Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Bazılarına her şey mubahtır!
Cuma, 19 Nisan 2013
Küfre ve sahteciliğe sahip çıkmadığını iddia edenlere kapak yapmaya devam edelim;

Yazılarımızda veya konuşmalarımızda hedef aldığımız kişi ve kurumlarla ilgili iddialarımıza bakıp, ya yazdıkların yalan ya da bunların suratı kösele, yahu bunlar nasıl insanlar, hiç utanmıyorlar mı, dediğinizi biliyorum.

Evet, utanmıyorlar…

Ama sadece yüzleri kösele olduğundan değil, öyle öğretildiği için, yedikleri haltı iyi bir şey kabul ettikleri için, hatta birileri onlara bunca sahtekârlığı, soytarılığı, haksızlığı ve kahpeliği, hile-hurdayı adeta cihadın bir gereği olarak sundukları için bırakın utanmayı kendilerinden gurur duyuyorlar.

Ayıp, ayıp olmaktan çıkıyor onlar yapınca…

Kusur, kusur değil onlar yaptıysa…

Kahpelik, bir nevi taktik…

Hile, hurda cihat veya bize karşı yaptıkları mücadele veya adı her neyse onun ayrılmaz bir parçası…

İşin içine ‘ne pahasına olursa olsun’ anlayışı üstelikte bir düstur olarak girdiyse ve işledikleri her türlü insanlık dışı cürüm onlara ‘bu yolda her şey mubah evladım’ diye öğretildiyse, artık yapacak ve diyecek bir şey kalmamıştır.

Örneğin malum sendika…

Her hafta sonu otobüslerce insanları taşıdılar Antalya’ya, öyle yönetici falan da değil düz üye…

Biz yılda bir kez yöneticileri götürsek üç ay belimizi düzeltemiyoruz ama adamlarda para pul gani ya…

Bu toplantılarda insanlar gaza getirildi…

Bütün değer yargıları kaldırılıp yerlerine her şey mubah ölçüsüzlüğü getirildi.

Bütün insani, ahlaki, dini kurallar kaldırılıp yerine ne pahasına olursa olsun kuralı getirildi.

Aramızda 30 bin fark kaldı arkadaşlar, diyordu başkanları… Bu otuz bin farkı ne pahasına olursa olsun kapatacağız, bu yolda her şey mubah diyor ve müthiş taktiğini veriyordu; şimdi arkadaşlar, öyle bir kişi bir kişi bu fark kapanmaz, bırakın boş olanları, bizzat rakip sendikanın üyelerine sarkın, onlardan istifa ettirip bize üye ettiğiniz her bir kişi aslında iki kişidir. Hem ayrılması hem bize üye olması iki kişi yapar.

Evet, farkı kapattılar da öne bile geçtiler…

Sayaç tutmadığımı bilirsiniz…

Sayılara takılıp kalmadım hiçbir zaman…

Bütün bu geliş ve gidişleri bütün bu üye sirkülasyonunu insani boyutuyla değerlendirdim, sayıyla değil…

Ayrılırken insanların nasıl utandığını, mahcubiyetini gizlemek için nasıl köşe bucak kaçtıklarını, bazılarının işi arsızlığa ve yüzsüzlüğü verip kendilerince haklı ama komik gerekçeler icat ettiklerini gördüm.

Her ne ve kim olursa olsun, insanı aşağılayan, insanın aşağılanmasından medet uman, sözde yükselişini insanın ve insanlığın irtifa kaybetmesine endeksleyen kişi ve kurum her kim olursa olsun, Allah’ından bulsun…

İnsanı; vicdanı, iradesi, aklı, değer yargıları, haram-helal ölçüsü dışında bir tercihe zorlayan her kim ve ne ise Allah belasını versin.

Adam sağlık memuru, basit bir işi var, bir yer değişikliği, olmaz diyorlar istifa et, bize geç öyle.

Geçiyor ne yapsın ama işi görülmüyor, soruyor, eşin öğretmenmiş ve Türk Eğitim-Sen’e üyeymiş, gereğini yap, işini yapalım, deniliyor.

Kesinlikle çok yakınım olmadıkça sormam ama çoğunun istifa ve malum sendikaya üye oluş gerekçeleri, insan iradesine saygısızlığın geldiği noktayı gösteriyor;

Ben yurt dışı mülakatına gireceğim de, istifa et gel, dediler.

Eşim, eş durumundan tayin isteyecek de bize geç eşini senin yanına aldıralım, dediler.

Yahu bir müdürümüz var surat bir karış, sıkıysa sendikasına üye olma, kusura bakmayın, ben kaçıyorum…

Bizim müdür bir hafta sonra emekli, yerine benim görevlendirilmem için o sendikaya geçmem gerekiyordu.

Görevde mi yükseleceksin geç o sendikaya, tayin mi yaptıracaksın geç o sendikaya, torpil mi lazım geç o sendikaya, vekaleten idareci mi olacaksın geç o sendikaya, karnın mı ağrıyor geç o sendikaya…

Diyorum ya, bana insan iradesiyle, kişinin aklı, irfanı ve vicdanıyla tercih ederek üye olanını getirin, heykelini dikeceğim.

Yok, bulamazsınız…

Zaten malum sendikaya sendikal gerekçelerle üye olacak adamın aklından şüphe etmemek mümkün değil, çünkü sendika değiller…

Bunu daha sonra açarız…

Türk Eğitim-Sen, şu an itibariyle, alnı açık, başı dik, onurlu, ne yaptığını, nereye üye olduğunu, niçin üye olduğunu bilen, akıbetini rüzgarın tayin etmediği, güçlünün değil haklının yanında olmayı tercih eden 3 binin üzerinde üyesi ile yetki sayımı için hazırdır.

Bize her şey mubah olmadığı için ve biz ne pahasına olursa olsun anlayışıyla değil, sınırlı, sorumlu, hakkı hukuku bilen ve gözeten bir anlayışla hareket ettiğimiz için ve biz eğitim çalışanlarını sadece ama sadece sendikal beklentileri dolayısıyla üye yaptığımız için, yani adam gibi sendikacılık yaptığımız için geçer veya geçiliriz, yetkiyi alırız veya alamayız, hiç umurumuzda değildir, şimdiye kadar da olmadığı gibi…

Biz biliyoruz ki bize nerede ve nasıl durduğumuz sorulacaktır, kaç üye yaptığımız değil…


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1831 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.