|
Dün kurum ziyaretlerinde dikkatimi çekti; Arkadaşlar aralarında bir şeyler konuşup gülüşüyorlar.
Hayrola, dedim. Ağlanacak halimize mi gülüyorsunuz?
Yok, dediler. AKP Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz sanal alemde bir twit paylaşmış, oldukça komikmiş de ona gülüyorlarmış.
E ne demiş?
Biz asla partizanca hareket etmeyiz, demiş, ona gülüyoruz.
İyi de, komikliğin sırası değil, üstelik o beyefendinin espri anlayışı oldukça kıttır, siz onun komedi babından söylendiğinde emin misiniz? Mesajın sonunda gülümseyen yüz, yerlerde tepinerek kahkaha atan bir insan görüntüsü gibi bir animasyon veya sonuna hınzırlık olsun diye konulmuş bir ünlem işareti var mı?
Valla yok, dediler. Ama yine de komik…
Bence niyetine bakmak lazım; Eğer komiklik olsun diye yaptıysa evet, bunu birisine aktardığınızda kasıkları ağrıyana kadar güler.
Ha ha ha! Ali İhsan mı? Şu AKP milletvekili mi? Biz asla partizanca hareket etmeyiz mi demiş? Ha ha ha!
Ay hiç güleceğim yoktu valla kız!
Lakin ciddi ciddi diyor ve öyle olduğunu iddia ediyorsa ki öyle gibi, o zaman bu alayın hakkını vermek gerekir.
Artık gülerek mi yoksa söverek mi bilemem ama bu dalga geçişin bir karşılığı olsa gerektir.
Evet, AKP partizanlık yapmıyormuş?
Bunu ne sokaktaki vatandaş ne de bir kamu çalışanı yutar.
Çünkü, 49 yıllık hayatımın nereden baksanız aklı başında 35 ve kamusal alandaki 27 yılında onca iktidar ve ortağı gördüm de AKP dönemi gibi, AKP tandanslı veya torpilli olmayanların bırakın vatandaşı, insan yerine bile konulmadığı hatta mümkünse nefes alınmasına dahi izin verilmediği bir başka dönem görmedim.
Yalanı, dolanı, tahrifatı sevmem… Zerresine itibar etmem. Hayatımın hiçbir anında da parti veya sendikal taassupla konuşmam.
O bakımdan göğsümü gere gere söylüyorum ki AKP partizanlığın dik alakasını yapmış ve yapmaktadır.
Varsa karşımda göğsünü gere gere -sayın vekil dahil- aksini iddia edecek olan, buyursun her türlü platformda tartışırız.
AKP sadece particilik ve partizanlık yapmıyor.
AKP, aynı zamanda yandaş kuruluşları veya yandaşlarınca ele geçirilmiş tüm sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte sendikacılık, dernekçilik, odacılık, birlikçilik yapıyor.
Memur musunuz? Bir talebiniz mi var? Önce hangi sendikaya üye olduğunuz soruluyor.
Delil mi? En son, en taze örnek; Bakın bakalım Milli Eğitim müdürlüklerine şube müdürü olarak görevlendirilenler hangi sendikanın üyesi…
Bakın bakalım, geçici her türlü görevlendirme ve görevde yükselmeler, tayin, terfi vesaire gibi işlerde hangi sendikanın borusu ötüyor?
Bakın bakalım, yurt dışı görevlendirmeleri vesaire gibi mülakat komisyonlarında hangi parti ve sendikanın halimi kartları uçuşuyor.
Sayın vekil, bir sorsun bakalım mesela son beş yıllık dönemde yurt dışında öğretmen olarak görevlendirilenlerin kaç tanesi hangi sendikanın üyesi?
Bırakın bir talebi olan şahsın hangi sendikaya üye olduğu, ya arkadaş senin falan yakının, eşin/dostun da şu kafir sendikaya üyeymiş, git etrafını toparla da öyle gel deniliyor.
Hele sendikal yetki mücadelesinin kızıştığında ay geldiğinde parti rozetini çıkarıp, her biri malum sendikanın yöneticisi ve üyesi pozisyonunu alıp, bürokrasiden yerel yöneticilerine kadar hepsi seferber olup ‘sendikacılık’ oynuyorlar.
“Biz malum-sen’i önemsiyoruz’ sözü de bizzat AKP partizanlık yapmıyor diyen vekile ait.
Eğer kendini valla partizanlık yapmıyoruz ama sendikacılık yapıyoruz şeklinde savunacaksa bir nebze yer yutarız yani…
Eğer komedi babındansan da güler geçeriz…
Ama ciddi ciddi kalkıp biz partizanlık yapmıyoruz ki diyen vekil, ya bu milletle dalga geçiyordur ya da okul sütü nevinden bizce içeriği belli olmayan bir sıvının sinir sistemine etkisi, onu böyle konuşturuyordur.
Koskoca vekil yalan söyleyecek değil ya!
Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1958 | E-posta
|
