AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün üçüncü dönem milletvekilliği döneminde çok önemli çalışmalara imza atıyor. Sürekli kendini yenileyen ve geliştiren Üstün’ün, TBMM İnsan Hakları Komisyon Başkanı olması ve Üstün’ün çalışkanlığı, olaylara bakış açısını, takipçiliğini ve inisiyatif alma gibi özelliklerini komisyona yansıtmasıyla İnsan Hakları Komisyonu işlevsellik kazanarak önemli çalışmalara imza attı.
Üstün’ün başkanlığında ki İnsan Hakları Komisyonu darbelerle yüzleşme, faili meçhuller, 28 Şubat mağdurları, Uludere ve Tunceli olayları ile birlikte TOYOTA’dan dini inanç ve meslek hastalığı nedeniyle işten atılma iddiaları gibi bireysel hak ihlallerini, insanı rencide edeci ve aşağılayacak her konuyu yerinde inceledi. Komisyonun hazırladığı raporlar, Meclis ve Ülkenin gündemi haline geldi.
Üstün, komisyon çalışmalarını artık uluslar arası boyutlara taşıdı. Almanya’da sekiz Türk’ün katledilmesi Neo Nazilere yıkılarak dava kapatılırken Üstün’ün neredeyse bir dedektif gibi çalışarak elde ettiği bilgi ve belgelerle dava yeniden açıldı. Sekiz Türk’ün, Alman istihbarat servisiyle direk ilintili Neo Naziler tarafından öldürüldüğü anlaşıldı. Üstün sayesinde Alman derin devletinin Neo Nazilerle işbirliği yaparak Türkleri katlettiğini ve Alman Devleti’nin hâla ırkçılık hastalığından kendini kurtaramadığını bütün dünya öğrenmiş oldu.
Gurbetçi ailelerinin çocuklarının çeşitli bahanelerle ellerinden alınarak Hıristiyan ailelere evlatlık verildiğine önceki günlerde Sakarya’da yaşayan Ayşe Yaman’ın başına gelenlerden öğrendik. Ayşe Yaman Almanya’da yaşarken 7 yıl önce Alman makamları tarafından psikolojik sorunları iddia edilerek o dönemde 12 yaşında olan kızı Elif Yaman devlet korumasına alınarak Hıristiyan bir aileye evlatlık verilmiş ve daha sonrada Ayşe Yaman’ın işsizliği bahane edilerek, sınır dışı edilmesiyle Yaman’ın kızıyla ilişkisi kesilmiş. Konuyu Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın öğrenmesi ve Bozdağ’ın girişimde bulunmasıyla sonucu Elif Yaman, Türkiye ve Sakarya’yı ziyaret etmişti.
Üstün, şimdi bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyor. Üstün’ün açıklamalarından Avrupa’da yaşayan Türklere ait beş bin çocuğun çeşitli bahanelerle bu ailelerden alınarak, Hıristiyan ailelere evlatlık verilerek zorla Hıristiyanlaştırıldığını öğreniyoruz. Gurbetçi Türklerin çocukları sadece Hıristiyan ailelere evlatlık verilmemekle kalmayarak Hollanda örneğinde olduğu gibi GAY ailelere dahi verilmişler. Üstün’ün gayret ve çalışmasıyla bu konuda önümüzdeki günler de Türkiye ve uluslar arası kamuoyunda gündeme gelecek. Batı’nın müphem ırkçılığını ve İslam düşmanlığını görerek yıllardır Batı’da yaşayan gurbetçi Türklere uygulanan asimilasyon politikalarına bir kez daha tanık olmuş olacağız.
Milletvekili Üstün, TBMM İnsan Hakları Komisyonunda ki, başarılı çalışmalarıyla artık sadece Türkiye’de değil dünyada tanınan ve enternasyonal karşılığı olan bir devlet adamı haline geldi. Çalışkanlığını, takipçiliğini ve entelektüel birikimini bürokrasi tecrübesiyle pekiştirdi. Üstün’ün bu başarılı çalışmalarından Başbakan Erdoğan’ın da farkında olduğuna inanıyorum. Üstün milletvekilliği ardından uluslar arası bir kurumda yer alması Türkiye’nin menfaatlerine olacaktır. Üstün’de bu doğrultu da kendini hazırlıyor. 3. dönemi ardından bir süre siyasete ara verecek olan Üstün, hukukçu ve siyasi birikimini bir sivil kitle hareketin başına geçerek veya uluslar arası bir insan hakları kurulu kurarak değerlendirmek istiyor. Üstün’ün kurmak istediği ulusalar arası kurum ise İslam Ülkeleri mensuplarının başvuracağı bir insan hakları mahkemesi. Önümüzde ki yıllarda Üstün’ü uluslar arası alanda çok önemli çalışmalarına şahitlik edip Üstün’le gurur duyacağız. Huseyin Ozcelik hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 2090 | E-posta
|