|
“İşçi Partisi’nin Gençlik Örgütü” olan “Türkiye Gençlik Birliği’nin” (TGB) Sakarya ve Diyarbakır Şubeleri üyeleri önceki gün, şehit edilen Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ı ölüm yıldönümünde Hendek’te düzenledikleri yürüyüşle andılar.
TGB Genel Sekreteri Cemil Gözen ve TGB Diyarbakır Şube Başkanı İslam Arslan, Okkan’ın mezarı başında yaptıkları açıklamalarda Okkan’ın bu ülkenin birlik ve beraberliğinin en güzel örneği olduğunu, ancak katil zanlılarının ellerini kollarını sallayarak dolaştıklarını söylediler.
Okkan’ın bu ülkenin birlik ve beraberliğine en güzel örnek olduğu ve katillerinin hala yakalanamadığı bir gerçek. Fakat Okkan TGB’lilerle aynı “kafa yapısına” sahip bir insan değildi. Gaffar Okkan, Kürtlerin kendilerini eşit yurttaş hissetmelerini sağlamayı amaçlayan bugünkü “Kürt açılımını” o zamandan başlatmış, fazladan da uygulamış bir emniyet müdürüydü. Okkan, Kürt sorununu görmüş, bölge halkıyla bütünleşmiş, hemdert olmuş ve gönüllerini fethetmeyi başarmış bir kişiydi.
Okkan’ın Kürt sorununu görmesi, güvenlik güçlerinin çalışmalarını buna göre konumlandırması ve Kürtlerle kurduğu ilişki terörden beslenen “derin güçleri” rahatsız etti. Okkan’ın bu derin güçler tarafından “şehit edildiğini” bugün herkes biliyor.
İşçi Partili TGB’liler, Okkan’ın “katillerini” görmek istiyorlarsa “Susurluk’un uzantılarına” ve “Ergenekon sanıklarına” baksınlar. Maalesef TGB’lilerin gönül ve ideolojik bağları bulunduğu İşçi Partisi bugün Okkan’ın öldüren zihniyetle iç içe-içli dışlıdır.
TGB’nin, İşçi Partisi’nin ve lideri Doğu Perinçek’in Kürt sorununa bakış açılarıyla, Okkan’ın bakış açısı birbirinin 180 derece tersidir. Bütün bu gerçeklere rağmen TGB’liler, Okkan’ı istismar etmeye çalışıyorlar. Halkın Okkan’a duyduğu sevgiyi ve halk nezdinde ki itibarını kendilerine politik destek olarak devşirmek istiyorlar.
TGB’liler’in, İşçi Partisi’nin yolundan gittiklerini göz önüne alındığında böyle bir çelişki yaşamaları onlar için gayet doğal bir durum. Çünkü İşçi Partisi’de ideolojik olarak sürekli “zikzaklar “ çizen, rüzgarın yönüne göre oradan oraya “savrulan” bir oluşum. 1980 öncesi “Maocuların” kurduğu İşçi Partisi ve lideri Doğu Perinçek 1980 sonrası ise bir dönem PKK Terör Örgütü Lideri Abdullah Öcalan’la sıkı fıkı ilişki kurdular. Türk Milleti, Beka’ya kadar gidip “PKK kamplarını denetleyen” ve “Öcalan’a gül sunan” Doğu Perinçek’i henüz unutmuş değil. 1990’lı yılların başında ise hızla “ulusalcı” olan İşçi Partisi hakkında bugün Ergenekon davası kapsamında Türkiye’yi kaosa sürüklemek için, derin güçlerle işbirliği içerisinde olduğuna dair güçlü belge ve kanıtlar var. TGB’lilerin de bu gün Kürt sorununu kabul etmezken, barış sürecini ihanet olarak görürlerken Kürt sorununu gören ve ilk Kürt açılımını yapan Okkan’a sahip çıkmak istemeleri bir istismardır.
Huseyin Ozcelik hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1828 | E-posta
|
