Son Yorumlar
Son Şans, Tekrarı 105 Yıl Sonra
Bilgi
Yazım içeriği ve bilgi edinme yönünden güzel bir yazı olmuş. En çok di...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
Hayvanseverlik
Bu şekilde, canlıların hangi amaçla bayıltığını bilmeden ve sonrasında...
Yorumu Oku

Geyve'de köpekler etkisiz hale getiriliyor
BELLİ
ORADAKİ YURTTAN ŞİKAYET GELMİŞTİR BELEDİYEYE BELEDİYEDE GEREKENİ YAPMI...
Yorumu Oku

Ak Parti'de değişim başlıyor!
MÜTEAHHİT
GEYVE TEŞKİLATI TAMAMEN DEĞİŞMELİ MÜCAHİTLİKTEN MÜTEAHHİTLİĞE YÜKSELME...
Yorumu Oku

Murat Kaya, TCDD Genel Müdürü ile görüştü
dileğimizdir
sayın Murat Kaya; TCDD'nın genen müdürü ile görüşürken HIZLI TREN...
Yorumu Oku

 
Dolgu malzemesi olmayın!
Pazartesi, 22 Nisan 2013
Mustafa Kızıklı, bir önceki dönemin Türk Eğitim-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteriydi.

Kendisi değişti ama görev aldığı yıllarda kaleme aldığı bu yazı hala güncelliğini koruyor.

Anlayana sivrisinek saz babından paylaşalım;

Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş.

Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Uygun iklim şartlarında, yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş.

Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa; Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?

On yılda, demiş kavak.

On yılda mı, diye gülmüş ve yapraklarını sallamış kabak; Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim, bak!

Doğru, demiş kavak.

Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.

Sormuş endişeyle kavağa; Neler oluyor bana ağaç? Ölüyorsun, demiş kavak.

Niçin, demiş kabak… Benim on yılda geldiğim yere, birkaç ayda gelmeye çalıştığın için, demiş kavak.

Bir sendikal yetki süreç daha tamamlanmak üzere…

Hormonlu kabak benzeri bir sendika yine her yıl olduğu gibi “bu sene yetkiliyiz, ha gayret aslan marabalarım, yalakalarım” ve “istifa et bize gel sana mama verelim” türkülerini çağırdılar.

5 üye ayartana gömlek ve kravat, 10 üye ayartana takım elbise, 20 üye ayartana tatil vaat ettiler.

Birilerinin gömlek, elbise ya da tatil kazanması için kendisini alet edenlere de diyecek bir şey bulamıyorum.

Bunlar kar etmeyince ödünç üye istediler.

Bu ödünç üye işine da pek aklım ermiyor. Olsa olsa köyde komşudan ödünç merkep istemek gibi bir şey olmalı diyorum.

Hadi birileri yüzsüzlük yapıp ödünç üye istiyor da, kendisini merkep yerine koyup komşuya ödünç gidene ne demeli?

Soros, CIA ve Okyanus ötesinden destekli organizasyonlarda, sözde sivil toplum örgütleriyle eylemlere katılarak, bir kabağın aklı ne kadarsa o kadar “milletin ortak aklı”, satranç tahtasındaki “Açılım”  oyununun piyonu oldular, dağdan inen, 161 öğretmenin de katilleri olan eşkıyalara kucak açıp, birlikte bayram ettiler.

Darbe sırasında, kendileri postal yalarken, korkularından karanlık çukurlarda saklanırken, meydanlarda “kesintisizi demokrasi istiyoruz” pankartlarıyla eylemler yapan, dik duran, bedel ödeyen, darbelerin asıl mağdurlarına darbeci yakıştırması yaptılar.

Kendi sümsük ve hain hallerine bakmadan; iktidara yalakalık yapmayan, dik duran, önce vatanım, milletim, ülkem ve inançlarım diyen herkese “darbeci” dediler.

Nereye hizmet ettiklerine, kimin sülüğü olduklarına bakmadan ilkeli, onurlu insanları kendileri gibi sanıp siyasal yapılarla ve çeşitli organizasyonlarla ilişkilendirmeye çalıştılar.

Velhasıl değiştirmedikleri gömlek, girmedikleri don kalmadı.

Yalan, yanlış, isnat, iftira, çirkinlik ne varsa yaptılar. Sadece sendikacılık yapmadılar, yapamadılar.

Zaten öyle bir dertleri de yoktu…

Bütün bunlara rağmen böyle bir yapı eğitim çalışanları içerisinde az ya da çok destek buluyorsa, eğimciler sosyolojik ve psikolojik olarak kendilerini, çevrelerini, mesai arkadaşlarını ve geleceklerini sorgulamalıdır.

Çünkü bırakın eğitimciliği, bu durum insan onuru için aşağılayıcı olarak görülmelidir.

Söz konusu yapının içerisinde birçok kaliteli insanın, baskı vb. gerekçelerle istemeden bulunduklarını da biliyorum.

O insanlar için de artık her şeyi sorgulama mevsimi gelmiştir. Unutulmamalıdır ki bu kepazeliği sorgulamayan, kabullenen veya önemsemeyerek bu yapının içerisinde bulunmaya devam edenler, “yapı taşı” değil, ancak “dolgu malzemesi” olurlar.

***

Sendikal tercihlerinizi meslek ve insan onuruna yakışır şekilde yapın.

Sendikal hiçbir işlevi olmayan, hükümetle sembiyoz ilişkisi sebebiyle olması da mümkün olmayan sendikalara dolgu malzemesi olmamanın yegane yolu Türk Eğitim-Sen’e üye olmaktır.

Çünkü Türk Eğitim-Sen;

İnsani değerlerin değiştiği, maddi menfaatlerin ön plana  çıktığı, vekil idarecilikler ve geçici görevlendirilmeler uğruna nereye niçin neden hizmet ettiğini bilmeden sendikasını değiştirebilen insanların çoğaldığı bir dönemde, şahsi menfaatlerini elinin tersiyle itenlerin,

O yüce Resulün Mekkeli müşriklere” ey Muhammed istiyorsan seni Mekke’nin en zengini yapalım, istersen seni Mekke’nin en güzel kadınlarıyla evlendirelim bu davandan vazgeç” denildiğinde “bir elime güneşi bir elime Ay’ı verseniz bu davamdan vazgeçmem” diyen o yüce peygamberin hayatını şiar edinenlerin,

Kendilerine hak etmediği halde idarecilikler, maddi menfaatler karşılığında sendika değiştirme teklifinde bulunanlara ”ey menfaatperestler, kul hakkı yenmesine sebep olanlar, dünün korkakları, bugünün aslan postuna bürünmüş tilkileri, ben küçük menfaatler için davamı ve sendikamı satmam” diyerek dik duranların sendikasıdır.


Erol Afşar hakkındaki diğer yazılar
Gösterim: 1823 | E-posta

İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 
 
 
© 2000-2019 Geyve.com Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur.