|
Cuma, 15 Şubat 2013 |
Çok mu geç kaldık bilmem ama hırsın ne manaya geldiğini, neye mal olduğunu (aslında en iyi bilmesi gerekenlere) bir kez daha anlatmanın tam zamanıdır.
"Hırs" ve "akıl" kelimeleri Arapçadan gelmektedir ve ilginç etimolojik arka planları vardır.
Hırs; Arapların, çiftleşme döneminde sağa sola saldıran, gözü dönmüş develerin ağzından akan salyaya verdikleri isim…
Akıl ise; hırsla sağa sola saldıran deveyi durdurmak ve zapt etmek için arka ayağı çapraz ön ayağa bağlamakta kullanılan bir çeşit urganın ismi…
Beyler!!!
Bir insanın, hakkı olmayana tamah etmesinin yegâne sebebi hırsıdır.
O hırs ki onu Efendimiz; "Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref (mevki-makam) hırsıyla dine verdiği zarardan daha fazla değildir" şeklinde tarif eder.
O hırsın kapladığı hiçbir insanın, Allah’ın emrettiği gibi yaşaması ve davranması, emir ve yasaklara uyması mümkün değildir.
O hırs ki, insanların yumuşak karnı ve en zayıf noktası, şeytanın ve beşeri ideolojilerin insanları avlamak ve Allah yolundan uzaklaştırmak için kullandıkları bir yemdir.
Toplumsal yardımlaşmaya ve zekâtın verilmesine engel olur.
Her türlü hayırlı amelin önünü keser.
Hâkimiyet duygusunu harekete geçirir. Her şeye sahip olma duygusunu kamçılar
Hırsın oluşturduğu hâkimiyet düşüncesi, fitne ve ihtilafların da sebebidir.
Hırs insanı ümitsizliğe sevk eder. Her şeyi elde etme hırsıyla yola çıkan isteklerini elde edemeyince ümitsizliğe düşer.
Hırs ifrat ve tefriti doğurur. Hırs insanı ya aşırılığa ya da ümitsizliğe sevk eder. İstikametten uzaklaştırır.
İnsanın başkalarına el açmasına ve insanın başkalarındaki mala mülke göz dikmesine sebep olur.
Hırs, hırsızlığı, usulsüzlüğü ve dolandırıcılığı doğurur.
Hırs insanı emeksiz kazanca sevk eder.
İnsanı harama yönlendirir.
Sahip olunan nimetlerin gerçek değerini düşürür.
Elindeki nimetlerin bereketini yok eder.
İnsanın nimetin gerçek sahibiymiş gibi davranmasını ve nimetin gerçek sahibini görmemesini sağlar.
Nimetin sahibini göstermediğinden dolayı nimeti verene teşekkürü de (şükretmeyi) unutturur.
İnsanın ruh sağlığını bozar.
İnsanın başkalarına yalakalık yapmasını sağlar.
İnsanı sahip olduğu veya olmayı çok istediği şeylerin kul-kölesi yapar.
Başkalarının hak ve hukukuna tecavüzü doğurur.
İnsanı izzetten uzaklaştırıp zillete düşürür.
Toplumda kardeşlik, birlik ve beraberliği yok eder.
İnsanlar arasındaki güven duygusunu, samimiyeti ve ihlâsı zedeler.
İnsanlar ve toplumlar arası savaşların, anarşinin ve terörün yegâne sebebidir.
Güçlü insanların güçsüzleri ezme sebebidir.
Merhameti ve şefkati yok eder.
Tahakkümü, sömürüyü ve kula kulluğu doğurur.
Dinin mukaddeslerini feda ettirir.
Helal- haram düşüncesini ve hassasiyetini yok eder.
Cimriliğin sebebidir.
Yetinmemeyi, beğenmemeyi, sürekli şikâyet etmeyi ve memnuniyetsizliği doğurur.
Hırsın tarifi ve sonuçları da şöyledir;
Açgözlülük, tamah, sonu gelmeyen istekler…
Allah’ın takdir ve taksimine rıza göstermemek…
Allah’ın rızık olarak verdiği miktara, yani hakkına razı olmamak…
Kâinatta var olan sebepler zincirine riayet etmeden neticeye ulaşma çabası…
Neticeye ulaşma sürecinde bütün sebeplere müdahale etme ve zarar vermek…
Neticeye, Allah’ın koyduğu kurallar çizgisinde değil de kendi aklınca veya kendi koymuş olduğu (gayri nizami) kurallarla ulaşma çabası…
Elindekiyle yetinmeme, hakkına razı olmama ve yaratıcının tasarrufuna müdahale etmek…
Allah’ın her şeyde olduğu gibi bu hususta da bizimle muamelesinde hayrı murat edeceğine inanmama ve güvenmeme…
Rızkın gerçek sahibi gibi davranmaya çalışmak…
Allah’ın kendi hakkındaki tasarrufuna teslim olmamak…
Ayağını yorganına göre uzatmamak…
Hırsa dair söylenenlere de birkaç örnek verelim;
Hırs ile tamahın başladığı noktada saf duygular sone erer. (Balzac)
Makam hırsı, ahlakın en üst seviyesine yükselmiş insanların bile yok olmasına sebep olur. (Hz. Ömer)
Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1839 | E-posta
|
|
|
