatandaþ heykelinizi öper… Benden söylemesi. Erol Afþar hakkýndaki diðer yazýlar Gösterim: 1579 | E-posta
|