|
Üstün SEDAŞ konusunda ne kadar samimi? |
|
Cuma, 08 Şubat 2013 |
TBMM İnsan Hakları Komisyon Başkanı ve Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün SEDAŞ'ın dağıtım lisansının iptal edilmesi gerektiğini açıklamış.
Yetmemiş, SEDAŞ'ın muhalefet partilerinden daha fazla kendilerine sıkıntı yarattığını söylemiş.
Evet SEDAŞ özelleşme sonrası gerçekten vatandaşa adeta işkence ediyor.
Arızalara müdahalede yetersiz kalan SEDAŞ personel tasarrufu yapmak adına arıza ekiplerini attırmıyor.
Yeni yatırım yapmamak için adeta direniyor.
Vatandaşın en doğal hakkı olan elektriği kesintisiz dağıtmayı beceremeyen SEDAŞ sıra alacak tahsiline geldiğinde devletin bütün güçlerini kullanarak adeta vatandaşı bunaltıyor.
SEDAŞ özelleştiğinden bu yana, bunca zaman oldu, AKP'li siyasetçiler SEDAŞ'a karşı ciddi bir beyanda bulunmadılar.
Komşu Kocaeli'nde ise Valisinden milletvekiline belediye başkanlarından il başkanına kadar herkes SEDAŞ'ın ensesinden adeta boza pişiriyorlar.
Sakarya'da SEDAŞ ancak geçen kar yağdığında siyasilerin gündemine geldi.
Elektrik arızasıyla birlikte sular da kesilince AKP'li siyasetçiler durumun vahametini anladılar.
Daha doğrusu SEDAŞ'ın yaptıklarının kendilerine fatura edildiğini fark ettiler.
Popülist açıklamalarıyla tanıdığımız TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün hemen SEDAŞ'a yönelik suçlamalarda bulunmaya başladı.
Ancak Üstün SEDAŞ'ın bu noktaya gelmesinde kendi ihmalleri yokmuş gibi konuşuyor.
Sanki bir muhalefet partisi milletvekili;
SEDAŞ'ın lisansının iptal edilmesi gerektiğini söylüyor.
Üstün bunu yaparak Sakarya kamuoyuna şirin görünmeye çalışıyor!
Oysa konuşmak yerine yapması gereken Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'na SEDAŞ'ın ihmallerini ve lisans sözleşmesine aykırı tutumlarını içeren bir raporla başvurmaktır.
Sakarya'da yerel gazetelere açıklama yapmak kolay.
Üstün gerçekten Sakaryalı'yı düşünüyorsa SEDAŞ'ı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Enerji Bakanı'na anlatmalı, birer rapor da onlara vermelidir.
Bunu yapmadan söylediği her söz benim için şova yönelik siyasi bir girişim olarak kalacaktır.
�
Kartallar ve insanlar
Kartallar, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır.
70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadırlar.
Kartalların yaşı 40′a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu
nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir.
Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır.
Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır.
Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır;
Ya ölümü seçecektir.
Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci, 150 gün kadar sürecektir.
Bu yönde karar verirse, kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır.
Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar.
En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer.
Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni
gaga ile pençelerini yerinden söker çıkartır.
Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya
başlar.
5 ay sonra kartal, kendisine 20-30 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam
bağışlayan meşhur "Yeniden Doğuş" uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
Bazen kararlarımız acı da verse her zaman "Yeniden Doğuş"u
müjdeleyebilir.
İnternetten
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1289 | E-posta
|
|
|
