İnsan Layık Olduğu Gibi Yönetiliyorsa, Bunlar Kim?
Salı, 15 Ocak 2013
Bütün göstergelerim bozuk!
İmam-Hatip mezunu değilim…
Türk Eğitim-Sen üyesi, üstelik şube başkanıyım…
Bir dönem bayramdan bayrama, sonra cumadan cumaya, son yarım yıldır da eh işte seviyesindedir namazla ilişkim…
Siyaseten de Ülkücüyüm…
Yani dini bütün, dindar, İslamcı ve haliyle AKP’li arkadaşların küçümseyerek söz ettiği, katli vacip nevinden baktıkları adamın biriyim işte…
Ama buna rağmen, şu aşağıdaki, insanı dinden imandan çıkaran, vıcık vıcık yağ içeren, insanın nefsine, benliğine, bencilliğine hitap eden ve Allah ile kul ilişkisinde insanı sınıfta bırakan mektup, benim için yazılmış olsaydı eğer, yazanı bulur duvara çivilerdim…
Dini bütün, dindar ve İslam âleminin yegâne koruyucusu, kollayıcısı ve temsilcisi olanlardan da bunu beklerdim.
Geleyim mektup neydi ve karşılığında ne yapıldı kısmına;
Mektup şuydu;
“Sayın Başbakanım.
İslamiyet’in bayraktarı olan Türk milletinin cezası bitmiş olmalı ki Allah sizi başımıza getirdi. ‘Kavimler layık oldukları liderlerle yönetilirler’ buyuran Kuran’ı Kerim’e göre toplumumuzda genel bir ahlak düzelmesi var ki 3 Kasım Nuh tufanıyla kokuşmuşluğu silip süpürdü ve mührü bütün şer odaklarının engellenmesine, yedi düvelin Bizans oyunlarına rağmen günde 21 saat koşturan 3 saat ağlayan, gece gündüz demeden hak ve halk için çalışan size tevdi etti. Hamdolsun.
İnsanlar size çiçekler, hediyeler verdiler. Dua ettiler, temennilerde bulundular.
Ben de size hediye olarak çocuklarım, torunlarım ve ülkem için, Türk İslam âleminin geleceği için hiç gözümü kırpmadan bundan sonraki ömrümü ömrünüze eklemek isterim ki daha çok hizmet edip dünya düzeninde söz sahibi olabilmeniz için...
Allah yolumuzu açık etsin ve başımızdan eksik etmesin, benim güzel Başbakanım.
Bu vesileyle doğum gününüzü kutluyor, saygılarımı sunuyorum. Allah’a emanet olunuz.”
Evet, bana göre buydu…
Peki, bu iğrenç mektubun AKP’de ki karşılığı?
Kendilerinden değiliz elhamdülillah da, halife ilan edilmesine ramak kalan, camilerde gizli/açık propagandaları yapılan, haşa peygamber yakıştırmalarına bile tanık olduğumuz bu mübarekler ne yaptı?
Kendilerinden beklenen; iktidar emanetinin cazibesine kapılıp, kulluğunu ve misyonunu unutmaması ve kendilerine sık sık ölümü hatırlatması için cebinden para verip özel hizmetli tutanları, halifelik emanetini alınca halka ‘yanlış yaparsam benim için ne düşünürsünüz’ sorusuna karşılık ‘seni kılıcımızla düzeltiriz’ cevabını alınca ağlayarak secdeye kapanıp, kendisi şaşırsa bile onu düzeltecek bir cemaati olduğu için yüce Allah’a şükredenler gibi davranmalarıydı elbet…
Bu kıssalarla siyaset yapıp halkın oyunu devşirenler, öyle yapmadılar…
Üzerinden yağ damlayan bu mektup en çok Emine Erdoğan’ı etkiledi. Günlerce cebinde taşıdı, okudu ağladı, okuttu ağladı.
Sonra dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e gereken talimat verildi.
Bir süre sonra yolu Adana’ya düşen Hüseyin Çelik’in notları arasında Cumali’nin öpüleceği vardı.
Çok da aramasına gerek kalmadı, ki öğretmen Cumali havaalanında Bakan karşılayan bando mızıka takımı arasında yerini almıştı zaten.
Kendisini tanımaktan dolayı büyük bir sevinç ve onur duyduğunu söyleyen Hüseyin Çelik’in ‘dile benden ne dilersin’ teklifi anında karşılığını buldu ve Hüseyin Çelik’in ayağının tozu olacağını ifade eden Cumali Tekin Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği kadrosuna atandı.
Şimdi, bu olayı siyaseten eleştiriyorsam Allah belamı versin, hemen, şurada, şu anda…
Eleştiri ve üzüntü sebebim, referansı sözde İslam olanların icraatlarını mukaddes dinimizle ilişkilendirip, ‘biz demedik mi işte din ve dindarların gerçek yüzü bu’ diye propaganda yapanlara da gün doğdurmanızdır.
Mukaddes dinimizi küçük düşürmeniz, seviyenize indirmenizdir.
Ha unutmadan;
Cumali!
İnsanlar layık oldukları veçhile yönetiliyorlar gerçekten…
Bak toplumsal hastalıklar tavan yaptı Cumali…
Cezaevleri doldu taştı, bir o kadar daha yaptı TOKİ, ama yetmiyor.
Hırsızlık, arsızlık, vurgun, cinayet, sapkınlık, ırz düşmanlığı, vurgun, talan ve yalan aldı başını gitti Cumali…
Uluslar arası bütün göstergeler de son üçteyiz Cumali…
Yani senin iktidar ettiklerinde mi bir sorun var?
Yoksa Yüce Mevla bize bir kıyak geçti de hiç layık olmadığımız halde bizi Müslümanlar mı yönetiyor sence Cumali? Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1724 | E-posta
Yorumlar (1)
1. 15-01-2013 17:11
ceza evleri tabi ki taştı
eskiden darbeciler,çeteler,mafyalar,bu ülkeni soyan keneler dışarıdaydı şimdi cezaevindeler.tabiki cezaevleri taşacak