29 Mart öncesi uyarmıştım |
Pazar, 20 Ocak 2013 |
29 Mart 2009 seçimleri öncesinde seçilecek Büyükşehir Belediye Başkanı'na hitaben köşemden 15 ayrı mektup yazmıştım.
Seçime bir gün kala da 100 maddelik bir öneri paketi sunmuştum.
Dün bu yazıları karıştırırken bir tanesi dikkatimi çekti.
Seçilecek Başkan'ın çevresindeki dostlarıyla ilgili dikkatli olmasını istiyorum.
29 Mart'ta Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Zeki Toçoğlu seçildi.
Dolayısıyla o mektupların muhatabı da Başkan Toçoğlu olmuş oldu.
Mektupları o günlerde okuyup okumadığını bilmiyorum ama son mektuptaki uyarımı tekrar köşeme almak istiyorum;
"Sayın Başkan, bugüne kadar kendine iyi kötü bir dost çevresi edinmişsindir.
Bu dostların eğer gerçekten dost ise, sana ayak bağı olmazlar...
Kalitesiz tavırlarla seni toplum önünde zor durumda bırakmazlar.
Onları da şimdiden etrafına topla ve uyar.
Biliyorum, sen şimdi onları kırmaktan çekinirsin.
Sen bir yolunu bul, bu mektubu onlara okut.
Senin söylemen gereken ama söyleyemeyeceğin şeyleri ben anlatmış olayım.
Ey, yeni Belediye Başkanımız'ın sevgili dostları, kimsiniz, kimlersiniz, adınız, sanınız nedir, ne iş yaparsınız bilmem, bilemem.
Ama ne olur, arkadaşınız başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, tavırlarınıza dikkat edin. Başkanı rezil ya da vezir edecek olan sizlersiniz.
Bunu unutmayın.
Durduk yerde Belediye'ye gidip, personeli esir almayın.
Başkan'a yakın olmanızdan dolayı sizlere ayrıcalık tanınmasını istemeyin, beklemeyin.
Eğer fedakarlık yapılması gerekiyorsa, bunu en başta sizin yapmanız gerekir.
Hatta, Başkan ile oturup, konuşun, kendisini zor durumda bırakmamak için 5 yıl boyunca hiç görüşmemek, hiçbir şey istememek dahil olmak üzere, neler yapabileceğinizi
kendisine sorun.
Eğer haksız menfaat sağlamak gibi aşağılık beklentileriniz yok ise, bu önerilerim kulağınıza küpe olsun.
Ama derdiniz başka ise size diyebileceğim hiçbir şey yok.
Evet, Sayın Başkan, görüyorsun ya, iş seninle de bitmiyor.
Arkadaşların, ailen, akrabaların da seninle bir ve beraber sayılıyor...
Aslında herkes kendi yaptığından sorumludur ama siyaset farklı bir alan... Dikkatli olmanda fayda var."
…
Bizdeki saltanat
İngiltere Ulaştırma Bakanı Simon Burs, şoförüne yıllık 80 bin sterlin ödediği ortaya çıkınca çok ağır bir dille eleştirilmiş.
Bakan da bunun üzerine halkından özür dileyerek işine trenle gidip gelmeye başlamış.
Bizde ise herhangi bir koltuk sahibi olanlar o koltukların gücünü kendileri ve yakınları adına sonuna kadar kullanırlar.
Acaba İngiltere Ulaştırma Bakanı'ndan ders alacak var mıdır?
…
Mehmet Ali Birand
Türkiye önemli bir gazetecisini kaybetti.
Bana göre bir gazetecinin büyüklüğü yetiştirdiği isimlerden anlaşılır.
Bu anlamda Birand'da Türkiye'de çok sayıda değerli gazeteci yetiştirmiş büyük bir gazetecidir.
Dünya görüşü, gazetecilik tarzı eleştirilebilir.
Ama ülkemizin önemli bir değeriydi.
Bugün toprağa verilecek.
Umarım 71 yıllık hayatı boyunca yaptığı iyi işler öbür tarafını aydınlatır. Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1379 | E-posta
|
|
|