Yeter artık, huzur istiyoruz |
Pazartesi, 17 Haziran 2013 |
Türkiye günlerdir ayakta.
Tam olaylar bitiyor, insanlar Gezi’den evlerine dönüyor derken, polis saldırısıyla insanlar yine sokağa döküldü.
Birileri Türkiye’nin huzur bulmasını istemiyor.
Başbakan Erdoğan’ın Gezi Parkı’yla ilgili birebir görüşmeler yapmasından umutlanmaya çalışırken mitinglerde havayı gören konuşmalarını dinleyince ortam da, biz de geriliyoruz…
Günlerdir TV’lerden, gazetelerden, internetten olan biteni anlamaya çalışıyorum.
Bakıyorum da en yakınımızdaki insanlarla aramızda bir uçurum oluşmaya başladı.
Sosyal medyada ağza alınmayacak küfürler okuyorum…
Hiç ummadığım, halim-selim tipler sosyal medyada ellerine pala alıp önlerine gelene saldırıyorlar.
Korkunç bir çatışma ortamına doğru sürükleniyoruz.
Bu işin kucaklayan tarafında olması gereken Başbakan Erdoğan da sürekli geren konuşmalarıyla bunların önünü açıyor.
Sonra “Bu işleri kışkırtanlar var” deniyor.
Emin olun cumartesi akşamı polis Taksim’de o şiddetli saldırısını gerçekleştirmemiş olsaydı bugün herkes evine dönmüştü.
Bakın Sakarya’daki Gezi direnişine verilen destek yürüyüşleri olaysız geçti.
Çünkü polisin tek bir müdahalesi olmadı.
Sakarya polisi süreci çok iyi yönetti.
Bundan anlaşılıyor ki; gösterilere daha hoşgörülü yaklaşıldığında sorun yok.
Bence Başbakan Erdoğan daha sakin olmalı, itidali elden bırakmamalı.
Evet, itidalle huzura kavuşabiliriz.
Çünkü Türkiye artık “Yeter artık, huzur istiyoruz” diyor…
…
Kurtlarla koyunlar
Bin yıl süren savaşlardan sonra
Kurtlarla koyunlar barışmış sonunda.
Elbet iki taraf için de buymuş en iyisi:
Kurtlar bir hayli koyun yiyorlarsa da
Az mı kurt postu giymiş çobanlar da?
Koyunlar özgürce otlayamadığı gibi
Kurtlar da özgürce et yiyemiyorlarmış.
Uzatmayalım, bitmiş savaş gelmiş barış;
Ama rehin istemişler birbirlerinden:
Kurtlar yavrularını vermiş,
Koyunlar da köpeklerini.
Değiş tokuş gereğince, töresince yapılmış
Elçiler, görevliler eliyle.
Gel gelelim bir zaman sonra yavrukurtlar
Düpedüz kurt olup kana susamışlar.
Bekleyip sayın çobanların
Sürüden uzaklaştıkları zamanı,
Boğmuşlar yarısını en yağlı kuzuların
Ve sırtlarına geçirip dişlerini
Ormanı boylamışlar.
Meğer gizliden haberliymiş baba kurtlar:
Onlar da boğuvermişler bu arada
Güvenlik içinde uyuyan köpekleri.
O kadar çabuk olmuş ki bu iş
Köpeklerin ruhu bile duymamış nerdeyse:
Bir anda hepsi paramparça edilmiş,
Kurtulamamış bir teki bile.
La Fontaine
Çeviren: Sabahattin Eyuboğlu
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar Gösterim: 1230 | E-posta
|
|
|