Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Semerciden değil, semerden kurtulmalıyız
Pazar, 20 Ocak 2013
Kızı atanama bekleyen ve bu gidişle daha çok bekleyecek öğretmenler kategorisinden bir dost, sarılmış telefona sabah sabah; Değişti mi? Değişti mi?

Bismillah! Ne değişti mi?

Sizin bakan canım, Milli Eğitim Bakanı…

Sonra baktım ki kabine değişikliği haberini alıp merakla bekleyen epey insan var. Ne olacaksa?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afrika ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada “Her an her şey olabilir” demiş ya, millette bir merak…

Şimdi uzun uzadıya tek tek uğraşmadan şu fıkra ile aktarayım meramımı, anlayana…

Eşekler, köydeki semerciden çok şikâyetçilermiş.

Semerci onlara göre iyi semer yapamıyormuş.

Eşeklerin sırtlarını kanlı yaralarla doluymuş.

Eşekler, bir gece bir araya gelip semerciden kurtulmak için dua etmişler.

Ertesi gün duaları kabul olmuş, semerci aniden ölmüş, yerine oğlu geçmiş.

Ne var ki, bu semercide bir türlü eşekleri rahatlatacak semerler yapamıyormuş, yaralar azalacakken daha da artmaya başlamış.

Eşekler, yine bir araya gelip semerci duasına çıktıklarında, köyün en yaşlı eşeği müdahale etmiş;

Evlatlarım! Semerciden kurtulmak için değil, semerden, yani eşeklikten kurtulmak için dua edin.

Bilmem anlatabildim mi?

*  *  *

Siz Tüccar Değil, DEVLETSİNİZ!

Hükümet, genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından belirli miktarlarda alınan katkı payını arttırmanın hazırlığında…

Dolayısıyla, genel merkez olarak bir yazı yazıp olaya müdahale ettik.

Dedik ki;

T.C. Anayasası uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal hukuk devletidir.

Sosyal devletin tanımı ise Anayasa Mahkemesi kararlarında şu şekilde ifade edilmiştir: “Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir.

Çağdaş devlet anlayışı, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlarıyla Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasını gerekli kılar.

Hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir.

Anayasa’nın Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer verdiği sosyal hukuk devletinin dayanaklarından birini oluşturan sosyal güvenlik kavramının içerdiği temel esas ve ilkeler uyarınca toplumda yoksul ve muhtaç insanlara Devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgarî yaşam düzeyi sağlanması, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerekir.”

Yatılı Bölge Ortaokullarında öğrenim gören öğrencilerimiz, ekonomik durumu iyi olmayan, devlet tarafından korunmaya muhtaç öğrencilerdir. Bu bağlamda, sosyal devlet anlayışının gereği olarak, sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için ilgililerden alınan katkı payının, yatılı okullarda öğrenim gören öğrencilerimizden ve ailelerinden alınmaması ile ilgili mevzuatta değişiklik yapılması için Bakanlığınızca çalışma başlatılması hususunda gereğini…

*  *  *

Dolandırılmaya Çok mu Meraklıyız?

Yoksa… Yoksa kısmı Yılmaz Özdil’den;

İTÜ’den doçenti aradılar, sizin adınızla örgüte lojistik malzeme alınmış, kariyeriniz lekelenmesin, paranın nereye gittiğini öğrenmemiz gerekiyor dediler, 120 bin lira gönderdi doçent… Bolu’da muhtarı aradılar, terör örgütü sim kartınızı kopyalamış dediler, yengenin altınlarını bozdurup, 2 bin lira ödedi muhtar…

Bandırma Sosyal Güvenlik Müdürü’nü aradılar, ben savcıyım, terör örgütü kimlik bilgilerinizi ele geçirmiş, suçüstü yaptıracağım dediler, 45 bin lira havale etti sosyal güvenlik müdürü… Konya Emirgazi Ziraat Odası Başkanı’nı aradılar, terör örgütü kimlik numaranızla dolandırıcılık yapıyor, para trafiğini takip edeceğiz dediler, ziraat odasının 49 bin lirasını verdi ziraat odası başkanı.

CHP Zonguldak İl Başkanı’nı aradılar, Profesör Haberal’la görüşüp görüşmediğini sordular, bizim neler bildiğimizi Cumhurbaşkanı bile bilmez dediler, Ergenekon kapsamında bazı kişilerin takip edilmesi için şu şu hesaba para havale edin dediler, 6 bin lira havale etti il başkanı…

Çünkü…

 “Enayi” meselesi değildir bu… “Herhalde bi açıkları var, yarası olan gocunur” meselesi de değildir.

Herkes telefonunun dinlendiğini düşünüyor, herkes evinde-ofisinde kamera-böcek arıyor, herkes kimlik bilgilerinin araklandığından emin, herkes banka hesaplarının kurcalandığından, bilgisayarına sızıldığından şüpheleniyor. İlla bi yamuğunun olması gerekmiyor, sıradan insanlar bile, acaba iftiraya uğrar mıyım, adımı alengirli bi mevzuya bulaştırırlar mı, sabaha karşı kapımın zili çalınır mı endişesiyle yaşıyor.

30 senedir bu memlekette gazetecilik yapıyorum, böylesi “korku atmosferi”ne hiç şahit olmadım.

Halkın tek güvencesi olan savcı-polis, halkın en büyük kâbusu haline geldi.

Maalesef mesele budur.


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1719 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.