Çarþamba, 27 Þubat 2013 |
Astsubay Abdullah Söpçeler…
Uzman Çavuþ Zihni Koç…
Kaymakam adayý Kenan Erenoðlu…
Polis memuru Nadir Özgen…
Uzman çavuþ Kemal Ekinci…
Adý geçen kamu görevlileri aylardýr PKK’nýn elindeydiler ama yakýnlarý dýþýnda kimse bilmiyordu.
Çünkü bu güne kadar, o da propaganda ve gövde gösterisi amaçlý olmak kaydýyla 16 Kasým 2011’de Roj Tv dýþýnda herhangi bir kanala haber konusu olamadýlar.
Yakýnlarý ile röportaj falan da yapýlmadý.
Çocuklarýný ve hakkýný arayan yakýnlarýnýn giriþimleri de yandaþ medyanýn ilgisini çekmedi.
Ama ne olduysa özellikle yandaþ basýn birkaç gündür PKK’nýn elindeki rehinelerle yatýp kalkmaya baþladý.
Görüntüler yayýnlanýyor, gözü yaþlý yakýnlarý ile röportajlar yapýlýyor.
Ve özellikle yakýnlarýnýn ‘barýþ gelsin de ne olursa olsun, yeter ki kan akmasýn’ babýndan sözleri kamuoyuna adeta ezberletiliyor.
Sürecin sihirli kelimesi; Yeter ki kan akmasýn…
Peki, kan kimin kanýydý?
Ve kan akýtan kimdi?
Beþikteki bebelere kadar kurþuna dizenler, kalleþçe pusu kuranlar, halkýn canýna ve malýna kast edenler, güvenlik güçlerimizi þehit edenler, Türkiye’nin neredeyse 30 yýlýna mal olanlar, yani bu uluslar arasý kahpelerin taþeronu þebeke kimdi?
Ýþte PKK’nýn elindeki rehineler ajitesinin maksadý budur; Hiç kimsenin aklýna akan onca kanýn hesabýný sormak gelmesin de bu iþte vebali ve sorumluluðu olanlar unutulsun.
Allah kimseye evlat hasreti ve acýsý yaþatmasýn evet ama bu rehinelerin aileleri ‘iyi de kardeþim bugüne kadar neredeydiniz, þimdi mi aklýnýza geldik’ diyebilmeliydi.
Ve çocuklarýnýn bu kahpe oyuna alet olmasýna isyan edebilmeliydi.
Kusura bakmayýn da yeter ki barýþ gelsin, yeter ki kan akmasýn talebi baþka, bu ülkeyi iç savaþa sürükleyen ve kahpece kan akýtanlardan hesap sormak baþkadýr.
Ve hesap sormayan devlet, hesap verir.
Bu hesap öyle PKK ile de sýnýrlý kalmaz, bugün PKK yarýn ASALA, öbür gün ne kadar bölücü terör örgütü varsa ve derken bir bakmýþsýnýz ki 1914’de ülkemizi iþgal edenlerden özür dilemeye kadar varýr.
Evet, bu teslimiyetin bizi getireceði nokta budur.
Gelmiþizdir de…
Bu ülkeyi, topla tüfekle askerle teslim alamayanlarýn, bölüp parçalayamayanlarýn ve Türk milletini geldiði yere geri gönderme planlarý yapanlarýn ekmeðine yað sürülmüþtür.
Bir nevi topsuz tüfeksiz iþgal ve savaþsýz teslimiyet gerçekleþmiþtir.
Kýna yakýn…
Bu ülkeyi yönetenler, bu milleti sadece tok ama esir, aç ama hür býrakma arasýnda bir tercihe zorlamakla kalmadýlar.
Yandaþ medyanýn kamuoyuna taktýðý at gözlüðü ve psikolojik harp metotlarý ile düþmandan medet umar hale getirdiler.
Evet, APO denen soysuz þu an kurtarýcý pozisyonunda…
Beþikteki bebelerin katili APO þu an akýl hocasý ve denge unsuru…
Bu milletin ve bu ülkenin düþmaný APO artýk barýþ elçisi…
Akýttýðý kanda boðulmasý gereken APO þimdi ülkenin kurtarýcýsý…
Farkýnda mýsýnýz?
Önce psikolojik haliyle bir kýsmý da ekonomik operasyonlarla önce bu millete ‘caným bu asker de neler yapmýþ, adamlar daða çýkmakta haklýymýþ’ dedirterek PKK’yý sempatik hale getirdiler.
Ardýndan ‘yeter ki kan akmasýn’ düþüncesi yerleþtirerek PKK ile yapýlan pazarlýklarý meþrulaþtýrdýlar.
Þimdi de APO’yu parlatýp serbest býrakmanýn hazýrlýklarýný yapýyorlar.
Farkýnda olanlara lafým yok…
Olmayanlar bir kýna da bunun için yaksýnlar…
Ama tavsiyem oturduklarý yerlerine… Erol Afþar hakkýndaki diðer yazýlar Gösterim: 1775 | E-posta
|
|
|