Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Tencere! Dibin Kara…
Salı, 16 Nisan 2013
Geçen yıldı…

Yönetim kurulu üyemiz, haksızlıkla müdür olmak üzere iken(!) bu en kahraman Rıdvanlar müdahale edip çok ama çok büyük bir haksızlığa engel olmuşlar, böylece akılları sıra Toplu Sözleşme ayıplarını unutturup üye kaybını engelleyebilecekleri sanmışlardı.

Aman Allah’ım! Mal bulmuş mağribi misali yerel ulusal ne kadar internet basını varsa yaymışlar, bu kahramanlıklarını cümle alem görsün, aman da ne kadar hak mücadelesi yaptıklarına şahit olunsun ve toplu sözleşme ayıpları bir nebze olsun örtülsün ve unutulsun istemişlerdi.

Bugün yine, elde avuçta malzeme bitmiş ki, temcit pilavına sarılmış, yargı aşamasındaki bir olayla ilgili haber ve yorum yapmanın hem hukuken hem ahlaken doğru olmadığı bile bile konuyu gündeme taşımışlar.

O zaman da demiştik;

Keçi; malumunuz yapısal olarak kuyruğu dik ve ayıp yerleri hep meydandadır.

Bir gün aynı sürüden koyun ve keçi bir çiti atlarken koyunun mahrem yerleri o da belli belirsiz görünür.

Kaza bu ama yıllardır bu ayıpla yaşayan ve ancak fırsatını bulan keçi durur mu; gördüm, gördüm, koyun kardeşin kıçını gördüm diyerek dere tepe koşturmaya başlar.

Koyuncağız da arkasından seslenir ama anlayana; ulan biz bütün gün senin kıçını seyrediyoruz, şerefsiz…

Buna benziyordu…

Bu tarifi bizim keçinin görünen yerlerinden örnekler vererek açmıştık;

Hak hukuk bildiğini iddia eden sendikanın -genelde de öyledir de- ilimizde nasıl yetkili olduğundan ve yetkiyi hangi usulsüzlüklerle ve hani diyorlar ya evrakta sahteciliklerle nasıl kazandıklarını, bu hak hukuk diyenlerin yandaşlarını idareci yapmak için çevirdiği entrikaları bu köşeden aktarmıştık.

Şimdi yine kaşınmış, sırf günü kurtaralım diye aynı konuyu gündeme getirerek bize mükemmel bir gol pası vermiş arkadaş, al da doksana tak dercesine…

Takacağız tabi…

De, o gün yaptığımız şu girizgahı bir hatırlatalım;

“Tanıyanlar bilir;

Bazıları gibi camide yatıp kalkmadığım için kimliğim, haftada iki üç kere kazara(!) düşmez, cep telim veya okulla ilgili bir evrakım camide unutulmaz(!) benim…

Bazıları gibi ‘siyasi ve bürokratik ekabir hangi camide namaz kılar acaba’ diye merak etmediğim için öyle cami cami dolaşmam da ben…

Cuma günleri, şehrin bir ucundan kalkıp hiç bir işim olmadığı halde milli eğitim müdürlüğüne gelerek saatler önceden, kıvrılmış gömlek kolları ve pantolon paçalarıyla dolaşmam…

Öyle çok dini bütün biri olmadığım için önüme gelene namaza ne kadar kaldı diye de sormam…

Tam camiden çıkmıştım ki veya tam namaza durmuştum ki gibisinden, hiç alakası yokken muhabbeti namaza getirip dayamam…

Ama yakından tanıyanlar bilir ki ben Allah’tan nasıl tarif etsem; it gibi korkarım işte.

Hele kul hakkı konusunda, bütün gün bu fani hayatın hayhuyu içinde üzerimde biriken kul hakkı tozlarını silkelemeden eve ve yatağa girmeyecek kadar da hassasım.

Varsa bir yanlışım, haksızlığım hangi metotla yemişsem o zıkkımı aynı metotla geri iade edene yani helallik alana kadar köpek gibi sürünürüm.

Ve iddialıyımdır ki televizyon programlarından, köşemden; Allah aşkına, kimin hakkı üzerimde kaldıysa gelsin, helalleşelim, varsa hakkı olduğuna inanan varsa bir haksızlık ettiğimi düşünen, gelsin bulvarda açayım sırtımı, vereyim eline sopayı, hakkını alana kadar dövsün çağrısı yapmışımdır.

Şimdi, malum sendikanın mal bulmuş mağribi misali kullandığı şu konuyla ilgili toplu iğne ucu kadar bilgim ve dahlim olduğunu ispatlayanın bırakın alnını, ayağını öper, derhal istifa eder, çeker giderim.

Kim yaparsa yapsın pisliğe, haksızlığa zerre kadar tahammülüm yoktur.

Aynı şekilde yönetim kurulu üyem, bırakın evrakta bir tahrifatı her hangi bir yetkiliden bu manada yardım istediğini ispat edin, onu bulvarda falakaya çekmeyen de şerefsizin önde gidenidir.

Ki o da, varsa bir ayıbı şeriatın kestiği parmak acımaz anlayışı ile bunun bedelini ödeyecek kadar onurlu bir kardeşimiz…

Ha… Bu iddiaları ispatlamayanda şerefsizin önde gidenidir…

İspatlayacaksınız, niye? İktidarsınız, neredeyse bütün muhaliflerini teknik takibe alan, suç bulamadığında, karakolda insanların telefonlarına suç unsurlarını bizzat yükleyip, iş açığa çıkınca da ‘sehven oldu özür dileriz’ diye bu insanlık ayıbını örten, örttüren bir iktidarın ortağısınız.

Ne malum komplo kurulmadığı veya bizzat sizin kurmadığınız?

Milli eğitim müdürlüğünün deposunda bulunan ve ancak zimmetle bir yerden bir yere hareket eden özlük dosyasına ben ulaşamam, benim mali sekreterim de ulaşamaz ama bu iddiayı ortaya atanlar rahatlıkla ulaşabilir çünkü yapı müsait, yapıları müsait…”


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1995 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.