“Le Le Le Sakine” başlıklı yazımız bazı arkadaşları üzmüş, tepkiler aldım.
Samimiyetlerine binaen yanlış anladıkları ihtimali üzerinden konuyu biraz açayım.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Abhaz (Abaza) olarak hiç ama hiç kimsenin etnik kökeni ve kimliği beni zerre kadar ilgilendirmez.
Ta ki ekmek yediği çanağa pislemediği, sütünü deviren inek olmadığı ve şu kadirşinas Türk milletinin devletine ihanet etmediği müddetçe…
Dolayısıyla Sakine’nin Ermeni oluşunun beni ilgilendiren tarafı sadece ve sadece Türk milletine ve Türk devletine ihanet eden bir terörist olmasıdır.
Sakine nazarımda iki kere suçludur; Hem terörist hem de Ermeni asıllı PKK’lıdır o…
Emelini, idealini, ideolojisini mertçe ortaya koyan, ben buyum arkadaş ve bunu istiyorum diyen bir TİKKO ve DHKP-C militanını, Sakine’ye göre daha saygıdeğerdir.
Yani, ASALA militanı sıfatıyla karşıma çıksa bu kadar tepki koymam.
Çünkü Sakine, ikiyüzlü, şerefsiz, bir halkın veya toplumun yaşadıklarını istismar eden, onlardan görünüp aslında onlardan intikam almaya yeminli taşeron bir örgütün üyesidir.
Bizim o yazıyı yazmamızın yegâne sebebi de PKK’nın aslında ASALA’nın taşeronu olduğunu, PKK üst düzey yöneticilerinin alayının Ermeni ve sair olduklarını belirtmek ve bir Ermeni yazarın Sakine’nin Ermeniliğiyle ilgili yazısını delil olarak kullanmaktı.
İstedik ki o yazarın;
“O’nu Doğu Ermenistan’a davet ederek, SARA nenesinin soydaşlarının yaşadığı devleti ziyaret etmesini can-ı gönülden arzulamış olduğum halde, memlekete değerli Sara yerine, ne acıdır ki onun Paris’te haince katledildiği haberi geldi.
Hayatımda pek kısa da olsa tanıma şerefine nail olduğum, belleğim ve yüreğimde derin bir iz bırakan değerli insanlardan birisi olarak hep anacağım unutulmaz SARA Sakine Cansız’ın ölümsüz anısı önünde saygıyla eğiliyor, Dersim’in bu asi kızının omuzladığı acı ve kavga dolu yaşamının acıyı bal eyleyen herkese örnek olmasını diliyorum.
DERSİM’İN KİRAKOS (BATMAN) ERMENİ KÖYÜNDE DOĞMA-BÜYÜME YİĞİT İNSAN (SARA) SAKİNE CANSIZ’IN ANISI ÖLÜMSÜZDÜR!” sözleri, birilerine kapak olsun, birileri PKK’nın, Kürt halkının temsilcisi olmadığını anlasın.
Böyle bir örgütün Ermeniliği tescilli teröristinin leşini kahramanlaştıran onu sözde Kürt halk kurtuluş örgütünün militanı gibi gösterenlereydi lafımız.
Bu ülkede Cumhuriyet Bayramı Mitingine, provokasyon bahanesi ile engel olmaya çalışıp, bu cenaze sebebiyle birilerinin devlete ve millete küfür etmesine izin verenlere, bu devletin bir ilini o günlüğüne hayali Kürdistan ama perde arkasında Büyük Ermenistan’a kiraya verenlere,
leşlerin getirildiği hastane, ki sahibi AKP milletvekili, gönderine PKK paçavrası asılmasını görmezden gelenlere, ha bir de olay çıkmadı diye onca şerefsize bir de teşekkür edenlereydi sözümüz.
Ha illa üstüne alınmakta ısrar eden varsa, afiyet olsun…
* * *
Bu ilk ve son değil.
Yüzlerce isyan var, bu bitse diğeri gelecek…
Her birinin arkasında dini ve etnik taleplerden ziyade bazı ülkelerin istihbarat teşkilatlarının varlığı ve manipülasyonu ve haliyle dışarıda bir düşman içeride ihanet var…
Son örnek olan PKK’nın, ASALA’nın devamı ve taşeronu olduğuna dair yüzlerce belge ve delil var.
Bunun uluslararanı bir senaryo olduğunu, ‘Süleyman bu değil’ diye bir dizi filmin senaryosuna müdahale edenler de gayet iyi biliyorlar.
Sorunun Kürt sorunu olmadığını, Kürtlerin istismar edildiğini ve kullanıldığını, perde arkasında Büyük Ermenistan hayallerinin yattığını, PKK’nın hangi ülkelerce nasıl finanse edildiğini, korunduğunu, kollandığını, aralarında AKP hükümetinin stratejik dostlarının da bulunduğunu da biliyorlar.
Bu oyunun piyonu durumundaki Kürtlerin kandırıldığını, bugüne kadar bu bölgeye yönelik politikaların yanlışlığından dolayı yaşadıklarının, bazı ülke ve gruplarca istismar edildiğini, dolayısıyla istismar kapılarının kapatılması ve o yöre insanlarının tekrar kazanılması gerektiğini de bal gibi biliyorlar.
Peki, neden APO denen kukla ve Ermeni taşeronuyla işbirliği yapıyorlar?
Neden Yahudi kökenli Barzani’den medet umuyorlar?
Neden, bu bizim sorunumuz, onlar da bizim insanımız ve kardeşlerimiz, size ne oluyor diyemiyorlar?
Niye uluslar arası arenaya taşıyorlar meselemizi…
Yoksa o bölgede kurulacak bir sözde devletin, asla Kürt Devleti olmayacağını, onlara da kalmayacağını bildikleri için, şimdiden yatırım mı yapıyorlar müstakbel komşularımıza, ne dersiniz? Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1703 | E-posta
